‘Menkıbeler’ olarak etiketlenmiş yazılar

Dara harabeleri (mardin)

Bişr-i Hafi (Radiyallah-u anh)- 11

Bilal el-Havvas (r.a.) şöyle anlatır;

-“Bir gün “SİNA “ çölünde yürüryürdüm. Yanımda bir zat belirdi.”

Ona;

-“Kimsin? Deyince

-“Kardeşim Hızırım.” Dedi

Ben o’na;

-“Sana sual sormak istiyorum.” Deyince

Bana ;

-“Sor.” dedi.

Ben de;

-“İmam-i Şafi-i (r.a.) hakkında ne dersin? Diye sordum.

Hızır Aleyhis-selam bana;

-“Dünyadaki dört büyük alimden biridir.” Diye cevab verdi.

Ben;

-“Ahmed bin Hambel (r.a.) hakkında ne düşünürsün?” dedim.

Hızır Aleyhis-Selam;

-“Sıddık (doğru, samimi) bir zattır.” Dedi.

Ben;

-“Bişr-i Hafi (r.a.) hakkında ne söylersin?” deyince;

Hızır Aleyhis-selam;

-“Ondan sonra onun gibi bir zat gelmedi.” Dedi.

Bir gün Bişr-i Hafi (r.a.) nin eşyasını çaldılar. Ağlamağa başladı.

Fudeyl bin iyyad (r.a.);

-“Mal için ağlanır mı?” deyince

Bişr-i Hafi (r.a.);

-“Mal için değil hırsızın günah işlediğini, kıyamet gününde bunun azabını çekeceğini düşünüp ağlıyorum.” Dedi

Adamın biri Bişr-i Hafi (r.a.) ye gelip;

-“Bana vasiyet et.” Dedi.

Bişr-i Hafi (r.a.) ona;

-“Şöhretten sakın, helal lokma yemeğe gayret et.” Dedi.

Bişr-i Hafi (r.a.) bir gün kabristandan geçiyordu. Mezardakilerin, mezarları üzerinde bir şeyi paylaştıkları ona gösteridi;

-“Ya Rabbi! Bunların ne yaptıklarını bana bildir.” Dedi.

-“Git, kendilerine sor.” Diye bir ses duydu.

Gitti sordu;

-“Bir hafta önce bir kimse üç ihlas-i şerif okuyup bize gönderdi. O GÜNDEN BERİ ONUN SEVABINI TAKSİM ETMEĞE ÇALIŞIYORUZ, HENÜZ BİTEREMEDİK.” Dediler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi.

Allah-u teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Bişr-i Hafi rahimahulalah’ı seven Salih kullarından eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Dara harabeleri (zindan) MARDİN

Bişr-i Hafi (Radiyallah-u anh)- 12

Allah dostu olan Bişr-i Hafi (r.a.) den hikmetli sözler;

Bişr-i Hafi (r.a.) ya;

-“Tasavvuf nedir?” diye sorulunca;

Buyurdu ki;

-“Tasavvuf üç anlama gelir. İKİ MA’RİFET NURUNA ÂRİF OLMAK VE VER’A HALINI KAYIBETMEMEKTİR.”
-“İkincisi, dış görünüşünü bâtıl olan şey’lerden alıkoymaktır.”

-“Sonuncusu ise; kerametlerini gizlemektir.

Gene Bişr-i Hafi (r.a.) buyurdu ki;

-“Kötü insanlarla arkadaşlık yapmak, hayırlı insanlara su-i zanda (kötü düşünmek) bulunmaya sebep olur.”

-“Cimrinin yüzüne bakmak, insanın kalbını karartır.”

-“Sabır güzeldir, Bu ise insanlara şikayette bulunmamaktır.”

-“AKILLI KİMSE, HAYRI VE ŞERRİ BİLEN KİMSE DEĞİLDİR. Akıllı kimse hayrı gördüğünde ona tabi olan, şerri gördüğünde ondan kaçınan kimsedir.”

-“BİR KUL KUR’AN-İ KERİM HATMEDERSE, MELEKLER ONUN İKİ GÖZÜ ARASINI ÖPERLER.”

-“Ana ve babaların evlatlarına duaları, bir peygamberin ümmetine olan dua’sı gibidir.”

-“Makamların en yükseği, ölünceye kadar fakirliğe sabr etmektir.”

-“Kamil olan Allah yolcusu (Allahın veli kulu) ile sohbet etmek, Kur’an-i Kerim okuyan ile sohbet etmekten daha sevimlidir.”

İslam âlimleri ansiklopedisi.

Allah-u teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Bişr-i Hafi rahimahulalah’ı seven Salih kullarından eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Bor-e Gündük (Nusaybin)

Feth-i Musuli (Radiyallah-u anh)- 2;

Ebu Abdullah bin Cella (r.a.) anlatır;

Sırrı-yi Sekati (r.a.) nin evinde idim. Gece yarısından sonra giyinip, ridasını (cübbesini) üzerine aldıktan sonra dışarı çıktı.;

-“Nereye gidiyorsun?” deyince

Sırrı-yi sekati (r.a.);

-”Feth-i Musuli (r.a.) yi ziyarete gidiyorum.” Dedi.

Evden dışarı çıkar çıkmaz zaptiye çavuşu kendisini yakalayıp hapse attı. Gece gündüz yakalanan bütün tutukluların kırbaçlanması emr edildi.

Sırrı-yi Sekati (r.a.) kırbaçlamak için elini kaldıran celadin eli havada kaldı.

-“Niçin vurmuyorsun?” diye sorduklarında,

Gardiyan;

-“Bir şahıs karşımda durup, ‘SAKIN VURMA’ diyor. Bu yüzden elime hakim değilim.” Dedi.

Baktıkları zaman bu şahsın Feth-i Musuli (r.a.) olduğunu gördüler. Sırrı-yi Sekati (r.a.) yi onun yanına götürürp salıverdiler.

Feth-i Musuli (r.a.) bir gün Kurban Bayramında mahalle arasında gidiyordu. İnsanların kurban kestiklrini görünce;

-“Ya Rabbi! Senin için kurban edecek bir şey’imin olmadığımı biliyorsun. Ancak bende bu vardır.” Deyip parmağını boğazına koydu ve düştü.

Gelip baktılar Vefat ettiğini gördüler. ‘BOĞAZINDA YEŞİL BİR ÇİZGİ VARDI.

Vefatından sonra Feth-i Musul (r.a.) yi rü’yada görenler;

-“Allah-u Teâlâ sana ne yaptı.” Dediler.

Buyurdu ki;

-“Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.), bana niçin o kadar ağladın?” buyurdu.

Ben de;

-“Günahlarımın ve kusurlarımın mahcubiyetinden ağlıyordum.” Dedim

-“Ey Feth! Bu çok ağlaman sebebiyle, GÜNAHINI YAZAN MELEĞE SANA GÜNAH YAZMAMASINI EMRETMİŞTİM” Buyurdu.

Feth-i Musuli (r.a.) buyuruyor;

-“Allah-u teâlâ’yı arzu eden, ondan gayri her şeyden yüzünü çevirir.”

Yine Feth-i Musuli (r.a.) buyuruyor;

-“Kalbine DİKKAT VE TEVECCÜH edenen kalbinde, Allah-u Teâlâ’nin SEVGİSİ MEYDANA GELİR.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Evliyaların büyüklerinden olan Feth-i Musuli hazretlerinin yüzü suyu hürmetine Dünyada sıhhat, afiyet ve huzur içinde imanla ahrete intikal etmeyi nasıb eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bor-e Beşire Mecido (Girnavas) Nusaybin

İmâm-i Buhâri (Radiyallah-u anh);

Hadis âlimlerinin en büyüğü Kur’an-i kerimden sonra Dünyanın en kıymetli kitabı olan “Buhâri-yi şerif” adı ile meşhür hadis kitabının yazan büyük İslam âlimidir.

İsmi, Muhammed bin İsmail bin İbrahim bin Mugire bin Berdizbeh el- Cu’fi el- Buhâri’dir.

Künyesi, Ebu Abdullah’dır. 194 (M. 810) senesinde şevval ayında, Cum’a günü öğleden sonra Buhara’da doğdu. 256 (M. 870) de Semerkant’de Ramazan bayramı gecesi 62 yaşında iken vefat etti. Kabri Semerkant’ın ‘Hertenk’ kasabasındadır.

Hadis ilminde yüksek derecede olup, üç yüz bin den fazla hadis-i şerif-i senetleriyle birlikte ezbere bilen bir âlim olduğu için ‘İmam’, Buharili olduğu için de, “Buhâri” denilmiş ve ; “İmam-i Buhâri” ismiyle meşhür olmuştur.

İmam-i Buhâri (r.a.), Allah-u Teâlâ’nın Salih kullarından idi. Zamanında, hadis ilminde kitab ve sünnetin ma’nalarını anlamada, zekâda, fıkıh bilgisinin çokluğunda, zühd ve vera’da, kuvvetli ictihadda ve istnbatta (hüküm çıkarmada) bir eşi yoktur.

İmâm-i Buhâri (r.a.), ilk tahsiline doğduğu yer olan Buhâra’da başladı. Babası da hadis ilminde âlim olup, dördüncü tabaka ravilerden idi.

O zaman Buhâra önemli ilim merkezlerden biri idi. İmâm-i Buhâri (r.a.) nin babası, henüz o küçük yaşta iken vefat ettiğinden yetim kaldı. Salih bir zat olan babasından çok miras kalmıştır.

Babasının vefati üzerine onu annesi yetiştirdi. Annesi, imâm-i Buhâri (r.a.) ile kardeşini yetiştirme konusunda oldukça titiz davrandı. Babalarından miras kalan serveti, onların tahsili ve terbiyesi için harcadı. Duâ’sı makbul Saliha bir hanım idi.

İmâm-i Buhari (r.a.), nin küçük yaşta gözleri bir hastalıktan dolayı görmez olmuştu. Annesi tedavi ettirmeye çalıştı ise de, oğlunun bu körlüğü devam etti. Çocuğunun gözlerinin görmesi için, uzun zaman duâ etti.

Bir gece Ru’yasında İbrahim Aleyhis selam ona;

-“Üzülme, Allah-u Teâlâ oğlunun gözlerini geri verecek.” Diye müjdeledi. Sabah olunca İmâm-i Buhari (r.a.) nin gözleri tekrar görmeye başladı.

İmâm-i Buhari (r.a.) küçük yaşta iken, Buhara’deki âlimlerden ilim öğrenmeye başladı. Kabiliyeti ve zekasının üstünlüğü ile dikkatı çekiyordu. Bu ilk tahsil yıllarında, hadis ilmini öğrenmeye karşı ilgi duymaya başlamıştı.

Kendisine hadis ilmini öğrenmeye nasıl başladığı sorulduğunda;

-“Bu ilmi öğrenmeye kâtibler arasında kâtiblik yaparak başladım. ON YAŞINA KADAR BÖYLE DEVAM ETTİM. Cevabını vermiştir.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan İmâm-i Buhâri radiyallah-u anhu’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bor-e Beşire Mecido Girnavas Mevki-i (Nusaybin)

İmâm-i Buhâri (Radiyallah-u anh)-2

On yaşından itibaren hadis âlimlerinin derslerine devam etmeye başladı. Henüz on beş yaşına girmeden yetmiş bin Hadis-i şerif ezberlemişti. Bu garip hadiseyi duyanlar;

-“Hakikatten bu kadar hadis-i şerif-i ezberledinmi?” diye sorduklarında,

Onlara;

-“Evet!. Hatta yetmiş bin’den daha fazladır. Ayrıca bu hadislerin kim tarafından rivayet edildiğini, ravilerin doğum ve vefat tarihlerini de biliyorum.” Dedi.

Bu ilimde o kadar yükselmişti ki, hocaları ile karşılıklı ‘ilmi munazarlarda’ bulunurlardı. Nitekim hocası dahil ba’zı hadis rivayetindeki eksikliklerini onun yardımıyla tamamlamıştır.

Zekasının keskinliği ve hafizasının kuvvetli ile etrafındakilerin hayret ve takdirini kazandı.

On altı yaşına gelince Abdullah bin Mubarek (r.a.) ve Veki’ bin Cerrah (r.a.) ın yazdıkları hadis kitablarını ezberledi. Bu yaşta büyük din âlimlerinin yazılarını okuyup anlardı.

O zaman bilhassa hadis ilmini öğrenmek için meşhür hadis âlimlerinin bulunduğu ilim merkezlrine gitmek, ilim öğrenmek için önemli bir şart idi.

Bu sebeple İmâm-i Buhari (r.a.) de 16 yaşından itibaren, ilim öğrenmek için seyahatlara çıkmıştır. Pek çok ilim merkezine yaptığı seyahatleri, 40 yaşına kadar devam etmiştir.

Kendisinden şöyle nakledilmiştir;

-“On altı yaşında iken Abdullah ibni Mubarek (r.a.) in ve Veki’ bin Cerrah (r.a.) ın kitablarını ezberledim. Fıkıh ilminde müctehidlerin, rey ehlinin bildirdiklerini öğrendim.”

“Sonra Annem ve kardeşim Ahmed’le birlikte Hacca gittik. Hac farizasını yaptıktan sonra, annemle kardeşim Buhâra’ya döndü. Ben Mekke’de kalıp, hadis-i şerif toplamaya başladım.”

-”On sekiz yaşına girdiğimde, Sahabe ve tabi’ınin fetvalarını topladım. Bu arada Medine’ye gittim. Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ravda-i şerif-i başında geceleri ay ışığında; “Târih-ül kebir” kitabını yazdım.”

-”Bu kitabda yazdığım ve ismi geçen her zatın, bende bir kısası vardı. Kitabı uzatmamak için bunları yazmadım.”

İmam-i Buhâri (r.a.) Mekke’de bulunduğu sırada Abdullah bin Zübeyr el Hamidi (r.a.) den Şafi-i fıkhını öğrenmiştir. Ayrıca Tarih-i Kebirini yazarken istifade ettiği Sahâbe ve tabiînın rivayet ve fetvalarını da bu sırada öğrendi.

İmâm-i Buhari (r.a.) nin ilim için yaptığı seyahatleri 210 senesinde başlayıp, yıllarca sürmüştür.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan İmâm-i Buhâri radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bor-e beşire Mecido (Girnavas)

İmâm-i Buhâri (Radiyallah-u anh)-3

İmâm-i Buhari (r.a.) nin ilim için yaptığı seyahatleri 210 senesinde başlayıp, yıllarca sürmüştür. Gittiği ilim merkezleri; Mekke, Medine, Bağdad, Basra, Kûfe, Mısır, Nişabur, Belh, Merv, Askalan, Dımaşk, Hums, Rey, Kayseriy’ye ve diğer yerlerdir.

Gittiği yerlerde, zamanın meşhür hadis âlimleriyle görüşüp, onlardan Hadis-i Şerif dinliyordu. İşittiği Hadis-i Şerif’leri yazıyor ve ekseriyetle ezberliyordu.

O kadar kuvvetli zekası ve hafizesi vardi ki, Hadis-i Şerif-i bir kere işitince veya okuyunca hemen ezberlerdi.

Haşid bin İsmail şöyle anlatmıştır;

-“Buhâri (r.a.), işittiklerini küçük yaşına rağmen yazmiyordu ama ezberliyordu. Basra’da bizimle beraber Hadis âlimlerini dolaşırdı, biz yazardık, fakat o yazmazdı. Biz ona yazmamasının sebebini sorar dururduk.”

Aradan onaltı gün geçmişti ki bize;

-“Artık bana sataşmakta çok oldunuz, yazdıklarınızı getirip gösterin bakalım.” Dedi.

O’na yazdıklarımızı getirdik. O da bize Onbeş binden fazla hadis-i Şerifin hepsini ezberden okuyuverdi.

Sonra şöyle dedi;

-“Görüyorsunuz ki, boşuna gelip, günlerimi heder etmemişim.”

O zaman anladık ki, Hadis İlminde hiç kimse onu geçemez.”

Süleyman bin Mücahid (r.a.) şöyle anlatmıştır;

-“Bir gün Süleyman bin Selâm Bikendi (r.a.) nin yanına gitmiştim.”

‘Yanına varır varmaz;’

-“Biraz önce gelseydin, yetmiş bin Hadis-i Şerif ezberlemiş olan bir çocuk görecektin.” Dedi.

Bu söz üzerine çok merak edip dışarı çıktım. Bir çocukla karşılaştım. Bahsedilen çocuk budur diye düşünerek;

-“Yetmiş bin Hadis-i Şerif ezberleyen sen misin?” dedim.

Bana;

-“Evet Efendim, daha da fazlasını ve sahabeden, tabiînden olup da, rivayet ettiği hadis-i şerif ezberlediğim râvilerin, doğum ve vefat tarihlerini, yaşadıkları yerleri biliyorum…” dedi.

Buhâri (r.a.) şöyle anlatmıştır;

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan İmâm-i Buhâri radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Baverne (Bahçe başı) köyü yolu

İmâm-i Buhâri (Radiyallah-u anh)- 4

Buhâri (r.a.) şöyle anlatmıştır;

-“Hadis öğrenmek için iki defa Mısır’a ve Şam’a, dört defa Basra’ya gittim. Hicaz’da altı sene kaldım.

Hadis âlimleri ile birlikte Bağdad ve kûfe şehirlerine kaç def’a gittiğimi sayamam.”

İmam-i Buhâri (r.a.) bu seyahatlerinde binden fazla âlimden hadis ve diğer ilimler öğrenmiş ve nakletmiştir. Hocalarından bir kısmı şu zâtlardır;

Buhâra’da;
Muhammed bin Selâm el-Bikendi (radiyallah-u anh), Abdullah bin Muhammed el- Müsnedi (Radiyallah-u anh), Muhammed bin Yusuf el-Bikendi (Rdiyallah-u anh), İbrahin bin el-Eş’aş (Radiyallah-u anh),

Mekke-i Mükarrama’da;
Abdullah bin Zübeyr el-Hamidi el-Mekri (Radiyallah-u anh), Ebû Sâbit Muhammed bin Abdullah (Radiyallah-u anh), Ahmed bin Muhammed el-Ezraki (Radiyallah-u anh),

Medine-i Münavarra’da;
Abdülaziz el-Üveysi (Radiyallah-u anh), Mutarrıf bin Abdullah(Radiyallahu anh)

Vasıt’ta;
Amr bin Muhammed bin avn (Radiyallah-u anh),

Bağdad’da;
Şüreyc bin en-Nu’man (Radiyallah-u anh), Muhammed bin İsa et-Tabbani(radiyallah-u anh), Ali bin Mensur (Radiyallah-u anh),

Basra’da;
Ebu Âsım en-Nebil eş-Şeybani (Radiyallah-u anh), Bedel bin el-Minber (Radiyallah-u anh), Muhammed bin Abdullah el-Ensari (Radiyallah-u anh), Ömer bin Âsim el-Kilabi (Radiyallah-u anh), Abdurrahman bin Muhammed bin Hammad (Radiyallah-u anh), Abdullah bin Gedani (Radiyallah-u anh),

Küfe’de;
Ebû Nuaym el-Fazl bin Dükayn (radiyallah-u anh), Talak bin Ganem (Radiyallah-u anh), Hasan bin Atiyya (Radiyallah-u anh), ABDULLAH BİN Musa (Radiyallah-u anh), Halid bin Muhalled (Radiyallah-u anh), Hallad bin Yahya (Radiyallah-u anh), Ferve bin Ebi’l Magrai (radiyallah-u anh),

Mısır’da;
Said bin ebi Meryem (Radiyallah-u anh), Abdullah bin Salihil Katib (radiyallah-u anh), Sa’id bin Tüleyd (Radiyallah-u anh), Amr bin Rebi’ bin Tarık (Radiyllah-u anh),

Şam’da;
Ebû mesher (Radiyallah-u anh), Ebû Nasr-i’l-Ferâdisi (Radiyallah-u anh),

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan İmâm-i Buhâri radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bor-e Veysike (Nusaybin)

İmâm-i Buhâri (Radiyallah-u anh)- 5

Rey’de;
İbrahim bin Musa el-Hafız (Radiyallahu- anh),

Merv’de;
Ali bin el-Hasan bin şekik (Radiyallah-u anh), Abdan bin Osman el-Mervezi (Radiyallah u anh), Muaz bin Esed (Radiyallah-u anh), Sadaka bin el-Fazl (Radiyallah-u anh),

Nişabur’da;
Yahya bin Yahya (Radiyallah-u anh), Bişr bin el-Hakem (Radiyallah-u anh), Muhammed bin Yahya ez-Zühli (Radiyallah-u anh),

Kayseriyye’de;
Muhammed bin Yusuf el-Feryabi (Radiyallah-u anh),

Hums’ta;
Ebü’l Mugire (Radiyallah-u anh), Ahmed bin Halidi Vehbi (Radiyallah-u anh), Ebül Yman Yahya el-Vehazi (Radiyallah-u anh), Ali bin Ayas (Radiyallahu anh),

Askalan’da;
Âdem bin Ebi ayas (Radiyallah-u anh), Ayrica Ali bin el-Medini (Radiyallah-u anh), Ahmed bin Hambel (Radiyallah-u anh), Yahya bin Main (Radiyallah-u anh), İsmail bin İdris el-Medini (Radiyallah-u anh), İshak bin Rüheveyh (Radiyallah-u anh), Süleyman bin harb (Radiyallah-u anh), Ebû Gassan en-Nehbi (Radiyallah-u anh), Ubeydillah bin Musa el-Absi (Radiyallah-u anh), Abdullah bin Muhammed el- Müsnedi (Radiyallah-u anh), Abdülkuddüs bin el-Haccac (Radiyallah-u anh) ve diğerleri.

İmam-i Buhâri Hazretleri (r.a.), hadis-i şeriflerin râvilerini çok inceler, dinin emirlerine uymayan, edeblerini gözetmeyen, ahlakında bir kusur olan kimselerin rivayet ettiği hadis-i şerifleri almazdı.

Hadis-i şerifin metnini ezberlediği gibi, o hadis-i şerifi rivayet eden zatların künyesini, doğum – vefat tarihlerini, ahlakını, yaşayışını, kimden rivayette bulunduğunu, o ravi’den başka kimlerin Hadis-i şerif aldığını hep öğrenir, ezberlerdi.

Bir kimse hadis rivayetinde ve ravi’lerin senedinde hatâya düşse, hemen İmam-i Buhâri hazretlerini bulur, doğrusunu ondan öğrendi.

İmâm-i Buhâri (r.a.) den Hadis-i şerif işitip, rivayet edenlerin sayısını doksanbinden fazladır. Gittiği her yerde, etrafı hadis-i şerif almak ve öğrenmek istenlerle dolup taşardı. Nişabur’a gittiğinde kendisini dörtbin kişi karşılamıştır.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan İmâm-i Buhâri radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kalecik Köyü civarı (Kelehi ) Nusaybin

İmâm-i Buhâri (Radiyallah-u anh)- 6

İmâm-i Buhâri (r.a.) den hadis-i şerif rivayet eden hadis âlimlerinden bir kısmı şu zatlardır;

Ebû İsa et-Tirmizi (r.a.), İbn-i ebi Davud (r.a.),Muhammed binNasru’l Mervezi (r.a.), Müslim bin Haccac (r.a.), Salih bin Muhammed (r.a.), İbrahim bin İshak el-Harbi (r.a.), Ebu Bekir bin Huzeyme (r.a.), Ebû Zur’a (r.a.), Ebu Kays MUHAMMED BİN Cum’a bin Said (r.a.), En-Nesa-i (r.a.), Muhammed bin Ahmed ed-Dülebi (r.a.), Ebû Hatim ibni Ebiddünya (r.a.), El Fazl bin Abbas er-Razi (r.a.), EBÛ Kureyş Muhammed bin Cum’a el-Kühistani (r.a.), Muhammed Yusuf el Firebri (r.a.), ve diğerleri.

İmam-i Buhâri (r.a.) ömrümün son yıllarında, Nişabur’a döndüğünde, ilimdeki üstünlüğünü bilenler etrafında toplanmıştı. İlim meclisine devam edenlerin çokluğu ve gördüğü itibar, bazı kimselerin kıskanmasına ve hoş olmayan tutum içine girmelerine sebep olmuştur.

Bundan dolayı Nişabur’den ayrılıp, buhâra’ya varınca Vâli Halid bin Ahmed, İmâm-i Buhâri (r.a.) ye haber gönderip eserlerini alıp, yanına gelmesini, onları bizzat kendisinden dinlemeyi istediğini bildirdi. Ayrıca kendi çocukları için hususi hadis-i şerif dersi vermesini istedi.

İmâm-i Buhâri (r.a.), vali’ye şöyle cevab verdi;

-“Ben İlmi emir’in kapısına götürüp zelil etmem. Eğer ilmi istiyorsan, mescid’de, yahud evimdeki ilim meclisinde hazır bulun. Bu sözümü kabul etmezsen, beni kürsüde ders vermekten men et ki, ben Allah (c.c.) katında ma’zur olayım.”

-“Halbuki ben, Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);”

-“Her kim bir ilimden sorulur, o da onu gizlerse, kıyamet günü ateşten bir gem vurulur.” ‘Hadis-i şerifi gereğince, ilmi gizleyemem.”

İmâm-i Buhâri (r.a.) Vali’nin çocukları için hususi ders vermesini istemesine karşı da şöyle cevab verdi;

-“Ben bir kısım kimseleri hadis-i şerif dersinden men edip, birkaç kişiye ders veremem.”

Bunun üzrine Vali, İmâm-i Buhari hazretleri (r.a.) ni Buhâra’dan çıkması emrini verdi. İmâm-i Buhâri (r.a.), vali’yi Allah-u Teâlâ’ya havale edip, Buhâra’dan çıktı.

Aradan bir ay geçmeden bu vali görevinden alındı. BİR MERKEBE BİNDİRİLİP, ŞEHRİ DOLAŞTIRILMASI VEkötü işler yapanın sonu işte budur.” Diye bağırılması emri geldi.

Vali’nin sözlerine uyarak, İmâm-i Buhâri (r.a.) ye çeşitli ezâ ve cefalarda bulunan kimselerin de her birine, insanların ders ve ibret alacakları çeşitli belâlar isabet etti.

İmâm-i Buhâri Hazretleri (r.a.) nın Buhâra’dan çıkış haberi üzerine SEMERKANT’LILAR KENDİSİNİ DA’VET ETTİLER. Giderken yolda Semerkantlilar’dan bir kısım insanların kendisini isteyip, bir kısmının istemediği haberi alınca, Harteng’de akrabalarının yanında kaldı. İşin iç yüzünü öğrenmek istemişti. İnsanların bu halinden kalbi daraldı ve canı sıkıldı.

Teheccüd namazından sonra ellerini açıp;

-“Ya Rabbi! Yer yüzü bu genişlikle bana dar geldi. Beni tarafına al.” Diye “dua” etti.

O ay, orada hastalandı ve Ramazan Bayram-ı gecesi Semerkant’dan 72 km. uzaklıkta olan Harteng’de vefât etti. Kabri oradadır (Allah rahmet eylesin. Amin)

Abdülvâhid bin Adem Tevavisi (r.a.) şöyle anlatmıştır;

-“Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) i rü’yada gördüm

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan İmâm-i Buhâri radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bor-e Veysike (Çağ-çağ deresi)

İmâm-i Buhâri (Radiyallah-u anh)- 7

İşin iç yüzünü öğrenmek istemişti. İnsanların bu halinden kalbi daraldı ve canı sıkıldı. Teheccüd namazından sonra ellerini açıp;

-“Ya Rabbi! Yer yüzü bu genişlikle bana dar geldi. Beni tarafına al.” Diye “dua” etti.

O ay, orada hastalandı ve Ramazan Bayram-ı gecesi Semerkant’dan 72 km. uzaklıkta olan Harteng’de vefât etti. Kabri oradadır (Allah rahmet eylesin. Amin)

Abdülvâhid bin Adem Tevavisi (r.a.) şöyle anlatmıştır;

-“Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) i rü’yada gördüm. Eshab-i kiram’dan bazıları ile beraber bir yerde durdular.

Yanlarına gelip selam verdim. Selamımı aldılar. Daha sonra burada durmalarının hikmetini sordum.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdular ki;

-“Muhammed bin İsmail Buhâri’yi bekliyorum.”

Birkaç gün sonra vefat ettiğini öğrendim. Hesab ettim. Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selam) i gördüğüm zaman vefat etmişti.

İmâm-i Buhâri (r.a.) vefat ettikten sonra, elbisesi soyuluncaya kadar garip bir şekilde terledi.

ÖLÜMÜNDEN ÖNCE;

-“Beni üç parça beyaz bez ile kefenleyiniz.” Diye vasiyet etmişti.

Cenazesi yıkanıp kefenlendi ve namazından sonra defn edildi. Vefat ettiğinde, 62 yaşında idi. Ebced hesabiyle doğum tarihi “Sıdk” kelimesi; 194, ölüm tarihi ise, “Nur” kelimesi; 256’dır.

Vefatından birkaç gün sonra, mezarından güzel bir koku çıkmaya başladı ve günlerce devam etti. Mezarina doğru bilezik gibi bir “ışık hâlesi” indi.

Görenler hayret ettiler, hucum edip toprağından götürmeye başladılar. Öyle ki, kabir açılacak duruma geldi. Her ne kadar mezarı korumak için bekçi tutulmuşsa da, halkın hücümü önlenemedi.

O zaman mezarın çevresini ağaçtan bir engel yaptılar. Böylece gelenler o engelden geçip kabre yanaşamadılar.

Recâ bin Mürci (r.a.);

-“İmâm-i Buhâri hazretleri (r.a.), Allah-u Teâlâ’nın yeryüzünde yürüyen âyetlerden bir âyet idi.” Demiştir.

Necm bin Fadl (r.a.) anlatır;

-“Rü’yamda Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) i gördüm. İmâm-i Buhâri hazretleri (r.a.) arkasında idi. Resulullah (a.s.v.) bir adım haraket etse o da bir adım atıyor. Ayağını Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) kaldırdığı yere koyuyor, onun izi üzerinde gidiyordu.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan İmâm-i Buhâri radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu