‘Menkıbeler’ olarak etiketlenmiş yazılar

Navala Bünüsre (Kalecik mevki-i) Nusaybin

İmâm-i Buhâri (Radiyallah-u anh)- 8

İmâm-i Buhâri (r.a.), gerek akranlarının ve gerekse hocalarının sonsuz iltifatlarına kavuşmuştur.

Ahmed ibni Hanbel (r.a.), Horasan’ın, onun gibi birisini yetiştirmediği söylemiş;

Ali İbnu’l-Medini (r.a.) de;

-“İmâm-i Buhâri (r.a.), kendisi gibi birisini görmemiştir.”

Ahmed İbn-i Hamdün (r.a.) ise; İmâm-i Müslim (r.a.) in, İmâm-i Buhâri’ye gelip, ilimdeki üstünlüğünü görerek alnından öptüğünü, sonra da ona şöyle dediğini nakletmiştir;

-“Musâade et de, ayaklarını da öpeyim, ey üstadların üstadı, muhaddislerin efendisi, hadis illetlerinin tabibi.”

Bundan sonra İmâm-i Müslim (r.a.), bir hadis hakkında sual sormuş, cevabını aldıktan sonra da şöyle demiştir.

-“Sana yalnız hased edenler düşman olur; şehadet ederim ki, dünyada senin bir eşin daha yoktur.”

İmâm-i Buhâri (r.a.) ye babasından çok mal, para kalmıştı. Herkese iyilik ederdi. Çok cömerd idi. Mürüvvet, vera’ ve ihtiyat sahibi idi. Fakirlere çok sadaka verir, talebelerinin ihtiyaçlarını kendisi karşılardı.

Kendisi çok az yer, günde iki-üç badem ile iktifa ederdi. Dört sene hiç yemek yemeyip, sadece ekmek ile idare ederdi. Bir zaman hastalandı.

DOKTORLAR;

-“Bu hastalık, sadece kuru ekmek yemekten meydana gelmiştir.” Dediler.

Bundan sonra bir bardak su ve ekmek ile idare etti.

Babası;

-“Malıma bir dirhem haram ve şübheli malın karıştığını bilmiyorum.” Dediği için, helâl mal olarak bildiği, yalnız babasının malından yerdi.

İmâm-i Buhâri (r.a.) bayram günleri hariç bütün yılını oruçla geçirirdi. Şübhelilerden daima kaçardı. Gıybet’ten çok korkardı.

Buyurdu ki;

-“İsterim ki, Rabbim’e kavuştuğumda hiç gıybet etmemiş olayım ve böyle bir şey için kimse beni aramasın.”

Gecenin ilk saatlerinde biraz uyur, sonra kalkar ilim ve ibadetle meşgül olurdu. Üç günde bir hatim ederdi. SONRA DUA’SINI YAPIP;

-“HER HATİM SONUNDA YAPILAN DUA MAKBULDÜR” Buyururdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan İmâm-i Buhâri radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Dara Harabeleri (Mardin)

İmâm-i Buhâri (Radiyallah-u anh)- 9

İmâm-i Buhâri (r.a.) Bağdad’a geldiğinde, oarada bulunan hadis âlimlerinden çoğu toplanıp, Hazreti İmâm-i Buhâri (r.a.) yi imtihan etmek istediler.

Yüz tane hadis-i Şerif’in metin (Peygamber Efendimiz –s.a.v.- in mubarek sözleri), ve sened (Bir hadis-i şerif’i nakleden zatların isim silsilesi) kısımlarının yerlerini değiştirdiler.

Bu şekilde değiştirdikleri hadis-i şeriflerden, bir kişiye on hadis-i şerif vererek, on kişiyi İmâm-i Buhâri (r.a.) ye gönderdiler.

Bu kimseler, İmâm-i Buhâri (r.a.) nın bulunduğu meclise gelip, her birisi yanlarında bulunan hadis-i şerifleri okuyup,

-“Bu Hadis-i şerifi biliyormusunuz?” diye sordular

İmâm-i Buhâri (r.a.);

-“Bu söylediğiniz şekilde bir hadis-i şerif bilmiyorum.” Buyurdular.

On kişi, onar hadis-i şerif’i okuyup bitirdikleri zaman;

İmâm-i Buhâri hazretleri (r.a.) birinci kimseye dönüp;

-“Senin okuduğun birinci hadis-i şerif’in metni böyle, isnadı da şöyledir” diyerek, onların okudukları sıra ile birden yüze kadar hadis-i şerifleri, senet ve metinlerini doğru olarak okudu.

Bunun üzerine orada bulunanların hepsi, Muhammed Buhâri (r.a.) nin hafizasının kuvvetliliğini, hadis ilmindeki yüksekliğini anlayıp kabul ettiler.

Ebû Bekir Medini (r.a.) şöyle anlatmıştır;

-“Birgün Nişabur’da İshak bin Râheveyh (r.a.) ın yanında idik. İmâmi Buhâri (r.a.) de vardı.

İshak bin Râheveyh (r.a.) bir hadis-i şerif okudu. Bu hadis-i şerif-i Atâ keyhârâni (r.a.) yazıp rivayet etmişti.

İshak bin Râheveyh (r.a.) İmâm-i Buhâri (r.a.) ye dönüp;

-“Keyhârân neresidir?” dedi.

İmâm-i Buhâri (r.a.) de;

-“Keyhârân, Yemende bir köydür. Hazreti Muaviye bin ebi Süfyan (r.a.), Eshab-i kirâm’dan birini oraya göndermişti. Atâ keyhârân (r.a.) ondan iki hadis-i şerif işitmişti.” Dedi.

Bunun üzerine İshâk bin Râheveyh (r.a.);

-“Ey Ebâ Abdullah (Buhâri), sanki sen aralarında yaşamiş gibi bildin.” Dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan İmâm-i Buhâri radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ barajı (Sonbahar manzarası) Nusaybin

İmâm-i Buhâri (Radiyallah-u anh)- 11

Sonra yazdırmaya devam ederek yazdırdığı her hadis için;

-“Siz bunu şu ravilerin rivayetiyle biliyorsunuz.” Diyerek, hem kendi rivayet ettiği zincirini saydı, hem de Basra’lıların, aynı hadis için bildikleri diğer rivayet zincirini söyledi…”

ESERLERİ;

1—“Cami-us-sahih”;

En büyük ve en meşhur eseri budur. SAHİH-İ BUHÂRİ ismiyle tanınmıştır. Hadis-i Şerif’leri toplayan en kıymetli kitabıdır.

İslam Âlimleri SÖZ BİRLİĞİ İLE;

-“Kur’an-i Kerim’den sonra en sahih kitab Sahîh-i Buhâri’dir.” Buyurmuşlardır. Sahîh hadisleri toplayan ilk Hadis kitabıdır.

İmâm-i Buhâri (r.a.), bu eserine (Sahih) denilmesinin sebebini şöyle anlatıyor;

-“Rü’yâmda Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) i gördüm. Karşılarında oturuyordum ve elimde bulunan yelpazeyi sallayıp, mübarek vücudunu serinletiyor, mübarek yüzüne yaklaşmak istiyen sinekleri uzaklaştırıyordum.”

Büyük zatlar bu rü’yamı;

-“Sen Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) in hadis-i şeriflerini, O’nun (s.a.v) sözü imiş gibi uydurulan yalanlardan ayırırsın.” Şeklinde açıkladılar.

Bundan sonra, çok uğraşarak, sahih hadisleri topladım ve bu şeklilde meydana gelen eserin ismi (SAHİH) oldu.”

Bu kitabi, Mescid-i Haram’da yazdı. Her hadisi-i şerifi yazmadan önce istihare yapmıştır. Zem-zem suyu ile gusledip, Kâbê’de, makâmın gerisinde iki rek’at namaz kılıp, koyduğu sağlam usûllere göre, sahih olduğu kesin olarak belli olan hadisi-i şerifleri yazmıştır.

Bu kitabi müsevedden temize çekme işini de Medine-i Münevere’de Peygamber Efendimiz (Sallallahu alayhi ve sellem) in kabri şerifi ile minberi arasında “Ravda-i mutahhara” da yaptı.

Bu eserin nasıl yazdığını kendisi şöyle anlatmıştır;

-“Cami-us Sahih kitabını, altıyüzbin hadis-i şerif arasında seçtim. Her hadis-i şerifi kitaba koymadan önce gusledip, iki rek’at namaz kılıp, istihareye yattım. Ondan sonra hadis-i şerifi kitaba koydum. Bunları yapmadan hiçbir hadisi yazmadım. Bu kitabı 16 yılda tamamladım.”

Bu kitabta 7275 Hadis-i şerif vardır. Rumuzu “Hı” harfıdır.

İmâm-i Buhâri (r.a.);

-“Bu kitabta, sahih hadisleri bildirdim Bununla beraber almadığım, yani bu kitabta olmayan hadisler, bunlardan çok fazladır” buyurmuştur.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan İmâm-i Buhâri radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çğ-Çağ barajı (Sonbahar mevsimi) Nusaybin

İmâm-i Buhâri (Radiyallah-u anh)- 12

İmâm-i Buhâri (r.a.) hazretlerinin rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bir kısmı şunlardır;

-“Allah-u Teâlâ, iyiliklerin ve fenalıların yazılmasını emretti. Sonra bunları açıkladı. Bir kimse bir iyilik yapmaya niyetlenir de yapamazsa, Allah kendi nezdinde o kimse için tam bir iyilik sevabı yazar ve bu sevabı yediyüze ve daha fazlasına kadar çıkarır. Ve eğer fenalık yapmaya niyetlenir de sonra vazgeçerse, Allah onun için tam bir iyilik sevabı yazar. Eğer kötü işe hem niyetlenir, hem de onu yaprasa, Allah o kimse için bir günah yazar”

-“Kulunun tövbesinden dolayı Allah-u Teâlâ’nın sevinci, sizden birinizin ıssız çölde devesini kaybedip de, tekrar bulduğundaki sevincinden daha fazladır.”

-“Allah-u Teâlâ buyurdu; (-“Bir kimse benim velilerimden birine düşmanlık ederse, ona karşı harb ilan ederim.”)”

Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve sellem) devesinin terkesine bindirdiği Muâz (r.a.) a üç def’a;

-“Ya Muâz!” diye hitab etti.

O da her def’asında;

-“Lebeyk (buyur) ya Resulallah.” Dedi.

Bunun üzerine;

-“Bir kimse, Allah’tan başka hak ma’bud olmadığına ve Muhammed (s.a.v.) ın Allah’ın kulu ve Resûlü olduğuna, samimi olarak şehadet ederse, Allah ona Cehennemi haram eder.” Buyurdu.

Muâz (r.a.);

Ya Resulallah! Bu müjdeyi halka haber vereyim de sevinsinler.” Deyince

Peygamber Efendimiz (Sallallahu alayehi ve sellem);

-“Söylersen onlar buna güvenirler.” (faydalı iş yapmaz olurlar) buyurdu.

Muâz (r.a.); (Mes’uliyetinden korktuğu için) vefat ederken bunu söyledi.

-“İçinizde en sevdiğim kimse, huyu en güzel olanıdır.”

-“Haya imandandır. İmanı olan cennettedir. Fuhuş kötülüktür. Kötüler Cehennemdedir.”

-“Kızdığı zaman istediğini yapabilecek bir kimse, kızmazsa, Allah-u Teâlâ kıyamet günü onu herkesin arasında çağırır;-“(Cennette istediğin hurinin yanına git der.”)”

-“İlim üstad’dan öğrenilir.”

-“Kabrimi ziyaret eden kimseye şefaat etmem bana vacip oldu.”

-“Kim rızkının bol olmasını ve ömrünün uzamasını severse, sıla-i rahim yapsın.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara yayan İmâm-i Buhâri radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ barajı (Sonbahar manzarası) Nusaybin

İmâm-ı Müslim (Radiyallah-u anh)

Meşhur altı hadis kitabından (kütüb-i sitte) ikincisi olan, Sahihi Müslim’in müellifi. İsmi Müslim bin haccac bin Müslim el-Kuşeyri en-Nişaburi.

Künyesi, Ebül-Hüseyn’dır. 206 (M.821) senesinde Nişabur’da doğup, 261 (M. 875) tarihinde burada vefât etmiştir.

Arapların Beni Kuşeyr kabilesine mensuptur. Büyük hadis imamlarından birisidir. İmâm-i Müslim hazretleri (r.a.), zamanın büyük hadis âlimlerinden hadis-i şerif dinlemek ve öğrenmek için, Hicaz, Irak, Şam ve Mısır’ı dolaştı.

Yahya bin Yahya en-Nişaburi (r.a.), Ahmed bin Hanbel (r.a.), Kuteybe bin Sa’id (r.a.), Ebu Bekir bin Ebi Şeybe (r.a.), Osman bin Ebi Şeybe (r.a.), Şeyban bin Ferruz (r.a.), İmam-i Şafi-i hazretlerinin talebelerinden Harmele bin Yahya (r.a.) gibi büyük Alimlerden (Radiyallahu- aleyhim) hadis-i şerif dinleyip, rivayette bulunmuştur.

Ondan da, Ebu İsa et-Tirmizi (r.a.), Yahya bin Sa’id(r.a.), Muhammed bin Mahled (r.a.), Mekki bin Abdan (Radiyallah-u aleyhim) VE DAHA BAŞKA ÂLİMLER, Hadis-i şerif bildirmişlerdir.

İmam-i Müslim Hazretleri (r.a.), Bağdad’a birkaç def’a gelmiş ve Bağdad âlimleri ondan hadis-i şerif dinleyip, rivayette bulunmuşlardır. Bağdad’a en son 259 (M. 872) senesinde gelmiştir.

İmâm-i Buhâri (r.a.) ile Nişabur’da görüşmüş, onun ilim meclisine devam etmiştir. İmâm-i Müslim (r.a.), İmâm-i Buhâri (r.a.) ile bir hadis-i şerif’in müzakeresini yaparken; İmâm-i Buhâri (r.a.), hadis-i şerif’in senedinde, onun bilmediği bir illeti gösterince, İmâm-i Müslim (r.a.) ayağa kalkıp, İmâm-i Buhâri (r.a.) nin alnından öperek, onu çok medh etmiştir. İmâm-i Buhâri Hazretleri (r.a.) için;

-“Sana buğz edenler, ancak hasedinden dolayı buğzeder. Dünyada bir benzerin olmadığına şehadet ederim.” Demiştir.

Hadis-i Şerif öğrenmek ve öğretmek için çok yerlere yolculuk yapan İmâm-i Müslim (r.a.), ömrünün son yıllarını Nişabur’da geçirmiştir.

NİŞABUR’DA Hadis-i şerif dersi vermekle ve ticaretle meşgül olmuştur. Nişabur’da 55 yaşında iken Vefat etmiştir. Kabri çok ziyaret edilmektedir.

ESERLERİ;

1-Sahih-i Müslim;

Kütüb-i sitenin ikincisi olup, içinde 4000 civarında hadis-i şerif vardır. Bunları, bizat kendisinin topladığı 300.000 Hadis-i şerif arasından seçmiştir.

Sahihini kitablara ayırmıştır. Fakat ayrica bablara bölmemişir. Buhâri (r.a.) ise, kitabları ayrıca bablara ayırmıştır. Her bab için de lüzumlu açıklamalarda bulunmuştur.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Müslim radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ barajı (Sonbahar manzarası) Nusaybin)

İmâm-ı Müslim (Radiyallah-u anh)- 2

Müslim (r.a.) in diğer bir hususiyeti de isnad üzrinde önemle durmuş olmasıdır. Çünkü o sahihinde biraz farklı metinler için, değişik isnadlar vermiştir.

Değişik olarak verdiği isnad, metine (ha) harfı ile gösterilmiştir. Bu (ha) tahvil veya havale (ha) sıdır. İmâm-i Müslim (r.a.), sahihini 52 kitaba ayırmıştır.

Sahihin baş kısmında, hadis ilmi ile alakalı mühim bir açıklama vardır. Bütün bu özelliklerine rağmen, Sahih-i Müslim, Buhâri (r.a.) nın sahihinden sonra gelir.

Müslim Hazretleri (r.a.) nin diğer eserleri şunlardır.

1-El-Müsned-ül-Kebir
2-El-Câmi’ale’l-ebvab
2-El Esmâ ve’l Kûnâ
4-El-Efrâd vel-vuhdan
5-Teşmiyet-üş-Şuyûh-u Mâlik ve Süfyân ve Şu’be
6-Kitâb el-Muhadramın
7-Kitab evlad es-Sahabe
8-Evhâm el-Muhaddirin
9-Et-Tabakat
10-Efrad-eş-Şâmiyyin
11-Et-Temyiz
12-El-Ilel

Sahih-i Müslim’deki hadis-i şeriflerden ba’zıları;

-“Doğru sözlü olmak, iyiliğe götürür. İYİLİK CENNETE GÖTÜRÜR. Kişi doğru söyleye söyleye, Allah-u Teâlâ’nın katında, SIDDIK olarak yazılır. Yalan söylemek, günaha, GÜNAH CEHENNEME GÖTÜRÜR. İnsan yalan söylemekte devam eder de, nihayet Allah-u Teâlâ’nın indinde YALANCI diye yazılır.”

-“Dünya tatlıdır, yeşildir, Ya’ni çekicidir. Allah-u Teâlâ onu başkalrından alıp, size verecek ve nasıl âmel edeceğinize bakacaktır. Binâenaleyh dünyadan ve kadınlardan sakının. Çünkü İsrailoğulları arasında ilk fitne kadın yüzünden çıkmıştır.”

-“İyi âmeller huzusunda acele ediniz. Yakın zamanda karanlık geceler gibi bir takım fitneler meydana gelecektir ki, İnsan Mü’min olarak sabahlar, Kâfir olarak geceler, Mü’min olarak geceler ve Kâfir olarak sabaha çıkar. DÜNYA MALI KARŞILIĞINDA DİNİNİ SATAR.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Müslim radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-çağ Barajı (Sonbahar manzarası) Nusaybin

İmâm-ı Müslim (Radiyallah-u anh)- 3

Zübeyr bin Adiy (r.a.) den bildirilmiştir.

Enes Bin Mâlik (r.a.) nın yanına geldik. Haccac’dan gördüğümüz zulüm ve haksızlıkları ona anlattık.

O zaman Enes Bin Mâlik Bize; Peygamber Efendimiz (s.a.) ın;

-“Rabbinize kavuşuncaya kadar sabrediniz. Çünkü, her gelen zaman geçen zamandan kötüdür.” Buyurduğunu işittim.

-“Ey Müslüman kadınlar! Bir komşu kadın, komşusunun verdiği paça bile olsa, hor görmesin.”

-“Müslüman yahud Mü’min kul, abdest alırken yüzünü yıkadığı sırada, gözüyle işlediği günahlar su ile yahud suyun son damlasiyle yüzünden dökülür. Sonra elini yıkadığı zaman, elleriyle yaptığı her günah tamamiyle temizleninceye kadar su ile yahud suyun son damlasıyla dökülür. Sonra ayaklarını yıkadığında, ayaklarıyla kazandığı bütün günahlar su ile veya suyun son damlasıyla çıkıp gider. Nihayet insan günahlarından tertemiz olur.”

-“Bir Müslüman diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o Müslüman için sadaka olur.”

-“Allah-u Teâlâ, kulunun yemek yedikten sonra, yahut bir şeyi içtikten sonra kendisine Hamd’etmesinden razı olur.”

Ebu Musa (r.a.) rivayet etti

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Her müslümanın sadaka vermesi lazımdır.” Buyurdu.

Sahabe (r.a.);

-“Sadaka verecek bir şey bulamazsa ne yapar?” dediler.

Bunun üzerine Resulullah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Eliyle çalışır, kendisi de istifade eder, sadaka da verir.” Buyurdu.

Sahabe (r.a.);

-“(Bunu) yapamazsa,” dediler.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Sıkıntıya düşmüş bir muhtaca yardım eder.”

Sahabe (r.a.);

-“(Bu da) elinden gelmezse,” denildi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Hayrı (iyiliği) emreder.” Buyurdu.

Sahabe (r.a.);

-“Bunu da yapamazsa?” denildi

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Fenalık yapmaktan çekinir, bu da sadakadır.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Müslim radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ barajı (Sonbahar mevsimi) Nusaybin

İmâm-ı Müslim (Radiyallah-u anh)- 4

Resulallah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“İnsanlara merhamet etmiyen kimseye, Allah-u Teâlâ merhamet etmez.”

Ebu Bekr (r.a.) e Nufeyl bin Harise (r.a.) şöyle bildirmiştir;

Resulallah (Sallallahu aleyhi vesellem);

-“En büyük günahı size haber vereyim mi?” buyurunca,

Biz de;

-“Evet Ya Resulallah.” Dedik

Resulallah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Allah-u Teâlâ’ya ortak koşmak, ana ve baba’ya âsi olmak.” Buyurdu.

Sonra dayanmış olduğu yerden doğrulup oturdu ve;

-“Haberiniz olsun, aman yalan sözden ve yalan şehadetten sakınınız.” Buyurdu.

Bu cümleyi üç defa tekrar etti. O kadar ki, biz keşke sükut buyursaydı diye temenni’de bulunduk.

Muaz bin Cebel (r.a.) rivayet etmiştir.

-“Ben bir gün, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın bindiği bir merkebin terkisinde idim.”

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) bana;

-“Ey Muaz! Allah-u Teâlâ’nın kulları üzerindeki hakkını ve Kulların, Allah-u Teâlâ üzerindeki hakkını biliyor musun?” buyurdu.

Ben;

-“Allah-u Teâlâ ve Resulü daha iyi bilir.” Dedim

Resulallah Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Allah-u Teâlâ’nın kulları üzrindeki hakkı: Onların Allah-u Teâlâ’ya ibadet etmeleri ve hiçbir şey’i ona şerik (ortak) koşmamalarıdır Kulların da Allah-u Teâlâ üzerindeki hakkı; Allah-u Teâlâ’nın kendisine ortak koşmayan kimseye azab etmemesidir.” Buyurdular.

Bunun üzerine;

-“Ey Allah’ın Resulü, halkı müjdeliyeyim mi?” deyince

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Onlara müjdeleme. Çünkü onlar buna güvenirler (İyi işlerde gevşeklik yaparlar)” buyurdu.

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Müslim radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ deresi (Bor-e gündük) Nusaybin

Tirmizi (Radiyallah-u anh);

Büyük Hadis âlimlerinden. Kütüb-i sitte denilen meşhur altı hadis kitabından olan “Sünen-i Tirmizi” adiyla meşhur Cami-üs-sahih adlı kıymetli hadis kitabını yazan âlimdir.

İsmi, Muhammed bin İsa Tirmizi, künyesi, Ebu İsa’dır. 209 (M. 824) Tarihinde Buhara’nın güneyinde Ceyhun nehri kıyısında bulunan “Tirmizi”  kasabasında doğdu, 279 (M.893) senesinde Boğ şehrinde, Recep ayının onüçüncü günü Pazartesi gecesi vefat etti. Ömrünün son yıllarında gözleri görmez olmuştu.

Hadis ilminde meşhur ve sika (sağlam, güvenilir) bir âlim olduğu ittifakla bildirilmiştir. Hadis ilmini öğrenmek için seyahatlar yapmıştır.

Bu maksatla Hicaz, Irak, Horasan civarlarını dolaşmış, oradaki âlimlerden ilim almış, hadis-i şerif dinlemiştir. Hadis ilminde, en meşhur âlimlerden ders almıştır.

Ders aldığı hocalarının başında;

Kuteybe bin Sa’id (r.a.), Ebu mus’ab (r.a.), Mahmud bin Geylan (r.a.), Muhammed bin Beşşar (r.a.), Süfyan bin Veki’ (r.a.), Muhammed bin İsmail (İmâm-i Buhâri) radiyallah-u anh ve Müslim bin Halid (İmam-i Müslim) Radiayallah-u anh vardır.

Bunlardan pek çok sayıda hadis âliminden Hadis-i şerif işitip, rivayet etmiştir. Hadis-i şerif aldığı âlimler, sayılmayacak kadar çoktur. Ayrıca evliyanın büyüklerinden olan Ebu Turab Nahşebi (r.a.) Ebu Abdullah Celâ (r.a.), ve Ahmed bin Hadraveyh (r.a.) gibi zatların sohbetinde bulunarak, taavvuf ilminde de yükselip, yetişmiştir. Hafizasının üstünlüğü darb-ı mesel halini almıştır.

İmâm-i Tirmizi (r.a.) den hadis-i şerif rivayet eden hadis âlimlerinden bir kısmı şu zatlardır;

Ebu Hamid Ahmed bin Abdullah (r.a.), Heysem bin Küteyb Şami (r.a.), Muhammed bin Mahbub (r.a.), Ahmed bin Yusuf Nesefi (r.a.), Es’ad bin Hamdeveyh (r.a.), Davud bin Nasr bin Süheyh el Bezdevi (r.a.), Abd’übnü Muhammed bin Mahmud nesefi (r.a.), Mahmud bin Nümeyr (r.a.) ve oğlu mekki bin fevel (Nuh) r.a., Eb-u Cafer (r.a.), Muhammed bin süfyan (r.a.), Muhammed bin Münzir (r.a.), ve diğer hadis âlimleri radiyallah-u anhuma

İmâm-i Tirmizi (r.a.), Hadis ilminden başka fıkıh ve tefsir ilminde de üstün bir âlimdir. RİVAYET ETTİĞİ HADİS-İ ŞERİFLER İLE KUR’AN-İ KERİM’İN TEFSİRİ HUSUSUNDA MÜHİM HİZMETLER YAPMIŞTIR. Bilhasa ayeti kerimelerin nüzül sebebleriyle ilgili,“Garib-ül Kur’an” denilen Kur’an-i kerim’in bazı lafızlariyle ve kur’an-i kerimdeki kıssalar ile ilgili en doğru hadis rivayetleriyle meşhurdur.

Bu bakımdan âlimler arasında İmam-i Buhâri (r.a.) ın İmâm-i Tirmizi (r.a.) nin ve Hâkim (r.a.) in tefsirleri “Esahh’üt-Tefasir” en sahih tefsirler kabul edilmiştir.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Tirmizi Radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ deresi (Bar-e Veysike) Nusaybin

İmâm-i Tirmizi (Radiyallah-u anh)- 2

Âlimler, İmâm-i Tirmizi (r.a.) ye “Hakim” payesini vermişlerdir. Bu isme layık olduğınu, daha üstün meziyetlere sahip olduğunu, yine onlar bildirmişlerdir.

Büyük veli’lerden Ebu Turab Nahşebi ile görüştü. Ebu Abdullah Celâ (r.a.) Ahmed bin Hadreveyh (r.a.) ile de sohbette bulundu. Her birinden ayrı ayrı feyz aldı.

Eserlerini, İlâhi bir ilhamla hazırlamıştı. Hepsini Allah-u Teâlâ’nın ihsanı bilir, kendisine mal edilmesini istemezdi.

Buyurdu ki;

-“Yazdığım eserlerin hiç birini, eserim olsun düşüncesi ile yazmadım. Ba’zan daraldığım zamanlar oldu, içten gelen bir duygu ile bunları yazmağa başladım. Yazdıkça gönlüm açıldı. İşte bu hal içinde onlar meydana geldi.

Eserleri;

İmâm-i Tirmizi (r.a.) nin bir çok eserleri vardır. Başlıcaları şunlardır.

Kitab-ül-Ilel, kitab-üş-şemail, kitabus-esma’is sahabe, kitab-ül esma ve’l-küna ve en meşhur kitabı es-Sünen diye anılan el-cami-idir.

Tirmizi (r.a.) nin süneni, hasen hadis mevzunda ana kaynaktır. Bu dört kısımdan ibarettir. Birinici kısımda sahih olduğu kati olan hadisler, ikinci kısımda ebu davud ve nesai nin şartlarına uygun olan hadisler, üçüncü kısımda, illetini açıklayan hadisler, dördüncü kısımda ise “bu kitabı aldığım hadisilerle bazı fakihlerle amel etmemişlerdir.” Diyerek durumunu açıkladığı hadisler vardır.

Diğer bir hususiyeti de hadis çeşitlerinden, sahih, hasen ve garibleri bildirmesi, cerh ve ta’dile ait konulara yer verip, sonuna ilel kitabı, yani bahsini ilave edip, ondan da çok güzel faideler toplaması, diğer hadis kitaplarından farklı yönleridir.

Diğer bir hususiyeti de mezheplerinin, istidlal (delil getirme) şekillerini bildirmesidir.

İmamı Tirmizi (r.a.) buyuruyor ki:

-“Ben bu kitabı yazıp, hicaz alimlerine arz eyledim. Hepsi beğendiler. Irak alimlerine arz eyledim, onlarda beğendiler. Horasan alimelerine arz eyledim. Cok güzel oldu dediler.”

İmamı Tirmizi (r.a.) nin “sünen” adlı hadis kitabının hindistanda, diyobend şehrindeki dar-ül ulüm müderrislerinden Muhammed Enver şah keşmiri tarafından Arabi şehri yapılmış, (mearif-üs-sünnen) adı verilerek 1383 (m.1963) senesinde Muhammed Yusuf benuri tarafından önemli açıklamalar ilave edilerek, Pakistan da basılmıştır.

En önemli kitaplardan biri de, yukarıda adı geçen (şemail-i nebi) kitabıdır. Bu konuda yazılmış kitapların en güzellerindendir. Sayılamayacak, anlatılamayacak kadar bereketli, faideli kitaplardır. Okunması; işlerin görülmesi, muradın nasıl olaması için faidelidir.

İmamı Tirmizi rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır:

-“Yemeğin bereketi, başında ve sonunda, elleri yıkamaktır.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Hadis ilimlerini etfara ışık saçar gibi yayan İmâm-i Tirmizi radiyallah-u anh veli kulun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu