‘Muhammed Aleyhis selam’ olarak etiketlenmiş yazılar

DSC_0462  Fuad Yusufoğlu Mescid-i Takva (Kûba camisi)

Takva üzerine kurulmuş olan Mescid-i Kûba

Muhammed (Aleyhis selam)- 72

Bu yılın mühim bir hadiasesi de çevreden Medine’ye akın akın heyetlerin gelmesidir. Bu bakımdan bu yıla “Senet-ül Vüfûd=Elçiler yılı” denildi.

Peygamberimiz (s.a.v.) e bu heyetler; ya Müslüman olmak için veya Müslüman olduklarını bildirmek üzere yahut da kabul ettikleri İslamiyet’in esaslarını öğrenmek için geliyorlardı.

Peygamberimiz (s.a.v.) Müslüman olan bu kabilelere İslamiyet’i öğretmek, işlerini yürütmek üzere muallimler ve valiler gönderdi.

Hicret’ten önce iman etmemiş olan ve hicret’in sekizinci yılında Taif muhaseresı sırasında Peygamberimiz (s.a.v.) e karşı çıkan Taif’liler de hicretin dokuzuncu yılında Tebük seferinden sonra herkesten önce heyet göndererek Müslüman oldular.

İslâm’ın beş şartından biri olan hac da hicretin dokuzuncu yılında farz kılındı. Âl-i İmran suresinin 96 ve 97. ayetleri nazıl olunca Peygamberimiz (s.a.v.) bunu Eshab-i Kiram (r.anhüm) a bildirdi.

O sene Hazet-i Ebû Bekir (r.a.) i üç kişilik bir kafileye hac emiri tayin etti. Bu kafilede bulunan Eshab-i Kiram (r.anhüm) Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in emirliğinde Mekke’ye gitti.

Bu sırada “Berâe” suresinin ilk âyetleri nazil oldu. Bu âyetlerde muahede hakkındaki bazı hükümler bildirildi. Peygamberimiz (s.a.v.) bunu bildirmek üzere Hazret-i Ali (r.a.) yi de Mekke’ye gönderdi.

O zaman Araplar arasında yaygın olan bir geleneğe göre bir antlaşma yapılır ve yapılmış olan Bir antlaşma bozulursa bunu bizzat yapan veya onu tayin ettiği bir akrabası tarafından ilân olunurdu.

Peygamberimiz (s.a.v.) bu iş için Hazret-i Ali (r.a.) yi hac kafilesinin arkasından Mekke’ye gönderdi.

Hazret-i Ali (r.a.) de kafileye yetişip Mekke’ye girdiler. Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) bir hutbe okudu. Hac ibadetini anlattı. Eshab-i Kiram öğretilen esaslara göre Hac yaptılar.

Hac ibadeti edâ edilirken Hazret-i Ali (r.a.) de Mina’da “Cemre-i Akabe” denilen yerde bir hutbe okudu.

Bu hutbesinde;

-“Ey insanlar beni size Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) gönderdi.” Diyerek söze başladı ve “Berâe” suresinin ilk Ayetlerini okudu.
-“Bundan sonraben size dört şeyi bildirmeye memurum.” Dedi.

Bu dört hususu şöyle bildirdi.

-“1-Mü’minlerden başka hiç kimse Cennet’e giremez.,
-“2-Bu seneden sonra hiçbir müşrik Kâbe’ye yaklaşmayacak.
-“3-Hiçbir kimse Kâ’be’ye çıplak tavaf etmeyecek (O zaman müşrikler Kâ’be’yi çıplak oldukları halde tavaf ederlerdi.)
-“4-Her kimin Resulullah (s.a.v.) ile antlaşması varsa, müddeti bitinceye kadar muteber olacak. Bunlar dışındakilere dört ay mühlet tanınmıştır. Bundan sonra hiçbir müşrik için ahd ve himaye yoktur.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC04992  Fuad Yusufoğlu Arafat meydanı

Arafat meydanı

Muhammed (Aleyhis selam)- 73

O günden sonra hiçbir müşrik Kâ’be’yi tavaf etmeye gelmedi ve hiç kimse çıplak olarak Kâ’be’yi tavaf etmedi. Bu hususlar bildirildikten sonra müşriklerden çoğu Müslüman oldu.

Hac farizâsi yerine getirildikten sonra Hazret-i Ebû Bekir ve hazret-i Ali (r.anhüm) yanlarındaki Eshab-i kiram ile Medine’ye döndüler.

Hicretin onuncu yılında İslamiyet bütün Arap yarımadasına yayıldı. Arabistan’ın her tarafından insanlar Medine’ye geliyor, Müslüman olmakla şereflenmek, ebedi saadete kavuşmak için birbirleriyle yarış ediyorlardı.

Artık Arabistan’da Müslümanlara karşı duracak hiçbir kuvvet kalmamış, İslamiyet her tarafa hakim olmuştu. Sadece Yahudi ve Hiristiyan kabileleri Müslüman olmamıştı.

Peygamberimiz (s.a.v.) hicretin onuncu yılında Halid bin Velid (r.a.) i dört yüz mücahid ile Yemen civarında bulunan Haris bin Ka’b oğullarını İslam’a davet etmek üzere gönderdi.

Halid bin Velid (r.a.) Resulullah (s.a.v.) ın emri üzerine bu kabileyi üç gün üst üste İslam’a davet etti. Onlar da davet’e icabet ederek Müslüman oldular. Yine bu yılda Peygamberimiz (s.a.v.) Necran’lı Hiristiyanlar ile sulh anlaşması yaptı. Bu Hirisitiyanlardan bir kısmı daha kendiliklerinden Müslüman oldular.

Bu sene Hazret-i Ali (r.a.), Eshab-i Kiram’dan üçyüz kişi ile birlikte Yemen’de bulunan Medlec kabilesini İslam’a davet etmek için gönderildi. Önce karşı durdular ise de neticede bu kabile de Müslüman oldu.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) bu sene İslamiyet’in yayıldığı bütün beldelere Valiler ve zekat toplamak üzere görevliler (amil, Sai) gönderdi. Peygamberimiz (s.a.v.) Veda haccını da hicretin 10. yılında yaptı.

Veda Haccı;

Hicretin onuncu senesinde Peygamberimiz (s.a.v.) hac için hazırlanıp, Medine’deki Müslümanlara da hac için hazırlanmalarını emir buyurdu. Medine dışında bulunan Müslümanlara da haber gönderdi.

Bu haber üzerine binlerce Müslüman Medine’ye toplandı. Hazırlıklar tamamlanınca Peygamberimiz (s.a.) Zilka’de ayının 25. günü 40 bin kişilik bir kafile ile öğle namazından sonra Medine’den haraket etti. 100 tane de kurbanlık deve götürdü.

10 gün süren yolculuktan sonra Zilhicce ayının 4. günü Mekke’ye vardılar. Yemen’den ve diğer beldelerden hac yapmak üzere gelenlerin de katılmasıyla Müslümanların sayısı 124 bin’e ulaştı.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) Zilhicce’nin 8. günü Minâ’ya, 9. günü (Arefe günü) Arafat’a gitti. Arafat vadisinin ortasında öğleden sonra “Kusva” adındeki devesinin üstünde Veda hutbesi’ni okudu. O gün Eshab-i Kiram ile vedalaştı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC04995  Fuad Yusufoğlu Arafat

Arafat tepesi

Muhammed (Aleyhis selam)- 74

Veda Hutbesi; 1

-“Ey İnsanlar!

-“Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birleşemiyeceğim.”

-“İnsanlar!

-“Bugünleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, namuslarınız da öyle mukaddestir. Her türlü tecavüzden korunmuştur.”

-“Eshabim!

-“Yarın Rabbinize kavuşacaksınız ve bugünki her hal ve haeketinizden muhakkak sorulacaksınız. Sakın benden sonra eski sapıklıklara dönüp de birbirlerinizin boynunu vurmayanız! Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin. Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunup işitenden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş olur.”

-“Eshabim!

-“Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin! Faiz’in her çeşidi kaldırılımıştır, ayağımın altındadır. Lakin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulme uğrayınız. Allah’ın emriyle faizcilik artık yasaktır. Cahiliyet’ten kalma bu çirkin âdetin hertürlüsü ayağımın altındadır. İlk kaldırdığım faiz de Abdulmuttalib’in oğlu (amcam) Abbas’ın faizidir.”

-“Eshabim!

-“Cahiliyet devrinde güdülen kan davaları da tamamen kaldırılmıştır. Kaldırdığım ilk kan dâvası Abdulmuttalib’in torunu (amcaoğlu) Rebia’nın kan davasıdır.”

-“Ey İnsanlar!

-“Harb edebilmek için haram ayların yerlerini değiştirmek, şüphesiz ki küfürde çok ileri gitmektir. Bu, kafirlerin kendisiyle dalâlete düşürüldükleri bir şeydir. Bir sene helâl olarak kabul ettikleri (bir ayı) öbür sene haram olarak ilan ederler. Cenab-i Hakkın helâl ve haram kıldıklarının sayısına uydurmak için bunu yaparlar. Onlar Allah’ın haram kıldığını helâl, helâl kıldığını da haram ederler.”

-“Hiç şüphe yok ki, zaman Allah-u Teâlâ’nın yarattığı gündeki şekil ve nizamına dönmüştür.”

-“Ey insanlar!

-“Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden tesir hakimiyetini kurma gücünü ebedi sûrette kaybetmiştir. Fakat siz; bu kaldırdığım şeyler dışında, küçük gördüğünüz işlerde ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakınınız!

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC04992  Fuad Yusufoğlu Arafat meydanı

Arafat meydanı (Nemira camisi)

Muhammed (Aleyhis selam)- 75

Veda hutbesi-2 (Devam);

-“Ey insanlar!

-“Kadınların haklarını gözetmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları, Allah emaneti olarak aldınız; onların namuslarını ve ifettlerini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Sizin kadınlar üzerinde hakkınız, onların da sizin üzerinde hakları vardır. Sizin kadınlar üzerindeki hakkınız, onların, aile mahremiyetinizi sizin hoşlanmadığınız hiçbir kimseye çiğnetmemeleridir. Eğer razı olmadığınız herhangi bir kimseyi aile yuvanıza alırlarsa, onları hafifçe dövüp sakındırabilirsiniz. Kadınların da sizin üzerinizdeki hakları, meşru bir şekilde, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.”

-“Ey Mü’minler!

-“Size bir emanet bırakıyorum ki, ona sıkı sarıldıkça yolunuzu hiç şaşırmazsınız. O emanet Allah’ın kitabı Kur’an-i Kerim’dir.”

-“Ey Mü’minler!

-“Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi muhafaza ediniz! Müslüman müslümanın kardeşidir ve böylece bütün Müslümanlar kardeştir. Din kardeşinize ait olan herhangi bir tecavvuz, başkasına helâl değildir. Meğer ki, gönül hoşluğu ile kendisi vermiş olsun.

-“Eshabim!

-“Nefsinize (kendinize) de zulmetmeyiniz. Kendinizin de üzerinde hakkı vardır.”

-Ey İnsanlar!

-“Allah-u Teâlâ her hak sahibine hakkını (Kur’an’da) vermiştir. Varise vasiyete lüzüm yoktur. Çocuk kimin döşeğinde doğmussa ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Babasından başkasına intisaba kalkan nankördür. Allah’ın gazâbına, meleklerin ve bütün insanların lânetine uğrasın! Cenab-i Hak, bu gibi insanların ne tevbelerini, ne de adalet ile şehadetlerini kabul eder.”

-“Ey İnsanlar!

-“Rabbiniz birdir. Babanız da birdir; hepiniz Âdem’in çocuklarısınız. Âdem ise, topraktandır. Allah yanında en kıymetliniz, takvası çok olanınızdır. Arabın arab olmayana bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir.”

-“Ey insanlar!

-“Yarın beni sizden soracaklar, ne diyeceksiniz!”

Eshab-i Kiram (Radiyallah-u anhüm);

-“Allah’ın dinini tebliğ ettin. Vazifeni yerine getirdin. Bize vasiyet ve nasihatte bulundun, diye şehadet ederiz.” Dediler.

Bunun üzerine Resul-i Ekrem efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem mübarek şehadet parmağını kaldırıp, sonra cemaat üzerine çevirip indirerek;

-“Şahid ol yâ Rab! Şahid ol yâ Rab! Şahid ol yâ Rab!” buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC_0711   Fuad Yusufoğlu Revda-i Mutahhara (Medine-i Münevvere)

Revda-i Mutahhara (Medine-i Münevvere)

Muhammed (Aleyhis selam)- 76

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) veda hutbesini okuduğu gün, Maide suresinin üçüncü ayeti;

-“Bugün sizin dininizi kemâle erdirdim. Üzerinize ni’metimi tamamladım. Size din olarak İslâm dinini seçtim.” Mealindeki ayet-i kerime nazil oldu.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) bu ayet-i kerime’yi Eshab-i kiram’a okuyunca, Hazret-i Ebû Bbekir (r.a.) ağlamağa başladı.

Eshab-i kiram (r.anhüm) sebebini sorunca;

-“Bu ayet, Resulullah (s.a.v.) ın vefatının yakın olduğuna delalet ediyor. Onun için ağliyorum.” Buyurdu.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Mekke’de 10 gün kalıp, Veda Haccı’nı yaptı ve Veda tavafı yaparak Medine’ye döndü. Veda Haccın’dan sonra Eshab-i Kiram geldikleri yerlere gidip, Resulullah (s.a.v.) ın bildirdiği ve emrettiği şeyleri onlara anlattılar.

Hicret’in onuncu yılında vuku bulan bir hadise de Peygamberlik iddiasında bulunan yalancıların ortaya çıkmasıdır. Bunlardan birisi Yemen’de ortaya çıkan Esved-i Ansi’dir

Peygamberimiz (s.a.v.) in emri üzerine Esvad-i Ansi Yemen’deki Müslümanlar tarafından evinde öldürürldü. Diğeri de Müseylemet-ül Kezab’dır.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) in vefatından sonra Ebû Bekir (r.a.), Müseyleme üzerine Halid bin Velid kumandasında bir ordu gönderdi. Müseylemet-ül Kezzab da Vahşi (r.a.) tarafından öldürüldü.

Peygamber efendimiz (s.a.v.) hicretin onbirinci yılında hastalanıp, vefatından kısa bir zaman önce, Müslümanlar için büyük bir tehlike olan Bizans üzerine gönderilmek üzere Usame bin Zeyd (r.a.) komutasında bir ordu hazırladı. Ordu hareket etmek üzere iken Resulullah (s.a.v.) ın hastalığının artması üzerine hareket etmedi.

Bu ordu daha sonra Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in halifeliğinin ilk günlerinde Bizans üzerine gidip parlak zaferler kazandı. Sevgili Peygamberimiz Muhammed Aleyhis selam’ın vefatı da bu yılda oldu.

Resulullah Slallallahu aleyhi ve sellem’in Vefatı;

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) Veda Haccında Mina’da bulunduğu sırada;

-“Allah’ın yardımı ve zafer günü gelip insanların Allah’ın dinine akın akın girdiklerini görünce, Rabbini överek, tesbih et! O’ndan af dile! Çünkü O, tevbeleri daima kabul eder.”

Meâlindeki en son ayet nazil olan Nasr suresi indiğinde Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) kızı Fatima (r.anha) yı çağırıp;

-”Bana kendi vefatım haber verildi.” buyurdu.

Bunun üzerine ağlamaya başlayan Hazret-i Fatima (r.anha) ya;

-“Ağlama zira benim ehlimden bana ilk kavuşan sen olacaksın.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC_0692  Fuad Yusufoğlu Ravda-i Mutahhara

Revda-i Mutahhara

Muhammed (Aleyhis selam)- 77

Cebrail Aleyhis selam Peygamber Efendimiz (s.a.v.) e her sene o zamana kadar nazil olan âyetleri okumak üzere de bir kere gelirdi. Vefat edeceği sene iki kere gelip Kur’an-i Kerim’i iki defa baştan sona okudu.

Resulullah (s.a.v.) vefat etmeden bir müddet önce Bâki mezarlığında ve Uhud’da bulunan Müslümanların kabrini ziyeret ederek onlar için duâ ve istiğfar etti.

Bâki mezarlığında iken yanında bulunan Ebû Müveyhib (r.a.) e dönerek;

-“Ey Ebû Müveyhib! Ben dünya hazineleri ile ahret nimetlerini seçmede serbest bırakıldım. İstersen dünyada baki ol, sonra Cennet’e git, İstersen Likaullah (Allah’a kavuşmak) hasıl olup Cennet’e gir. Dediler Ben Likaullah’ı ve sonra Cennet’i seçtim.” Buyurdu.

Peygamberimiz (s.a.v.) vefatından önce Humma hastalığına tutuldu. Bu hastalık 13 gün sürdü. Bu müddetin son 8 gününü Hazret-i Âişe (r.anha) nin odasında geçirdi. Hastalığının ilk günlerinde ve ateşi düştüğü sıralarda mescid’e çıkıp Eshabına namaz kıldırıyordu.

Hastalığının ikinci günü Hazret-i Ali (r.a.) ve Fazl bin Abbas (r.a.) kollarına girerek mescid’e teşrif etti.

Minbere oturup hamd ve senâ’dan sonra;

-“Ey Eshabim, bilmiş olunuz ki aranızdan ayrılmam yaklaştı. Kimin bende hakkı varsa benden istesin. Benim yanımda sevgili olan benden hakkını istesin veya helâl etsin ki, Rabbim’e ve rahmetine bunları ödemiş olarak kavuşayım.” Buyurdu.

Sonra minberden inip öğle namazını kıldırdı. Namza’dan sonra tekrar minbere çıkıp namazdan önce buyurduğunu tekrar etti.

Bunun üzerine Eshab’dan biri kalkıp üç dirhem alacağı olduğuna söyleyince hemen ödedi.

Peygamberimiz (s.a.v.) hastalığının arttığı günlerde Eshab-i Kiram’a yaptığı vasiyetlerden bir de şöyledir;

-“Müşrikleri Arabistan’dan çıkarınız. Size gelen elçilere benim yaptığım gibi ikrâm ve ihsanda bulununuz.”

Vefatından beş gün önce hastalığı biraz hafifledi ve mescid’e teşrif edip, minber’e çıkarak Eshab-i Kiram’a;

-“Ey Eshabim, hiçbir Peygamber ümmeti içinde ebedi olarak yaşamadı. Biliniz ki, ben de Rabbim’e kavuşacağım. Muhakkak ki siz de Rabbiniz’e kavuşacaksınız. Dünyada hiç kimse kalmaz. Her şey Allah’ın iradesine bağlıdır. Allah’ın takdir buyurduğu zaman ne öne alınır, ne de o zamandan kaçılır. Sizinle buluşacağımız yer, Kevser Havza’nın başıdır. Her kim benimle Kevser Havzı kenarında buluşmak isterse elini ve dilini korusun, günahlardan sakınsın. Ey Eshabim! Allah kullarından birini dünya hayatıyla âhret hayatını seçmekte serbest bıraktı. Fakat bu kul ahret hayatını seçti.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC_0727  Fuad Yusufoğlu Revda-i Şerif (Baki' kapısı)

Revda-i Şerif (Baki’ kapısı)

Muhammed (Aleyhis selam)- 78

Hazret-i Ebû Bekir (r.a.), Resulullah (s.a.v.) ın sözleriyle vefatına işaret buyurduğunu anlayarak ağlamağa başladı.

Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ağlama Yâ Ebû Bekir.” Buyurarak onu teselli etti.

Ve;

-“Bana her bakımdan en faydalı olanınız Ebû Bekir’dir.” Ve-“Mescide açılan kapılarından Ebû Bekr’inki hariç hepsini kapatınız.” Buyurdu.

Sonra minberden inerek Hazret-i Âişe (r.anha) nin odasına döndü. Eshab-i kiram çok üzülüp ağlamağa başladı. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) Hazret-i Ali ve Fâdıl bin Abbas (r.anhüm) ın kollarına girerek tekrar mescide teşrif etti.

Minberin alt basamağına durup Eshab-i Kiram’a son hutbesini okudu ve vasiyetini yaparak şöyle buyurdu.

-“Ey Muhacirler, size Ensar hakkında hayırlı olmanızı vesiyyet ederim. Onlar benim has cemaatimdir. Onlar sizi evlerinde misafir edip, her hususta sizi nefslerine tercih ettiler. Eshabım! İlk ilk mühacirlere de hürmet etmenizi vasiyet ederim. Bütün muhacirler birbirlerine hayırlı olsunlar. Her iş Allah’ın izni ile olur. Allah’ın iradesine karşı çıkanlar sonunda mağlup olurlar. Allah’ın emrine uymak istemeyenler, muhakkak aldanırlar.

Daha sonra Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) den memnuniyetini belirtiği gibi bu hutbede deHazret-i Ömer (r.a.) den memnuniyetini belirtti. Ve;

-“Ömer benimledir, ben de onunlayım. Benden sonra hak Ömer’le beraberdir.” Buyurdu.

Resulullah (s.a.v.) bu hutbeden sonra minberden indi ve eshab’dan ayrılıp odasına çekildi.

Vefatına üç gün kala bir yatsı vaktinde namaz için ezan okunmuştu. Peygamberimiz (s.a.) namazın kılınıp kılınmadığını sorunca;

-“Cemaat sizleri bekliyor Ya Resulallah!” denildi.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) cemaat’a gitmek istedi. Cemaata gidecek takat bulamayınca;

-“Ebû Bekir’e söyleyin namazı kıldırsın.” Buyurdu.

Resulullah (s.a.v.) bu emrini üç defa tekrarladı. Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) üç gün cemaat’a namaz kıldırdı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC_0719   Fuad Yusufoğlu Revda-i Mutahhara

Revda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve sellem)

Muhammed (Aleyhis selam)- 79

Peygamberimiz (s.a.v.) vefat ettiği günün sabah namazı vaktinde mescide açılan odanın kapısındaki perdeyi kaldırdı. Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) cemaat’a sabah namazını kıldırıyordu. Eshabına bakıp onların namaz’da saf tutup durduklarını görünce sevinerek tebessüm etti. Sonra da mescid’e girdi.

Resulullah (s.a.v.) teşrifini fark eden Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) mihrab’dan çekilmek üzere iken Resulullah (s.a.v.) eliyle yerinde durması için işaret edip oturduğu yerde Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) e uyarak sabah namazını kıldı.

Sonra Eshab-ı kiram’a dönüp;

-“Ey İnsanlar! Siz Allah-u teâlâ’nın hıfzındasınız ve sizi Allah-u Teâlâ’ya emanet ettim. Takva üzere olun. Allah-u Teâlâ’dan korkun. Allah-u Teâlâ’nın emrini tutun ve itaat edin. Ben bu dar-ı dünya’dan ayrılıyorum.” Buyurdu.

Sonra mescid’den odasına geçti. Bu, Eshab-i kiram (r.anhüm) ın Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) ı son görüşü oldu.

Resul-i ekram efendimiz (s.a.v.) Hazret-iÂişe (r.anha) nin hücresine girip yattığı sırada, Usâme bin Zeyd (r.a.) huzuruna geldi. Resulullah (s.a.v.) 23 senelik Peygamberlik müddetinde son olarak hazırladığı Suriye tarafında Bizans üzerine gidecek olan orduya kumandan tayin ettiği Usâme bin Zeyd (r.a.) e hareket etmesini buyurdu.

Bu sırada Peygamberimiz (s.a.v.) in hastalığı şiddetlendi. Kızı Hazret-i Fatima (r.anha) yı yanına çağırıp kulağına bir şeyler söyledi.

Hazret-i Fatima (r.anha) ağlamaya başladı. Sonra ikinci defa bir şeyler söyleyince Hazret-i Fatima (r.anha) güldü.

Resulullah (s.a.v.) kızı Hazret-i Fatima (r.anha) ya vefat edeceğini söyleyince Hazret-i Fatima (r.anha) ağladı

Sonra da;

-“Sana müjde olsun ki bütün ehlimden önce sen bana kavuşursun.” Buyurdu.

Bunun üzerine Hazret-i Fatima (r.anha) sevinip güldü.

Resulullah (s.a.v.) vefat edecği sırada Hazret-i Ali (r.a.) ye, Hazret-i Âişe (r.anha) ye vasiyette ve nasihatta bulundu. Bu sırada ağlayıp göz yaşı döken Fatima (r.anha) ya;

-“Kızım bir miktar sabreyle, ağlama. Zira Hamele-i Arş (melekler) senin ağlaman üzerine ağlaşıyorlar.” Buyurdu.

Hazret-i Fatima (r.anha) nın gözyaşını sildi. Teselli verip Allah-u Teâlâ’dan sabır vermesini diledi.

Ve;

-“Ey kızım, benim ruhum kabz olacak. (İnnâ lillah ve innâ ileyhi râci’ûn) diyesin. Ey Fatima gelen her musibete bir karşılık verilir.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC_0713  Fuad Yusufoğlu Revda-i Mutahhara (Sallallahu aleyhi ve sellem)

Revda-i Mutahhara-i şerif  (Sallallahu aleyhi ve sellem)

Muhammed (Aleyhis selam)- 80

Bir müdeet mübarek gözlerini kapayıp sonra;

-“Bundan sonra bana üzüntü ve gussa (keder, tasa) olmaz. Zira fâni âlem’den ve mihnet yerinden kuryuluyor.” Buyurdu.

Sonra hanımlarına nasihat buyurdu. Sonra torunları Hazret-i Hasan ve Hazret-i Hüseyin (r.anhüm) i yanına alıp, onlara şefkatle bakarak alınlarından öptü. Sonra da Hazret-i Ali (r.a.) yi yanına çağırıp mübarek başını Hazret-i Ali (r.a.) nin koluna dayayarak oturup,

Şöyle buyurdu;

-“Ya Ali, zimmetimde filan Yahudinin şu kadar malı vardır. Asker hazırlamak için almıştım. Sakın onu ödemeyi unutma. Elbette zimmetimi kurtarırsın ve Kevser Havzı başına benimle görüşeceklerin birincisi sensin. Benden sonra sana çok zarar gelir, sabır edesin. İnsanlar dünyayı istedikleri vakit sen ahreti seçesin.” Buyurdu

Resulullah (s.a.v.) vasiyetini tamamladıktan sonra hâli değişti ve yatağına yatırdılar

Rebi’ülevvel ayının onikinci Pazartesi günü öğleden evvel Cebrail Aleyhis selam gelip;

-“Ya Resulallah! Cennetleri süslediler, Huri ve Rıdvan donandı. Allah-u Teâlâ sana hiç kimseye verilmeyen çok şeyler ihsan etti. Kevser Havzı Makam-ı Muahmud ve Şefâat-i Ümmet verdi. Kıyamet günü sen razı oluncaya kadar ümmetini bağışlar. Ya Resulallah Melek-ül Mevt kapıda beklemektedir. İçeri girmeğe izin ister. Şimdiye kadar kimseden izin istememiştir. Bundan sonra da istemez.” Dedi.

Resul-i Ekrem efendimiz (s.a.v.) izin verdi. Azrail Aleyhis selam içeri girip selam verdi ve Sonra;

-“Ya Resulallah Allah-u Teâlâ beni senin huzuruna gönderdi. Senin emrinden dışarı çıkmamamı buyurdu. Dilersen şerefli ruhunu kabz edip ulvi âleme yükselteyim, yoksa dönüp gideyim.” Dedi.

Cebrail Aleyhis selam;

-“Ey Habibullah, Allah-u Teâlâ sana müştakdır.” Dedi

Sonra selam verip veda ederken;

-“Ey Muhammed, Ey Ahmed, bundan sonra vahiy için bir daha gelmem ve Hak Teâlâ’nın haberini yer yüzüne getirmem. Benim maksudum ve matlubum sen idin ya Resulallah.” Dedi.

Bundan sobnra Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Ey Azrail vazifeni yap,” buyurması üzerine, mübarek ruhunu kabz etti.

Böylece Resul-i Ekrem efendimiz (s.a.v.) Hicretin onbirinci yılında (Miladi 632) Rebi’ülevvel ayının 12’sinde Pazrettesi günü öğleden evvel vefat etti.

Vefat ettiğinde Kameri seneye göre 63, Şemsi seneye göre 61 yaşında idi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

DSC05070 Fuad Yusufoğlu Mescid-i Nebevi (s.a.v.) nin kuzey batısında Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) in helife seçildiği yer.

Ebû Bekir (r.a.) ın Halife olarak seçilmesi için istişare olunan yer;

Muhammed (Aleyhis selam)- 81

Eshab-i Kiram, Resulullah (s.a.v.) ın vefatı üzerine pek çok üzülüp gözyaşı döktüler. Çoğunun dili tutulup bir müddet konuşamaz oldular. Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) Resulullah (s.a.v.) ın yanına girip mübarek yüzünden örtüyü kaldırarak mübarek alnından öptü.

Sonra başını kaldırıp, mübarek alnından tekrar öptü;

-“Ah Sâfi” dedi.

Bir daha öpüp;

-“Ah dost” dedi.

Sonra mübarek pazusunu öpüp, ağladı;

-“Annam babam sana feda olsun! Dirin ve ölün tayyib, temiz ve ne güzeldir.”dedi.

Ve de;

-“Eğer ihtiyarımız elimizde olsaydı canlarımızı yoluna fedâ ederdik. Eğer sen bizi men etmeseydin, gözlerimizden pınarları akıtırdık.”

Selatü Selam okuyup;

-“Ya Resulallah, bizi Rabbinin katında hatırla.” Dedi.

Sonra dışarı çıktı. Mescid’e minber’e çıkarak Eshab-i Kiram’a bir hutbe okudu. Allah-u Teâlâ’ya hamd ve sena etti ve Resul-i Ekrem efendimiz (s.a.v.) e salat okudu,

Ve şöyle dedi.

-“Her kim Muhammed Aleyhis selam’a iman etmişse bilsin ki Muhammed Aleyhis selam vefat etti. Her kim Allah-u Teâlâ’ya tapıyorsa O, Hay (diri) ve bâki’dir. Ölmez, ebedidir.” Buyurdu.

Ve sonra Âl-i İmran suresinin yüzkırkdördüncü;

-“Muhammed (s.a.v.) de kendinden önce geçen Resuller gibi Resuldür. Eğer O vefat eder, yahut öldürülürse, siz dininizden, yahut cihadden, eski halinize dönecek misiniz? Böyle değişen, Allah-u Teâlâ’ya zarar vermez, kendine zarar verir. İslam ve sebatta şükredenlere muhakkak mükafat verecektir.” Âyetini okudu.

Hazret-i Ebu Bekir (r.a.) Eshab-i Kiram ve ehl-i beyti teselli etti. İlk anda acı haber üzerine çok şaşıran Hazret-i Ömer (r.a.), Hazret-i Ebû Bbekir (r.a.) i dinleyince kendine geldi. Peygamberimiz (s.a.v.) in vefat ettiği gün Eshab-i Kiram yapılan umumi bir bi’atle Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) i halife seçtiler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri son Peygamber olan Habibi Muhammed (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ın şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu