‘Nakşibendi silsilesi’ olarak etiketlenmiş yazılar
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 6
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek kabirleri
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 6
Doğruca Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) nin huzuruna gidip durumu arzettiler.
Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.);
-“Kırılan dişi verin.” Buyurdu.
Kırık dişi alıp, o sırada henüz yanında talabe olan Emir Külâl (r.a.) e verip;
-“Ey evladım, şu işi halet de, aralarındaki anlaşmazlık bitsin” buyurdu.
Emir Külâl (r.a.), kırık dişi alıp, evliyanın ruhaniyetini vesile kılıp, Allah-u Teâlâ’ya duâ ederek, kırık dişi yerine koydu. Hemen o anda, duâsı bereketiyle diş, eskisi gibi sağlam bir hale geldi.
Dişi kırılan kimse, bu hadise karşısında hayret edip, dişini kıranları şikayet etmekten vazgeçti.
Yanında bulunanlarla birlikte, yaptıklarına pişman olup, tövbe ettiler ve doğru yol üzere yürüyen Salih kimselerden oldular.
Nakledilir ki;
-“Bir köyde zamanın Salih zatlarden biri vefât edeceği sırada, cenaze namazını Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin kıldırmasını vasiyet etmişti. Fakat Emir Külâl (r.a.), uzak bir yerde bulunuyordu. O zat vefat edince, o beldenin âlimleri velileri toplandı. Emir Külâl (r.a.) in çağırılması için, bulunduğu yere bir kişi gönderelim.”dediler.
Bunun üzerine orada bulunan Şeyh Sûfi (r.a.);
-“Haberci göndermenize luzum yok, bu durum ona Allah-u Teâlâ’nın izni ile ma’lum olur ve buraya gelir.” Dedi.
Bu arada iki kişi gidip, haber vermek üzere hazırlanmıştı.
-“Tam gidecekleri sırada, Emir Külâl hazretleri (r.a.) aniden karşıdan gözüktü. Halk onu görünce, hemen karşılamaya koştular ve bu kerameti karşısında onu daha çok sevip bağlandılar.”
Bundan sonra Emir Külâl hazretleri (r.a.), vefat eden zatın cenaze namazını kıldırdı ve toplananlarla birlikte kabre götürüp defnettiler
-“Cenaze defn edildikten sonra, cemâat camide taoplandı. Cemâat çok kalabalık idi. Orada bulunan âlimler, bu iş için kedisine bir işaret ulaşıp, ulaşmadığını ve nasıl ma’lum olduğunu sordular.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 7
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri(r.a.)nin inşaat halinde iken mübarek kabirleri
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 7
Bunun üzerine Emir Külâl hazretleri (r.a.) buyurdu ki;
-“Ey kardeşlerim, Resulullah Aleyhis selat-u ve selam buyurdu ki; (-“Kalb kalb’e karşıdır.” Yine Resulullah Aleyhisselat-ü ve selam buyurdu ki; (-“Mü’min, mü’minin aynasıdır.”) Yine Resulullah aleyhis selat-ü ve selam buyurdu ki; (-“Her kabdan içindeki sızar.”)
Emir Külâl hazretleri (r.a.) bunları söyledikten sonra, halk onun ma’rifet sahibi büyük bir evliya olduğunu anlayıp, kendi kendilerine;
-“Biz bu zatın büyüklüğünü bilmiyor muşuz?” dediler.
Aralarında bulunan âlimler, cemâate şöyle dediler;
-“Hadis-i kudsi’de buyuruldu ki; (-“Evliyam, kubbelerin altında gizlenmiştir. Onları başkaları bilemezler.”)
(Bu hadis-i şerif-i İslâm âlimleri şöyle açıklamışlardır;)
(- “Allah-u Teâlâ, evliya kullarını insanlık sıfatları ile gizlemiştir. Onlar, diğer insanlar gibi gözükürler. Herkes onları kendileri gibi zaneder tanıyamaz”)
Bundan sonra Emir Külâl hazretleri (r.a.), cemâatte bulunan o âlimlere;
-“Bu naklettiğiniz şeyleri Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem) böyle buyurmuştur.” Dedi.
Okunan hadis-i şerifleri tekrar okudu. Orada bulunanların hepsi işitti. Bu sırada cemâat içinde bulunan âlimlerden Mevlânâ Taceddin (r.a.), Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne, kendisini talabeliğe ve hizmetkârlığa kabul etmesini söyledi.
Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.);
-“O bizim vazifemiz değildir” buyurarak
-“Bari seni ma’nevi evlatlığa kabul edeyim.” Deyip, O’nu ma’nevi evlatlığa kabul etti. Öyle bir teveccühde bulundu ki, Mevlânâ Tâceddin (r.a.), hemen o anda ma’rifet ilmine kavuşup, maksadına ulaştı.
Nakledilir ki;
-“Kebş şehrinde Mevlânâ Celâleddin Kebş-i (r.a.) bir cemâatle oturmuş sohbet ediyorlardı. Tasavvuf ehlinden ve evliyanın kerametinden söz açılmıştı.”
Mevlânâ Celâleddin Kebş-i (r.a.);
-“Şimdi bizim zamanımızda böyle kerâmet ehli, dini İslâm’ın emirlerine tam uyup, Resulullah (s.a.v.) ın yolunda olan büyük bir evliya yok gibidir.” Dedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 8
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadları
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 8
Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin talebelerinden biri, bu cemâat arasında idi. Bu zat Mevlânâ Celâleddin Kebş-i (r.a.) ye;
-“Bu zamanda sayılan sıfatlara ve üstünlüklere sahip bir zat vardır. Tasavvuf’ta o kadar yükselmiştir ki, bir göz açıp kapayacak kadar kısa bir zamanda içinde doğudan batıya dünyayı dolaşacak bir hal sahibidir.” Dedi.
Mevlânâ Celâleddin Kebşi (r.a.);
-“Ah şimdi böyle bir zat nerede bulunur?” deyince
O talebe;
-“Evet şimdi böyle bir zat vardır. O da benim hocam Seyyid Emir Külâl (r.a.) dir” dedi.
Bunun üzerine Mevlânâ Celâleddin Kebşi;
-“Bizi sohbetine kavuştur da, onun ayaklarının tozunu gözlerimizle sürme yapalım.” Dedi.
Talebe;
-“Sizin oraya kadar gitmenize lüzüm yok, eğer buraya teşrif etmesi için tam bir teveccüh yaparsanız, bir anda burada olur.” Dedi.
Bu söz üzerine, Mevlânâ Celâleddin Kebş-i hazretleri (r.a.) teveccüh edip, Allah-u Teâlâ’ya hâlis bir kalb ile duâ etti ki, içeride bulunan cemâat birdenbire ayağa kalktı. Çünkü Emir Külâl hazretleri (r.a.) çok uzakta olmasına rağmen, o meclise giriverdi.
Bu hale çok şaşırdılar
Mevlânâ Celâleddin Kebş-i (r.a.) Emir Külâl (r.a.) a;
-“Efendim, sizi bu hale kavuşturan şey nedir? Buraya bir anda teşrifiniz nasıl oldu?” diye sordu.
Bunun üzerine Emir Külâl hazretleri (r.a.), sohbete başlayıp buyurdu ki;
-“Bizi, sizin samimi arzunuz bu diyara getirdi. Bir kimse Allah-u Teâlâ’ya ihlas ile yalvarır, tam samimiyetle bir şey isterse, duâ ederse, Allah-u Teâlâ onu maksadına kavuşturur.”
Bu sırada Mevlânâ Celâleddin Kebş-i (r.a.);
-“Efendim, talebeniz ve hizmetçiniz olmakla şereflenmek istiyorum.” Dedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 9
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadları
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 9
Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) Ona;
-“Biz seni evlatlığa kabul ettik.” Buyurdu. Sonra ona teveccüh nazariyle bakıp, bir anda yüksek derecelere kavuşturdu.
Orada bulunanlar bu hali görüp;
-“Ey Mevlânâ Celâleddin, uzun zamandan beri uğraşıp ömür tükettin, fakat şimdi maksadına kavuştun.” Dediler.
Onların böyle söylemeleri üzerine, Emir Külâl hazretleri (r.a.) buyurdu ki;
-“Siz kendi işinizi onun işiyle bir mi tutuyorsunuz? O, işini tamamlamış, yolları katetmiş ve vakti gelmiş, Sadece bizim bir işaretimize, teveccühümüze ihtiyacı kalmıştı.
Abdullah Ensari’nin oğlu Kutb-i Hirevi Câbir bin Abdullah (r.a.) buyurdu ki;
-“Rahmet bir anda gelir, fakat kalb, hazır ve uyanık olmaz.”
Bir kimse kendini riyazet sahrasında yorar (nefsine uymaz), ömrünü din ilmini öğrenmekle ve Muhammed Aleyhis selam’ın dinine uymakla geçirirse ve daha gençliğinde, ihtiyarlıkta yapılacak güzel işleri yaparsa, ihtiyarlığında bu güzel amellerinin faydasından mahrum kalmaz.
Allah, mülkü dilediğine verir. İlim ehlinden, dilleri âlim olan çoktur. Fakat kalbleri âlim değildir. Böyle olanlar, Allah adamı olan büyüklerin teveccüh nazarlarına müstehak değildirler.
Kutb-ül-ârifin Mevlânâ Celâleddin Rûmi (r.a.) buyurmuştur ki;
Beyt;
-“Perde ardından güzel görünen çirkinlere ah!”
-”Dışarıdan güneş gibi olmalı, içerden de mâh.”
-”Âlim o kimselere denir ki;
-”Onlar Allah-u Teâlâ’yı, O’nun sıfatlarının sırları ile, kendine ihsan edildiği kadar bilendir.
Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Mert olan kimsenin, olduğu gibi gözüken kimse,” olduğunu bildirmiştir.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 10
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) mübarek markadları
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 10
Meşhurdur ki;
Bâyezid-i Bistâmi Hazretleri (Kuddise sirruh);
Kadınlara benzemeye özenen bir adamın süslenmekte olduğunu görünce, ondan yüz çevirdi.
O adam, Bâyezid-i Bistâmi (k.s.) nin kendisinden yüz çevirdiğini görünce.
Dedi ki;
-“Ey büyük zât ve Hak yolunun seçilmişi, ben gördüğüm gibiyim, siz de gördüğünüz gibisiniz.”
Büyüklerden birine;
-“Ârif kimdir?” diye soruldu.
Cevaben;
-“Âlimler o kimselerdir ki, ilimleri amellerinden çoktur, Ârifler ise, o kimselerdir ki, amelleri çoktur, ilimlerini aşmıştır. Bütün ilimlerden maksad, Allah-u Teâlâ’yı tanımaktır. Bu da ilim ile, amel etmekle olur. Âlim ilmiyle amel edip, ilmini Allah-u Teâlâ’yı tanımaya sarf eder. Allah-u Teâlâ’yı tanımanın alâmeti, zahiren ve batınen Allah-u Teâlâ’dan korkmaktır. Her işin başı Allah korkusudur.”
Allah-u Teâlâ hazretleri meâlen buyurdu ki;
-“Allah’tan ancak âlim olan kulları korkar.” (Fatır suresi 28.ayeti kerime)
-“Allah’tan korkan, cennete kavuşur. Cennet Allah-u Teâlâ’dan korkup, Salih amel işleyenler içindir. Korkup çekinen, kurtulmuştur. Her kim ki korkup, “temkinli” davranırsa, her maksadına ulaşmıştır. Bütün kitabları okuyup ezberlemiş olsan, fakat ilminle amel etmezsen, ilmin sana mahcubiyetten başka bir şey kazandırmaz.”
-“Faydalı ilim odur ki; İnsanı Allah-u Teâlâ’ya bağlayıp, her şeyi bıraktıran ve nefsin hevâ ve hevesinden uzak tutandır.”
Abdulhalık Goncdüvan-i hazretleri (r.a.) şöyle vasiyet etmiştir;
-“Cahil tarikatçılardan uzak durunuz. Onlar, din düşmanı ve Müslümanların yollarını kesicidirler. Bunun için, Salih kimselerle görüşüp, yol kesicilerden uzak durmak lazımdır.”
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Önce arkadaş sonra yol.” Buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 11
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadları
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 11
Nakledilir ki;
Türkistan’dan Buhâra’ya bir grup insan, Emir Külâl (r.a.) i ziyarete geldi.
Buhârâ’dakiler, gelenlere;
-“Emir Külâl (r.a.) sizin diyarınıza gitmemiştir, siz onu nereden tanıyorsunuz?” dediler.
Gelenler dediler ki;
-“Emir Külâl hazretleri (r.a.), bizim memleketimizde o kadar tanınmış ve sevilmiştir ki, bunu anlatmakla bitmez. Biz, O’nun talabeleriyiz. O çok defa bir anda bizim memlekete teşrif eder, biz de sohbetinde bulunurduk. Bu hadise çok vukû buldu. Biz böyle âniden teşrif edip, bizimle sohbet eden zat’a kim olduğunu sorduğumuz zaman, Emir Külâl olduğunu söylerdi. İşte biz de, böylece onun talabelerinden olduk.”
Buhârâdakiler, anlatılan bu hadiseye hayret edip, Emir Külâl hazretlerini daha çok sevip, bağlılıkları kat kat arttı.
Emir Külâl hazretleri (r.a.) buyurdu ki;
-Allah-u Teâlâ, sevdiği kullarına öyle ihsanda bulunmuştur ki, bir anda doğudan batıya gidip gelirler. Başkalarının bundan haberi olmaz.”
Nakledilir ki;
-“Emir Timûr, Şeyh Şemseddin Gülâl ile birlikte, Emir Külâl hazretlerinin ziyaretine gitmişlerdi. Giderken, yolda yanında bir koyun götürmekte olan bir adama rastladılar. O da Emir Külâl (r.a.) i ziyarete gidiyordu. Beraberca, ikamet ettiği köye vardılar. Fakat Emir Külâl (r.a.) in evini soracak hiçbir kimse bulamadılar.”
Onlar araştırırken;
-“Birden karşılarına biri çıkıverdi. Onları eve getirdi. Emir Külâl hazretleri’nin evine varınca, kendilerine yol göstermek için karşılarına çıkan ve eve götüren kimsenin Emir Külâl hazretleri (r.a.) olduğunu öğrendiler.”
Onun ellerine sarılıp;
-“Efendim affediniz, dışarıda karşılaştığımızda sizin Emir Külâl hazretleri olduğunu anlayamamıştık.” Dediler.
Emir Külâl hazretleri (r.a.) buyurdu ki;
-“Bir dervişi ziyaret için yola çıkan kimse, yolunu şaşırmaz, hata etmez.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 12
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek türbeleri
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 12
Bu misafirlerden biri koyun hediye getirmişti.
-“Koyunu bırakınca, koyun birdenbire kaçmaya başladı. Adam da peşinden koşarken”
Emir Külâl hazretleri (r.a.);
-“Kendini yorma, otur. O şimdi kendisi geri gelir.” Buyurdu.
Sonra gelen misafirlerle cemâat olup namaz kıldılar.
-“Namazdan sonra oturmuşlardı ki, kaçan koyun gelip, yanlarında bir yerde durdu.”
Bundan sonra Emir Külâl hazretleri (r.a.);
-“Ey Şemseddin! Bir kimse Allah-u Teâlâ’ya yönelir, O’nun rızasını ararsa, işte Allah-u Teâlâ, onun her işini böyle rast getirir. O, rızasını arayan kuluna kafidir.”
Bu hadiseyi görüp şaşan Şeyh Şemseddin ve Emir Timûr, Emir Külâl hazretlerine tam bir bağlılık ile bağlanıp, kendilerine himmet etmesini istediler.
Emir Külâl hazretleri (r.a.) de, onları ma’nevi evlatlığa kabul ettiğini söyleyip, teveccüh etti. Emir Timûr’un yetiştirilmesini Şeyh Şemseddin’e havale etti. O da Emir Timûr’un yetişmesinde titizlik gösterip, onu yetiştirdi.
Bir defasında, Emir Külâl hazretleri Buhârâ’da Cum’a namazını kılıp, talebeleri ile birlikte ikâmaet ettiği yere dönüyordu. Yolculukları sırasında, Gülâbâd ile Fetihâbâd arasında, yeşillik bir yerde oturan bir cemâate rastladılar. Sohbet ediyorlar ve sohbetlerinde; Evliyalıktan, kerâmetten bahsediyorlardı. Bu cemâat arasında, Timûr Hân da bulunuyordu.
Emir Külâl hazretleri (r.a.), talabeleriyle birlikte oradan geçerken, Timûr Hân onları görüp;
-“Bunlar kimdir?” diye sordu.
Oradakiler;
-“Emir Külâl ve talabeleridir.” Dediler.
Timûr Hân bu sözü duyar duymaz, kalkıp sür’atle yanlarına koştu. Huzuruna varıp, fevkaâde bir edeble önünde durdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 13
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadları
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 13
Sonra şöyle dedi;
-“Ey dinin büyük âlimi! Ey doğru yolun ve yakın kılavuzu! Burada biraz durup sohbet ediniz ve bize nasıhatta bulununuz da, dervişler istifade edip, bereketlensinler.” Dedi.
Bunun üzerine Emir Külâl hazretleri (r.a.) buyurdu ki;
-“Dervişlerin sözleri “gizli” olur. Bu bizim vazifemiz değildir. Büyüklerin ruhaniyetinden bir işaret olmadıkça, bir şey söylemeyiz. Hiçbir zaman kendinden bir söz söyleme ve gafil olma. Görüyorum ki, senin başına mühm bir iş çıkacak ve bunda muvaffak olacaksın.” Buyurdu.
Sonra yola devam ettiler. Evine varınca, zaviyesinde bir müddet durup, yatsı namazı dışarı çıktı. Cemâatle birlikte yatsı namazı kıldı. Namazdan sonra bir müddet oturup, büyüklerin ruhaniyetine teveccüh etti. Sonra hemen, talebelerinden Şeyh Mensûr adında bir talabesini yanına çağırdı.
Talabesi huzuruna gelince, ona dedi ki;
-“Hiç durma sür’atle Emir Timûr’a git söyle, derhal Harezm tarafına harakete geçsin. Eğer oturuyorsa, hemen kalksın, ayakta ise harakete geçsin, hiç durmasın Çünkü velilerin ruhaniyetleri, onun ve oğlunun bütün memlekete baştan başa hakim olacağını bildirdi. Harezm’i alınca Semerkand’a haraket etsin.”
Haberi götüren Şeyh Mensur, sür’atle Timû Hân’ın bulunduğu yere gitti. Timûr Hân’ı ayakta bekler halde buldu.
Haberi aynen iletti.
Timûr Hân, bu haberi alır almaz hiç durmadı, hemen ordusunu harakete geçirdi. O harakete geçip, gideceği yolun yarısına vardığı sırada, düşmanları Timûr Hân’ın çadırına hücüm ettiler. Fakat o, çoktan yola çıkmış bulunuyordu.
Timûr Hân, Harezm’e yürüyüp, oarayı aldı. Sonra Semerkand’a yürüdü, orayı da fethetti. Böylece hergün yeni bir zafere ulaşıp, hep muzaffer oldu ve işleri daima iyi gitti.
Nakledilir ki;
Timûr Hân Semerkand’a yerleşince, Buhârâ’ya gitmeyi arzu etti. Bu sebeple Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne haber gönderip,
-”Bizim Buhârâ’ya gelmemize musâade ederler mi? Şayet izin verilmezse, kendilerinin Semerkând’a teşrif etmelerini arzu ediyoruz, nasıl buyururlarsa öyle yapalım.” Dedi.
Timûr Hân’ın bu arzusu üzerine, Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne gelmesini, ne gitmeyi kabul edemiyeceğini ve kendilerine duâ etmekte olduğunu söyledi. Bunları bildirmek ve Timûr Hân’la görüşmek üzere, oğlu Emir Ömer’i vazifelendirdi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 14
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) mübarek markadları
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 14
Oğlunu gönderirken şöyle dedi;
-“Ey Oğlum! Emir Timûr Hân’a söyle! Eğer Allah-u Teâlâ’nın râzı olduğu yolda yürümek istiyorsa, takva’dan ve adalet’ten asla ayrılmasın. Bunları kendisine şiâr edinsin ki, kıyamet günü kurtulabilsin! Yine söyle ki, biz ve talabelerimiz her zaman ona duâ etmekteyiz. Eğer dünyaya meylederse, bu durumların faidesine kavuşamaz.”
Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin oğlu Emir Ömer (r.a.) Semerkând’a gidip, Timûr Hân’la görüştü. Babasının söylediği şeyleri aynen bildirdi. Birkaç gün sonra da, Buhârâ’ya dönmek üzere Timûr Hân’dan musâade istedi.
Ayrılırken, Timûr Hân ona;
-“Buhârâ ve çevresini sizin emrinize bırakayım, ne olur kabul edin.” Dedi.
Emir Ömer;
-“Buna izin yok.” Dedi.
Bunun üzerine Timûr Hân;
-“Öyleyse Buhârâ şehrini Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne bağışlayayım.” Deyince
Emir Ömer (r.a.) yine;
-“Buna izin yok.” Dedi.
Timûr Hân;
-“Hiç olmazsa, Buhârâ yakınında ikamet etmekte olduğunuz köyü size bağışlayayım” diyerek çok temennide bulundu.
Emir Ömer (r.a.) şöyle dedi;
-“Babamdan şu sözleri işittim;”
Sizin için şöyle buyurdu;
-“Eğer Allah adamı olan büyüklerin kalbinde bir yer kazanmak istiyorsa, takva’dan ve Adalet’ten ayrılmasın. Kıyamet günü Allah-u Teâlâ’nın rahmetine kavuşmak bununla olur.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 15
23 Haziran 2008Hacer-ül-Esved Mekke-i Mükerreme
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 15
Birgün Emir Külâl hazretleri (r.a.), talabeleri ile birlikte Buhârâ’da bir camiye gidiyorlardı. Yolda bahçesinde çalışmakta olan bir kimse ve yanındaki çocuğu onları görmüşlerdi.
Çocuk adama;
-“Bunlar kimdir? Diye sorunca, adam, Emir Külâl’a dil uzatıp, haklarında uygunsuz sözler söyledi.
Adam bu sözleri söyleyince, Emir Külâl (r.a.) buyurdu ki;
-“Abdulhalık Goncdüvân-i hazretleri (r.a.) buyurdu ki; (-“Kim evliyaya hakaret gözüyle bakarsa, iflah olmaz.”
Emir Külâl hazretleri (r.a.) sonra üzerinde durmayıp, camiye gitti. Onlar gider gitmez, dil uzatan adam uyuz hastalığına tutuldu. Rahatsızlandı. Tutulduğu hastalığa tahammül edemeyip, Emir Külâl (r.a.) in yanına götürülmesini istedi. Gidip yalvarmak, af dileyip hastalıktan kurtulmak istiyordu.
Durumu arzedilince;
-“O’nun hastalığı “ilaç” kabul etmez, çünkü o, ok’u yedi!” buyurdu.
Bunun üzerine adam, ayrılıp gitti. Daha evine varmadan yolda düşüp öldü.
Nakledilir ki;
-”Bir gün Emir Külâl hazretleri (r.a.), talabeleri, ile oturmuş sohbet ediyordu. Bu sırada içeriye, güzel yüzlü bir genç girdi. Hiçbir şey söylemeden oturdu. Orada bulunanlar, onu hiç tanımıyorlardı.”
Bir ara Emir Külâl hazretleri (r.a.) O’na bakıp;
-“Tamam oldu mu?” buyurdu.
Gelen genç de;
-“Bir açıklık kalmıştı, o da tamamlandı.” Dedi.
Gelen genç biraz oturup, gitmek üzere kalktı, bir şey söylemeden kapıya doğru yürüdü.
Orada bulunanlardan bir kısmı, gencin yanına koşup, yakalayıp konuşmak istediler;
-“Sen Kimsin? Gelince bir şey söylemedin ve giderken müsâade istemedin. Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne; (-“Bir yer kalmıştı, o da tamamlandı..”) dedin. Bu halin ne ve bu sözün ma’nası nedir? Bunları bize açıkla ve kendini tanıt.” dediler.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu