‘Riyazus-Salihin Sabır’ olarak etiketlenmiş yazılar
Riyazus-Salihin: Hadis – 44
02 Ekim 2008Navale (Nusaybin)
Hadis:44
44- وعنْ أَنَسٍ رضي اللَّه عنه قال : كَانَ ابْنٌ لأبي طلْحةَ رضي اللَّه عنه يَشْتَكي ، فخرج أبُو طَلْحة ، فَقُبِضَ الصَّبِيُّ ، فَلَمَّا رَجَعَ أَبُو طَلْحةَ قال : ما فَعَلَ ابنِي ؟ قَالَت أُمُّ سُلَيْم وَهِيَ أُمُّ الصَّبيِّ : هو أَسْكَنُ مَا كَانَ ، فَقَرَّبَتْ إِلَيْهِ الْعَشَاءَ فَتَعَشَّى ، ثُمَّ أَصَابَ مِنْهَا، فَلَمَّا فرغَ قَالَتْ : وارُوا الصَّبيَّ ، فَلَمَّا أَصْبحَ أَبُو طَلْحَة أَتَى رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فَأَخْبرهُ، فَقَالَ: « أَعرَّسْتُمُ اللَّيْلَةَ ؟ قَالَ : نَعَمْ ، قال : « اللَّهمَّ باركْ لَهُما » فَولَدتْ غُلاماً فقَالَ لِي أَبُو طَلْحَةَ : احْمِلْهُ حتَّى تَأَتِيَ بِهِ النبيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، وبَعثَ مَعهُ بِتمْرَات ، فقال : «أَمعهُ شْيءٌ ؟ » قال : نعمْ ، تَمراتٌ فَأَخَذَهَا النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فَمضَغَهَا ، ثُمَّ أَخذَهَا مِنْ فِيهِ فَجَعَلَهَا في في الصَّبيِّ ثُمَّ حَنَّكَه وسمَّاهُ عبدَ اللَّهِ متفقٌ عليه .
وفي روايةٍ للْبُخَاريِّ : قال ابْنُ عُيَيْنَة : فَقَالَ رجُلٌ منَ الأَنْصارِ : فَرَأَيْتُ تَسعة أَوْلادٍ كلُّهُمْ قدْ قَرؤُوا الْقُرْآنَ ، يعْنِي مِنْ أَوْلادِ عَبْدِ اللَّه الْموْلُود .
وفي روايةٍ لمسلِم : ماتَ ابْنٌ لأبِي طَلْحَةَ مِنْ أُمِّ سُلَيْمٍ ، فَقَالَتْ لأهْلِهَا : لا تُحَدِّثُوا أَبَا طَلْحَةَ بابنِهِ حتَّى أَكُونَ أَنَا أُحَدِّثُهُ ، فَجَاءَ فَقَرَّبَتْ إِلَيْهِ عَشَاءً فَأَكَلَ وشَرِبَ ، ثُمَّ تَصنَّعتْ لهُ أَحْسنَ ما كانتْ تَصَنَّعُ قَبْلَ ذلكَ ، فَوقَعَ بِهَا ، فَلَمَّا أَنْ رأَتْ أَنَّهُ قَدْ شَبِعِ وأَصَابَ مِنْها قَالتْ: يا أَبَا طلْحةَ ، أَرَايْتَ لَوْ أَنَّ قَوْماً أَعارُوا عارِيتهُمْ أَهْل بيْتٍ فَطَلبوا عاريَتَهُم ، ألَهُمْ أَنْ يمْنَعُوهَا؟ قَالَ : لا ، فَقَالَتْ : فاحتسِبْ ابْنَكَ . قَالَ : فغَضِبَ ، ثُمَّ قَالَ : تركتنِي حتَّى إِذَا تَلطَّخْتُ ثُمَّ أَخْبرتِني بِابْني ، فَانْطَلَقَ حتَّى أَتَى رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم فأخْبَرهُ بما كَانَ ، فَقَالَ رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « بَاركَ اللَّه لكُما في ليْلتِكُما » .
قال : فحملَتْ ، قال : وكَانَ رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم في سفَرٍ وهِي مَعَهُ وكَانَ رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم إِذَا أَتَى الْمَدِينَةِ مِنْ سَفَرٍ لاَ يَطْرُقُها طُرُوقاً فَدنَوْا مِنَ الْمَدِينَةِ ، فَضَرَبَهَا الْمَخاضُ ، فَاحْتَبَس عَلَيْهَا أَبُو طلْحَةَ ، وانْطلَقَ رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم . قَالَ : يقُولُ أَبُو طَلْحةَ إِنَّكَ لتعلمُ يَا ربِّ أَنَّهُ يعْجبُنِي أَنْ أَخْرُجَ معَ رسولِ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم إِذَا خَرَجَ ، وأَدْخُلَ مَعهُ إِذَا دَخَلَ ، وقَدِ احْتَبَسْتُ بِما تَرى . تقولُ أُمُّ سُلَيْمٍ : يا أَبَا طلْحةَ مَا أَجِد الَّذي كنْتُ أَجِدُ ، انْطَلِقْ ، فانْطَلقْنَا ، وضَربهَا المَخاضُ حينَ قَدِمَا فَولَدتْ غُلاماً . فقالَتْ لِي أُمِّي : يا أَنَسُ لا يُرْضِعُهُ أَحدٌ تَغْدُوَ بِهِ عَلَى رسُول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم ، فلمَّا أَصْبحَ احتملْتُهُ فانطَلقْتُ بِهِ إِلَى رسولِ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم . وذَكَرَ تمامَ الْحَدِيثِ
Hadis: 44-
Enes radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre şöyle diyor:
-“Ebu Talha (r.a.) nın oğlu hasta idi. Ebu Talha (r.a.) sokağa çıktı, arkasından çocuk öldü.
Eve döndüğünde:
-“Oğlum nasıl oldu?” dedi.
Çocuğun annesi, Ümmü Süleym (r.anha):
-“O şimdi rahata kavuştu.” Dedi.
Sonra önüne akşam yemeğini getirdi. Ebû Talha (r.a.) akşam yemeğini yedikten sonra karısı ile yatıp cinsi münasebette bulundu. İşini bitirdikten sonra karısı ona:
-“Çocuğu gömünüz!”dedi. Ebu Talha sabahlayın Peygamber aleyhis-Selam’ın yanına gitti., gecede olup bitenleri ona anlattı.
Peygamber aleyhis-Selam:
-“Bu gece gerdeğe girdiniz mi?” dedi.
Ebu Talha (r.a.):
-“Evet .” dedi.
Peygamber Aleyhis-Selam:
-“Allah’ım! Bunlara bereket ver.” Dedi.
Ümmü Süleym (r.anha) bir oğlan doğurdu. Bunu üzerine Ebu Talha (r.a.) bana:
-“Çocuğu al Peygamber’e götür.” Dedi.
Annesi da bir miktar hurma gönderdi.
Peygamber Aleyhis-Selam:
-“Çocuğun yanında bir şey var mı?.” Dedi.
-“Evet bir kaç hurma var.” Dedim.
Resûl-i Ekrem aleyhis-Selam; hurmaları ağzına alıp çiğnedikten sonra çıkardı ve çocuğun ağzına koydu damağını oğdu, adını (Abdullah) koydu.
(Hadisi, Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.)
Buhari’nin diğer bir rivayetine göre, İbn-i Uyeyn’e (r.a.) şöyle diyor:
-Ensar’dan bir adam Abdullahın dokuz çocuğunu gördüm, ehli Kur’ân idiler.” Dedi
Müslim’in bir rivayetine göre:
Ebu Talha (r.a.) nın, Ümmü Süleym (r.anha) den olan bir oğlu vefat etti. Bunun üzerine kadın ev halkına:
-“Ebû Talha’ya oğlunun öldüğünü siz söylemeyin, ben söyliyeyim.” Dedi.
Ebu Talha (r.a.) eve döndü, Kadın onun akşam yemeğini getirdi. Ebu Talha (r.a.) yedi ve içti. Sonra kadın, Ebu Talha (r.a.) için güzel surette süslendi. Bunun üzerine Ebu Talha (r.a.) kadınla munasebbete bulundu. Kadın, Ebu Talha (r.a.) nın karnı doyduğunu ve kendisi ile cima ettiğini görünce ona şöyle dedi.
-“Bir cemâat, bir ev halkına bir şeyi âriyet verirler de sonra onu geri almak isterlerse, ev halkının onu vermemeğe hakları olur mu? Bunu doğru görür müsün?”
Ebu Talha (r.a.):
-“Hayır .” dedi.
Kadın:
-“O halde oğluna mukabil Allah’tan sevab bekle,” dedi.
Bunun üzerine adam kızdı ve:
-“Kirleninceye kadar beni oyaladın, sonra bana oğlumun ölüm mhaberini verdin.” Dedi.
Hemen yürüdü Peygamber Aleyhis-Selam’a geldi. Ve olup biteni haber verdi.
Peygamber Aleyhis-Selam:
Allah-u Teâlâ gecenizi uğurlu kılsın.” Dedi.
Enes radiyallah-u Anha diyor ki:
-“Kadın gebe kaldı. Resul-i Ekrem aleyhis-Selam sefrede idi. Kadın da beraberdi. Peygamber Aleyhis-Selam seferden döndüğünde geceleyin Medineye girmezdi. Medine’ye yaklaştılar. Kadının da ağrısı tuttu. Bu yüzden Ebu Talha (r.a.) yolundan kaldı. Peygamber Aleyhis-Selam yoluna devam etti.
Enes radiyallah-u Anha anlatıyor:
-“Ebu Talha (R.A.) şöyle dedi.:
-“Ya Rabbi! Bilirsin ki, Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çıkarken onunla beraber çıkmaktan, döndüğü zaman da onunla beraber dönmekten son derece hoşlanırım. Şimdi ise, gördüğün şu hal beni yoldan alıkoydu.”
Bunun üzerine Ümmü Süleym (r.anha):
Ya Ebâ Talha! Çocuk doğururken evvelce duyduğum ağrıları şimdi duymuyorum, yoluna devam et.” Dedi.
Bizde yürüdük. Medine’ye döndüklerinde kadının ağrısı tuttu ve oğlan doğurdu.
Annem bana:
-“Enes! Çocuğumu kimse emzirmesin; sabahlayin onu peygambere götür.” Dedi.
Sabah olunca çocuğu Peygamber Aleyhis-Selam’a götürdüm.” Dedi ve hadisin tamamını anlattı.
(Hadisi, Buhari rivayet etmiştir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin: Hadis- 45
03 Ekim 2008Dara Harabeleri (Mardin)
Hadis:45-
45- وعنْ أَبِي هُريرةَ رضي اللَّه عنه أَن رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال : « لَيْسَ الشديدُ بالصُّرَعةِ إِنمَّا الشديدُ الَّذي يمْلِكُ نَفسَهُ عِنْد الْغَضَبِ » متفقٌ عليه .
« والصُّرَعَةُ » بِضمِّ الصَّادِ وفتْحِ الرَّاءِ ، وأصْلُهُ عنْد الْعربِ منْ يصرَعُ النَّاسَ كثيراً .
Hadis: 45-
Ebu Hüreyre radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre, Peygamber Alayhis-Selam şöyle buyurmuştur:
-“Güçlü kimse insanları güreşte yenen değil, belki hiddet ânında kendisini zapteden, iradesine sahib olan adamdır.”
(Hadisi, Buhari ve Müslim Rivayet etmişlerdir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin: Hadis- 46
04 Ekim 2008Çağ-Çağ barajı (Nusaybin)
Hadis:46-
46- وعنْ سُلَيْمانَ بْنِ صُرَدٍ رضي اللَّه عنهُ قال : كُنْتُ جالِساً مع النَّبِي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم، ورجُلان يستَبَّانِ وأَحدُهُمَا قَدِ احْمَرَّ وَجْهُهُ . وانْتفَخَتْ أودَاجهُ . فقال رسولُ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « إِنِّي لأعلَمُ كَلِمةً لَوْ قَالَهَا لَذَهَبَ عنْهُ ما يجِدُ ، لوْ قَالَ : أَعْوذُ بِاللّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ ذَهَبَ عنْهُ ما يجدُ . فقَالُوا لَهُ : إِنَّ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ : «تعوَّذْ بِاللِّهِ مِن الشَّيَطان الرَّجِيمِ ». متفقٌ عليه .
Hadis: 46-
Süleyman b. Sured radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre, şöyle diyor:
Günün birinde Peygamber aleyhis-Selam’la oturuyorduk. İki adam söğüşüyorlardı. Birisinin yüzü kıpkırmızı olmuş ve şah damarları şişmişti.
Bunun üzerine Peygamber Aleyhis-Selam şöyle buyurdu:
-“Ben bir kelâm biliyorum ki, eğer, “Eûzü bi’llâhi mine’ş şeytâni’r-racim=” Tard edilmiş şeytandan Allah’a sığınırım, derse üzrindeki hal ondan sıyrılır.” Dedi.
Bunun üzerine bu adama, Peygamber Alayhis-Selam’in, Tard edilmiş şeytandan Allah’a sığın’ dediğini söylemişlerdir.
(Hadisi, Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin: 47
04 Ekim 2008Kelehke Şeh Atman (Nusaybin)
Hadis: 47-
47- وعنْ مُعاذ بْنِ أَنَسٍ رضي اللَّه عنه أَنَّ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قَالَ : « مَنْ كظَمَ غيظاً ، وهُو قَادِرٌ عَلَى أَنْ يُنْفِذَهُ ، دَعَاهُ اللَّهُ سُبْحانَهُ وتَعالَى عَلَى رُؤُوسِ الْخلائقِ يَوْمَ الْقِيامَةِ حَتَّى يُخَيِّرَهُ مِنَ الْحُورِ الْعِينِ مَا شَاءَ » رواه أَبُو داوُدَ ، والتِّرْمِذيُّ وقال : حديثٌ حسنٌ .
Hadis: 47-
Muaz b. Enes radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre, Peygamber Alayhis-Selam:
-“Bir kimse, öfkesinin ‘ıcabını yapmağa kadir olduğu halde öfkesini yenerse, Allah-u Teâlâ Kıyamet Günü’nde halkın gözüönünde onu çağırır, huriler içinde istediğini seçmekte muhtar kılar.” Buyurmuştur.
(Hadisi, Ebu Dâvûd ve Tirmizi rivayet etmişler ve Tirmizi:”Hadis hasendir” demiştir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLER
-Riyazus-Salihin: 48
06 Ekim 2008Çağ-Çağ barajı (Nusaybin)
Hadis: 48-
48- وعنْ أَبِي هُريْرَةَ رَضيَ اللَّهُ عنهُ أَنَّ رَجُلاً قَالَ للنَّبِيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : أوْصِني ، قَالَ : « لا تَغضَبْ » فَردَّدَ مِراراً قَالَ ، « لا تَغْضَبْ » رواه البخاريُّ.
Hadis: 48-
Ebu Hüreyre radiyallah-u Anh’den rivayet edildiğine göre, bir adam Peygamber Aleyhis-Selam’a:
-“Bana öğüt ver.” Dedi.
Peygamber Aleyhis-Selam ona:
-“Hiddetlenme.” Buyurdu.
Adam isteğini birkaç def’a tekrarladı.
Peygamber Aleyhis-Selam da:
-“Kızma.” Buyurdu.
(Hadisi, Buhari rivayet etmiştir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin: Hadis- 49
06 Ekim 2008Çağ-Çağ barajı (Nusaybin)
Hadis: 49-
49- وَعَنْ أبي هُرَيْرةَ رَضِيَ اللَّهُ عنه قال : قال رسولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « مَا يَزَال الْبَلاءُ بِالْمُؤْمِنِ وَالْمؤمِنَةِ في نَفْسِهِ وَولَدِهِ ومَالِهِ حَتَّى يَلْقَى اللَّه تعالى وَمَا عَلَيْهِ خَطِيئَةٌ» رواه التِّرْمِذيُّ وقال : حديثٌ حسنٌ صحِيحٌ .
Hadis: 49-
Ebu Hüreyre Radiyallah-u Anh’den rivayet edildiğine göre, Peygamber Aleyhis-Selam:
-“Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’min Allah’ına, günahsız, tertemiz kavuşuncaya kadar, başından, çoluk çocuğundan, malından belâ eksik olmaz.” Buyurmuştur.
(Hadisi, Tirmizi rivayet etmiştir. Hadis hasandır, sahihtir demişlerdir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin: Hadis- 50
08 Ekim 2008Girnavas mevki-i (Nusaybin)
Hadis: 50-
50- وَعَنْ ابْن عَبَاسٍ رضي اللَّه عنهما قال : قَدِمَ عُيَيْنَة بْنُ حِصْنٍ فَنَزلَ عَلَى ابْنِ أَخيِهِ الْحُر بْنِ قَيْسٍ ، وَكَانَ مِن النَّفَرِ الَّذِين يُدْنِيهِمْ عُمرُ رضِيَ اللَّهُ عنهُ ، وَكَانَ الْقُرَّاءُ أَصْحابَ مَجْلِسِ عُمَرَ رضي اللَّهُ عنه وَمُشاوَرَتِهِ كُهولاً كَانُوا أَوْ شُبَّاناً ، فَقَالَ عُييْنَةُ لابْنِ أَخيِهِ : يَا ابْنَ أَخِى لَكَ وَجْهٌ عِنْدَ هَذَا الأمِيرِ فَاسْتَأْذِنْ لى عَلَيْهِ ، فاستَأذنَ فَأَذِنَ لَهُ عُمرُ . فَلَمَّا دخَلَ قَالَ : هِيْ يا ابْنَ الْخَطَّاب ، فَوَاللَّه مَا تُعْطِينَا الْجَزْلَ وَلا تَحْكُمُ فِينَا بالْعَدْل ، فَغَضِبَ عُمَرُ رضيَ اللَّه عنه حتَّى هَمَّ أَنْ يُوقِعَ بِهِ فَقَالَ لَهُ الْحُرُّ : يا أَمِيرَ الْمُؤْمِنِينَ إِنَّ اللَّه تعَالى قَال لِنبِيِّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : { خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بالْعُرْفِ وَأَعْرِضْ عَنِ الجاهلينَ } [ سورة الأعراف: 198 ] وإنَّ هَذَا مِنَ الجاهلينَ ، وَاللَّه ما جاوَزَها عُمَرُ حِينَ تلاها ، وكَانَ وَقَّافاً عِنْد كِتَابِ اللَّهِ تعالى رواه البخارى .
Hadis: 50-
İbn-i Abbas radiyallah-u Anh’den rivayet edildiğine göre, şöyle diyor:
-“Uyeyne b. Hısn (Medine’ye geldi) ve birader-zâdesi Hürr b. Kays’ın evine indi. Hürr, Hazret-i Ömer (r.a.) in meclisinde ona yakın oturanlardandı. Kura, genç olsun, ihtiyar olsun, Hazret-i Ömer (r.a.) ın meclis ve müşâvere arkadaşı idiler. Bundan dolayı Uyeyne, birâder-zadesine şöyle dedi:
-“Ey kardeşimin oğlu, bu emîr nezdinde i’tibarın var. Binâenaleyh benim (huzuruna çıkmaklığım) için ondan izin iste, “ dedi.
Vuku’ bulan isti’zân üzerine Hazret-i Ömer (radiyallah-u anhu) de izin verdi. Uyeyne, Ömer (r.a.) ın yanına girince;
-“Ey Hattâb oğlu! Gözünü aç Allah’a yemin ederim ki, bize çok bir şey vermiyorsun. Aramızda adâletle hükmetmiyorsun.” Dedi.
Ömer Radiyallah-u anhu bu söze kızdı, hattâ ceza vermek istedi.
Bunun üzerine Hürr (r.a.):
-“Ya Emire’l Mü’minin, Allah-u Teâlâ, Peygamberine: “Afv yolunu tut, mârûfu emret, cahillerden yüz çevir.” . (A’râf suresi ayet; 199) Buyurdu. Bu da cahillerdendir.” Dedi
Allah’a kasem ederim ki, Hürr bu ayeti okuyunca Ömer (r.a.) ileri gitmedi; âyetin hükmünü tecâvüz etmeyip durdu.
(Hadisi, Buhari rivayet etmiştir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin: Hadis- 52
10 Ekim 2008Kasyane (Navale-Nusaybin)
Hadis: 52
52- وَعن أبي يحْيَى أُسَيْدِ بْنِ حُضَيْرٍ رضي اللَّهُ عنهُ أَنَّ رَجُلاً مِنَ الأَنْصَارِ قال : يا رسولَ اللَّهِ أَلا تَسْتَعْمِلُني كَمَا اسْتْعْملتَ فُلاناً وفلاناً فَقَالَ : « إِنَّكُمْ سَتَلْقَوْنَ بَعْدي أَثَرَةً فاصْبِرُوا حَتَّى تلقَوْنِي علَى الْحوْضِ » متفقٌ عليه .
« وأُسَيْدٌ » بِضَمِّ الْهمْزةِ . « وحُضَيْرٌ » بِحاءٍ مُهْمَلَةٍ مضمُومَةٍ وضادٍ مُعْجَمَةٍ مفْتُوحةٍ ، واللَّهُ أَعْلَمُ .
Hadis: 52
Ebu Yahya Üseyd b. Hudayr radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre, Ensar’dan bir adam:
-“Ya Resûla’llah, filan kimseyi âmil tayin ettiğin gibi beni de âmil nasbetmezmisiniz?” dedi.
Peygamber Aleyhis-Selam:
-”Siz benden sonra haksızlığa uğrıyacaksınız, binâenaleyh havuz başında bana kavuşuncaya kadar sabrediniz.” Buyurdu.
(Hadisi, Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin: Hadis- 53
13 Ekim 2008Çağ-Çağ barajı (Nusaybin)
Hadis: 53
53- وَعنْ أبي إِبْراهيمَ عَبْدِ اللَّه بْنِ أبي أَوْفي رضي اللَّهُ عنهمَا أَنَّ رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم في بعْضِ أَيَّامِهِ التي لَقِيَ فِيهَا الْعَدُوَّ ، انْتَظرَ حَتَّى إِذَا مَالَتِ الشَّمْسُ قَامَ فِيهمْ فَقَالَ: « يَا أَيُّهَا النَّاسُ لا تَتَمنَّوا لِقَاءَ الْعدُوِّ ، وَاسْأَلُوا اللَّه العَافِيَةَ ، فَإِذَا لقيتُموهم فاصْبرُوا ، وَاعْلَمُوا أَنَّ الْجَنَّة تَحْتَ ظِلاَلِ السُّيُوفِ » ثُمَّ قَالَ النَّبِيُّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم : « اللَّهُمَّ مُنْزِلَ الْكِتَابِ وَمُجْرِيَ السَّحَابِ ، وَهَازِمَ الأَحْزابِ ، اهْزِمْهُمْ وَانْصُرْنا عَلَيْهِمْ » . متفقٌ عليه وباللَّه التَّوْفيقُ .
Hadis: 53-
Ebû İbrahim Abdullah b. Ebi Evfâ radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre, Peygamber Aleyhis-Selam, düşmanla karşılaştığı gazâ günlerinden birinde, güneş meyledinceye kadar bekledi. Güneş zeval vaktine gelince, Ashab’a hutbe irad etti.
-“Ey insanlar! Düşmanla karşılaşmayı arzu etmeyiniz, Allah’tan afiyet (huzur ve asayış) dileyiniz. Lakin düşmanla karşılaşınca da sabrediniz, dayanınız ve biliniz ki, cennet kılıç gölgeleri altındadır.” Dedi.
Sonra:
-“Ey kitab’i indiren, bulutları gezdiren, Resulullah’a karşı toplanan küffarı dağıtan Allah! Düşmanı mağlub ve onlara karşı bize yardım et!” buyurdu.
(Hadisi, Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ