‘Şeytan vesvesesi’ olarak etiketlenmiş yazılar

dsc08244-fuadyusufoglu-nusaybin.JPG

Girnavas Mevki-i (Nusaybin)

Rivayet olunur ki;

Şeytan (aleyhil’lanet) İmamı Şafi-i (r.a.) ye sorar:

-“Ne dersin, beni seçtiği gibi yaratan ve istediği gibi beni kullanan ve bundan sonra, dilerse beni cennet’ine koyar, isterse cehennemin’e. Bu, işinde adalet sahibimıdır, yoksa zalim mıdır?”

İmam-i Şafi-i (r.a.), Şeytanın bu sözlerine baktı, sonra şöyle cevab verdi:

-“Ey mahluk. Eğer Allah (c.c.), senin istediğin husus için seni yarattı ise sana zülmetmiş olur. Amma eğer O kendi dilediği şey için yarattı ise, O’nun işinden sual sorulmaz.”

Bu cevap üzerine şeytan (aleyhilla’net) perişan oldu. Sonra şöyle dedi.

-“Ey Şafii Allah (c.c.) a yemin ederim ki; bu sorum ile yetmiş bin ibadet edeni, ubudiyet divanından çıkardım.”

Bil ki ey okuyucu;

Kalb bir kale gibidir. Şeytan da oraya girip işgal etmek sureti ile malik olmak isteğen düşman gibidir. Kalenin düşmandan korunması, ancak kalenin kapıları, giriş noktaları ve gediklerinin korunması ile olur.

Kalenin kapılarını korunmasını bilmeyen kimsenin kaleyi muhafeze etmeye gücü yetmez.

Kalbin, şeytanın vesvelerinden korunması vaciptir. her mükellef Müslüman üzerine farzı ayındır. Vacibi bilmeye vesile olan hususlar da vaciptir. Şeytanın iğvasını defetmek, ancak onun giriş yollarını bilmekle olur. Öyleyse şeytanın giriş yollarını bilmek insan üzerine vaciptir.

Şeytanın giriş yolları ve kapıları kulun sıfatlarıdır. Bunlar ise çoktur. O sıfatlardan bazıları şunlardır.

1-ÖFKE VE ŞEHEVİ İSTEKLER
2-HIRS VE HASAD
3-DOYASİYE YEMEK YEMEK
4-EV EŞYASI VE GİYİM SEVGİSİ
5-TAMA
6-İŞLERDE TEENİYİ TERK ETMEK, ACELECİLİK
7-MAL, MÜLK VE PARA
8-CİMRİLİK VE FAKİR OLMA KORKUSU
9-MEZHEBLERDEKİ TAASSSUP

1-Öfke ve şehevi istekler:

Öfke, aklı giderir, zayıflatır. Akıl zayıfladığı zaman şeytan (aleyhilla’net) nın vesvesesi oraya hücüm eder. İnsan her ne zaman öfkelenirse, küçük çocuğun topla oynadığı gibi, Şeytan (aleyhilla’net) da onunla oynar.

Rivayet edilir ki;

Velilerden bazısı şeytan (aleyhilla’net) a Adem oğluna nasıl galebe çalarsın, bana göster, der.

Şeytan şu cevabı verir;

-“Onu, öfkelendiği ve heva ve hevese kapıldığı zaman yakalarım.”

2-Hırs ve Hased;

Kul her şeye haris olduğu zaman HIRSI onu kör ve sağır yapar. İşte bu anda Şeytan (aleyhila’net ) ona vesvese vermeye fırsat bulur. Böylece Haris olan kimsenin katında, şehevi isteklerine ulaştıracak her şey, haram ve münker olsa da güzel görünür.

Rivayet edilir ki;

Nuh (Aleyhisselam), Allah-u Teala (c.c.) nın kendisine emrettiği üzere her canlıdan bir çift alıp gemiye bindiği zaman, gemide bilmediği bir ihtiyarı görür.

Bunun üzerine Nuh (Aleyhisselam) ona der ki;

-“Seni buraya kim soktu?”

İhtiyar;

-“Ben buraya senin eshabının kalblerine vesvese vermek için girdim. Onların kalbleri benimle, bedenleri seninle olur.”

Nuh (Aleyhisselam);

-“Gemiden çık, ey Allah (c.c.) ın düşmanı. Çünkü sen Allah (c.c.) ın la’netine uğrayan şeytansın.”

Bunun üzerine şeytan ( aleyhilla’net) şöyle der;

-“Beş şey vardır ki, ben onlarla insanları, saptırır HELAK ederim. Onların sana üçünü söylerim, ikisini söylemem.”

Tam bu sırada, Allah (c.c.) Nuh (Aleyhisselam) a şöyle vahy eder.

-“Senin o üçe ihtiyacım yoktur. Sana ikisini söylesin yeter.”

Bunun üzerine, Nuh (Aleyhisselam) şeytana sorar;

-“O iki nelerdir?”

Şeytan (aleyhilla’net ) der;

-“Onlar öyle iki şeydir ki, beni yalancı çıkarmazlar. Onlar öyle iki şeydir ki, beni geride bırakmazlar. Ben insanları onlarla HELAK ederim. Onlar hırs ve Hased’dır.”
-“Hased sebebiyle ben Allah (c.c.) ın La’netine uğrayıp, koğuldum. Hırsa gelince; Adem (a.s.) e Cennette bir ağaç hariç her şey Mübah kılındı. Adem (a.s.) e Hırs sebebiyle dilediğimi yaptırdım. Bu yüzden, Adem (a.s.) kendisine yasak kılınan meyveye yaklaştı.”

3-Doyasiye yemek yemek;

Devam edecek………….

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teâla hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Koğulmuş Şeytanın şerrinden Muhafeze eylesin. AMİN….

Fuad Yusufoğlu

dsc00991-navala-sipinusaybin.JPG

Çağ-Çağ barajı (Nusaybin)

3-Doyasıya yemek yemek:

Yenen gıdalar, tertemiz, helal olsa da, tokluk daima şehevi istekleri kuvvetlendirir. Bu ise şeytan (Aleyhilla’net) ın silahıdır.

Rivayet edilir ki, Şeytan, Yahya (aleyhisselam) a görünür. Yahya (a.s.) şeytan’da, her şeyden yapılmış ucu çengelli şeyler görür ve sorar:

-“Bu çengeller nedir?”

Şeytan:

-“Adem oğlunu, sapıttığım şehevi istekleridir.” Der.

Yahya Aaleyhisselam;

-“Onların içinde bana ait bir şey var mıdır?

Şeytan;

-“Bazı kere çok yemek yedin de, sana namazda ve zikirde ağırlık verdik.”

Yahya (Aleyhisselam);

-“Başka bir şey var mıdır?”

Şeytan;

-“Hayır.” Der.

Yahya Aleyhisselam;

-“Allah (c.c.) a yemin ederim ki, bir daha midemi yemekle ebediyen doldurmam.” Der.

Bunu üzerine Şeytan, Yahya (Aleyhisselam) a şöyle der;

-“Allah (c.c.) a yemin ederim ki, ben de bunu bir daha ebediyen kimseye söylemem.”

4-Ev eşyası ve giyim sevgisi;

Şeytan (aleyhilla’net), bir kimsenin kalbina ev, eşya ve giyim sevgisinin galebe çaldığını gördüğü zaman, çok sevinir. Sevincinden dört köşe olur.

Devamlı olarak onu, ev yapmaya, tavanlarını güzelleştirmeye, duvarlarını süslemeye, odalarını genişletmeye çağırır. Gene onu elbiselerini, binitlerini süslemeye çağırır.

Şeytan bu kimseyi ömrü boyunca bunlara ram kılar. Şeytan onu bu raddaye getirip düşürdü mü, artık onun yakasını bırakır, bir daha ona yaklaşmaz. Çünkü bunların biri diğerini çeker.

Bu hal, kişinin eceli gelip ölünceye kadar devam eder. O böylece daima şeytanın yolunda ve heva ve hevese tabi olarak yağar. Böyle olan kimsenin sonunun kötü olmasından, imansız gitmesinden korkulur. Bu hususlardan Allah (c.c.) a sığınırız.

5-Tama;

Safvan bin Süleyman (r.a.) şöyle nakleder:

Bir gün Şeytan (aleyhilla’net) Abdullah bin Hanzala (r.a.) ya Adem şeklinde görünüp der ki;

-“Ey ibni Hanzala, benden bir şey al ki, onunla seni bileyim.”

İbni Hanzala (r.a.):

-“Benim ona ihtiyacım yoktur “ der.

Şeytan (aleyhilla’net) der ki;

-“Bak, eğer hayır ise alırsın, şer ise rededersin. Devamla şöyle der: Ey ibni Hanzale Allah (c.c.) tan başka hiçbir kimseden bir şey isteme, sen öfkelendiğin zaman ne hal oluyorsun bak. Öfkelendiğin zaman ben sana malik oluyorum.”

6-İşlerde teenniyi terk etmek, acelecilik..

Devam edecek…

Envar-ül Aşikin (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala (c.c.) hazretleri: bizleri ve sizleri Şeytan’in oyuncağı halına düşmeyen kullarından eylesin. AMİN…

Fuad Yusufoğlu

dsc08829-fuadyusufoglu.JPG

Girnavas Mevki-i (Nusaybin)

6-İşlerde Teenniyi terk etmek, acelecilik:

Resulullah (Aleyhisselatu vesellam) buyruyor ki;

-“Acele Şeytandandır.Teenni ise Rahmandandır. Acele edildiği zaman Şeytan insana idrak edemediği yerden şerrini kabul ettirir.”

Rivayet olunur ki, İsa (aleyhisselam) doğduğu zaman Şeytanlar İblise gelerek derler ki;

-“Bugün putların başları aşağı eğilip, yıkılmışlar.”

İblis (Aleyhilla’net) :

-“Siz yerinizde durun, bu yeni bir hadisedir.” Der.

Yer yüzünü dolaşır, fakat İsa Aleyhisselam’ın doğması, meleklerin onu ziyaret etmesinden başka bir şey bulamaz. Geri döner ve şeytanlara der ki;

-“Dün gece bir Peygamber doğdu. Benim, bir kadının hamile kalıp, doğumunu yaptığında yanında bulunmamam vaki olmamıştır. Ancak bundan haberim olmadı.”

İsa Aleyhisselam’ın doğduğu bu geceden sonra putlara tapınmaktan Me’yus kalan şeytanlara, iblis şöyle der:

-“Adem oğullarına, acelecilik, hafifmeşreplik yönünden girin, onları bu yoldan yakalayın.”

7-Mal, Mülk ve para:

İnsanın ihtiyacından fazla mal, mülk, para, binitler ve akarlar, bunların hepsi şeytan (aleyhilla’net) ın karargah kurduğu şeylerdir. Bunların vasıtasiyle insanı saptırır. Allah (c.c.) tan uzaklaştırır.”

Sabit el-Benani (r.a.) der ki;

-“Resulullah (a.s.v.) Peygamber olarak gönderildiği zaman, iblis şeytanlara şöyle der: ’Bir hadise vardır, bakın bakalım o nedir?”

Şeytanlar giderler araştırırlar, fakat bir şey bulamazlar. Sonra İblise gelerek şöyle derler:

-“Biz, bir şey anlayamadık.”

Şeytan (aleyhilla’net):

-“Ben size hayırlı bir haberle gelirim.” Der ve gider. Döndükten sonra Şeytanlara şöyle der:

-“Cenab-i Allah (c.c.), Muhammed (s.a.v.) i Peygamber olarak göndermiş.”

Bundan sonra iblis durmaz şeytanlarını Peygamber (a.s.v.)ın ashabına gönderir. Onları sapıtmak için, Fakat her defasında şeytanlar başarısızlığa uğrayarak dönerler ve iblis şöyle derler:

-“Biz hiçbir gün böylelerine tesadüf etmedik. Bunlara günah işletiriz, sonra bunlar kalkarlar namazlarını kılarlar. Kıldıkları namazları, bizim yaptırdığımız günahları yok eder, silip atar.”

Bunun üzerine iblis onlara şöyle der:

-“Yavaş olun, umulur ki, Allah (c.c.), onlara dünyayı feth eder de, biz de onlardan isteklerimizi elde ederiz.

Rivayet edilir ki,

Bir gün İsa (aleyhisselam) bir taşı yastık ederek başını taşın üzerine koymuştu. Bu halde iken ona şeytan uğrar ve der ki;

-“Ey İsa (aleyhisselam) dünyaya mi rağbet ettin?”

Bunun üzerine İsa (aleyhisselam), taşı başının altından alıp atar ve iblise şöyle der:

-“İŞTE BU DA DÜNYA İLE BİRLİKTE SENİNLE OLSUN.”

8-Cimrilik ve fakir olma korkusu:

Devam edecek………

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala (c.c.) bizleri ve sizleri Şeytanın tuzaklarından Koruyup, Slaih Ameller işleyen kullarından eylesin. AMİN………

Fuad Yusufoğlu

dsc00263-fuadyusufoglu-navala-ras.JPG

Navala reş (Nusaybin)

7-Cimrilik ve fakir olma korkusu:

Cimrilik ve fakir olma korkusu, Allah (c.c.) yolunda harcamayı meneder. Bunlar daima mal ve mülkü yığmayı parayı kasalamayı davet eder ki, sonu elem verici azaba müncer olur. Şeytanların yuvası olan pazar yerleri ve sokakları devamlı olarak mal toplamak için dolaşmayı adet edinmek ise cimrilik ve hırsın afetlerindendir.

8-Mezheblerdeki taassub:

Mezheblerdeki taassub, kendi heva ve hevesine göre haraket etmek, düşmanlıkta kinli olmak, kendi fikirlerini benimseyemeyenleri hakir görmek, bunların tümü ibadet edenleri ve etmeyen fasıkların tümünü helak eder.

Hasan (r.a.) İblisin şöyle dediği, kendilerine bildirildiğini anlatır:

-“Ben Ümmet-i Muhammed’e günahları süsleyip güzel gösterdim. Fakat onlar günahlarına tevbe ederek benim belimi kırdılar. Fakat bu sefer onlara öyle günahları süsleyip tezgahladım ki, o günahlardan tevbe etmezler. Onlar da heva ve hevestir.”

Mel’un doğru söyliyor.

Zira onlar heva ve hevesin günahları celbedici sebebler olduğunu bilmezler ki, onlardan nasıl tevbe etsinler.

9-Müslümanlara karşı Su-i zanda bulunmak:

Müslümanlara karşı su-i zanda bulunmak ve kötü kişilere töhmet etmekten kaçınmak gerekir.

He ne zaman insanların ayıplarını araştırmak için onlara su-i zanda bulunan birini gördüğünde bil ki, onun içi pistir. Bu hal ondan dışarı fışkıran pislikten başka bir şey değildir. Bu kapıları kalbinden kesip atmak, bunun yerine getirilmesi için Allah (c.c.) ın zikrinden yardım istemek, insana vaciptir.

Mükaşefet-tül kulub (İmam-i Ğazali)

Devam edecek…

Allah-u Teala hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri heva ve hevesten muhafeze eylesin. Amin…

Fuad Yusufoğlu

dsc00290-fuadyusufoglu-divane.JPG

Divane…(Ayriyetten bu Divane’nin de bir öyküsü vardır)

Rivayet edilir ki,

Zahidlerden olan Zekeriye (r.a.) isminde biri hastalanıp ölüm yatağına düşer, eceli yaklaşan ve can çekiştiren bu zatın bir arkadaşı ziyaretine gelir ve ona KELİME-İ ŞAHADET telkin eder.

Zahid olan bu zat yüzünü çevirip kelime-i şahadet söylemez. Bunun üzerine arkadaşı ikinci defa telkin eder, yine yüzünü çevirip kelime-i şahadet söylemekten çekinir. Üçüncü defa telkin edince,

-“söylemem” diye haykırıp, arkadaşının yanından komaya girer.

Bir saat sonra hafiflik bulup komadan çıkar zahid yanındakilere şöyle der:

-“Siz bana bir şey söylediniz mi?

Yanında bulunanlar:

-“Evet “ derler.”Biz sana üç kere Kelime-i şahadet telkin ettik, fakat sen iki keresinde, söylemekten çekindin, üçüncü defada ise,’ben söylemem’ diye haykırdın.

Bunun üzerine zahid onlara şöyle der:

-“Yanında bir bardak su alarak İblis (aleyhilla’net) bana geldi. Sağ tarafımda durdu. Bardağı sallayarak bana

dedi ki:

-“Su istiyormusun?”

Ben:

-“Evet” dedim.

İblis (aleyhilla’net):

-“İsa (aleyhisselam) Allah’ın oğludur de.”Dedi.

Bunun üzerine ben ondan yüzümü çevridim. Sonra ayak tarafımdan geldi ve bana aynı sözü tekrarladı. Ben gene yüzümü çevirdim. Üçüncü def’a aynı sözü tekrarlayınca,

-“Ben söylemem.” Diye haykırdım.

Bunun üzerine İblis (aleyhilla’net) elindeki su kasesini yere çarpıp, benden çekilip, kaçarak gitti. Ben onun sözlerini kabul etmeyip red ettim.Yoksa sizin sözlerinizi değil. Benim Allah (c.c.) a ve Peygamber (a.s.v.) e imanım var deyip, Kelime-i şehadet getirerek ruhunu teslim etti.

Ömer bin Abdulaziz (r.a.) den rivayet edilmiştir:

Der ki;

-“Bazıları Allah (c.c.) a, şeytan (aleyhilla’net) ın, Adem oğlu nun kalbindeki yerini göstermesi için niyazda bulundu.

Bunun üzerine ru’yasında, dışından içi görünen billura benzeyen bir adam cesedi gördü. Sol omuzu ile kulağı arasında yerleşmiş kurbağa şeklinde bir şeytan gördü. Bu şeytan (aleyhilla’net) nın ince ve uzun bir hortumu vardı. Onu, Şeytan (aleyhilla’net), adamın sol omuzndan kalbine doğru uzatmış, kalbine sokmuş, ona vesvese veriyor, Allah (c.c.) ı zikrettiği zaman oradan kayıb oluyordu.”

Allah’ım ifsadı çok olan şeytanı bize musallet kılma. Bizi hased edici lisandan koru. Peygamberlerin sonu Muhammed Mustafa (s.a.v.) hürmetine, sana şükretmek ve seni zikretmekte bize yardım et. Salat-u Selam senin peygamberine ve onun aline olsun…

Mükaşefe-tül Kulub (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala (c.c.) bizleri ve sizleri Şeytan (aleyhilla’net ) ın şerrinden muhafeze buyursun. AMİN…

Fuad Yusufoğlu

dsc09763-fuadyusufoglu-cag-cag-baraji.JPG

Çağ-Çağ barajı (Mesire yeri)

Adamın biri Hasan Basri (r.a.) ye şöyle der:

-“Şeytan (aleyhill’net ) uyurmu?.”

Hasan Basri (r.a.) gülümsedi ve şöyle cevap verdi.

-“Eğer o (şeytan) uyusaydı, biz rahat ederdik.

Adam:

-“Öyle ise Mü’min için Şeytan (aleyhill’anet) dan kurtuluş yoktur.”

Hasan Basri (r.a.):

-“Evet .” dedi. Mü’min için yalnız onu defetmek ve kuvvet Te’sirini zayıflatmak vardır.”

Resulüllah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyuruyor ki;

-“Sizden biriniz, yolculuğunda devesini ittiği gibi şeytan (aleyhill’anet) ı da iter.”

İbni Mes’ud (r.a.) der ki;

-“Mü’minin şeytan (aleyhill’net) ı defedilmiştir.”

Kays bin Haccac (r.a.) şöyle der:

-“Şeytanım bana :”Sana bir azgın deve gibi girdim. Şimdi ise ben bir serçe kuşu gibiyim” dedi.

Ben :

-“Niçin?”dedim.

Dedi  ki;

-“Allah-u Teala (c.c.) zikriyle, beni erittin.”dedi.

Ehli Takva, Şeytan (aleyhill’net) nın kapılarını (vesveseyi) kapamak bekçilik yapmak üzere o kapıları muhafeze ederler.

Bunlardan maksadımız zahiri isnatlara vesile olan açık seçik yolları ve kapıları kasdediyorum. Çünkü; EHL-İ TAKVA Şeytan (aleyhill’anet) in görünmeyen yollarına muttali olurlar. Fakat ona ulaşamazlar. Bunun için bekçilik ederler.

Çünkü Şeytan (aleyhill’anet) ın kalbe açık olan kapıları pek çoktur. Meleklerin kapısı ise bir kapıdır. Bu bir kapı, diğer çok olan kapılara karışıp ayırt edilemez.

Kul gece karanlığında çıkış yerleri bilinmeyen çok yollu çölde kalan bir yolcu gibidir. Yolu ancak gören bir göz ve aydınlatıcı bir güneşin doğmasiyle bilir. Burada, gören gözden maksat TAKVA İLE TEMİZLENMİŞ KALBDİR.

Aydınlatıcı güneşten murad ise, Allah (c.c.)ın kitabı (kur’an) ve Resulüllah (a.s.v.) ın sünnetinden elde edilen ve onunla kapalı yollara ulaşılan İLİMDİR. Yoksa onun yolları pek çoktur ve kapalıdır.

Abdullah bin Mes’ud (r.a.) der ki;

-“Resulüllah (a.s.v.) bir gün bize bir cizgi cizdiler. Ve ”Bu Allah (c.c.)yoludur.” Buyurdular. Sonra O çızginin sağından, solundan bir çok çizgiler …

Devam edecek…..

Kalblerin keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Şeytan (aleyhill’anet) ın şerrinden muhafeze eylesin. AMİN…

Fuad Yusufoğlu

dsc00078-fuadyusufoglu-cag-cag-baraji.JPG

Çağ-Çağ barajı (Nusaybin)

İbni Mesud (r.a.) der ki;

-“Resulüllah (s.a.v.) bir gün bize bir çizgi çizdiler.”

Ve:

-”Bu Allah(c.c.) ın yoludur.”buyurdular.

Sonra o çizginin sağından, solundan bir çok çizgiler çizdiler.

Ve sonra:

-”Bu öyle yollardır ki, onların her birinde, oraya çağıran Şeytan(Aleyhill’anet) vardır.” Buyurdular.

Sonra şu ayeti kerimeyi okudular:

-“Şübhesiz ki (emrettiğim) bu (yol) benim dosdoğru yolumdur. O halde ona uyun. (başka aykırı) yollara tabi olmayın. Sonra sizi O’nun
(Allah)ın yolundan ayırır. İşte (Allah) size bunları emretti ki (kötülükten) sakınasınız.” El-En’am suresi ayet :6/153.

Biz şeytan (Aleyhill’anet) ı, Şeytanın kapalı yollarını zikrettik ki o, bu yollara alimleri ve abidleri, şehevi isteklerine hakim olup açık günahlardan kendilerini alıkoyanları aldatır. Şimdi ise, Şeytan (aleyhill’anet) ın açık öyle bir yoluna misal verelim ki, her Ademoğlunun ona maruz kaldığı aşikardır.

Resulüllah (a.s.v.) rivayet edilir ki;

-“İsrail oğulları içinde bir rahip vardı. Şeytan bir kıza musallat olarak onun boğazını sıktı. Ve kız bu sebeple hastalandı.

Bu sefer kızın ailesinin kalbine onun ilacı ancak felan rahibin yanındadır. Bu kızı ancak o Tedavi eder. Diye vesvese verdi. Ailesi kızı rahibe götürdüler.

Rahib her ne kadar kızı kabul etmedi ise de, ısrar edilince rahip kızı kabul etti. Kız rahibin yanında tedavi için bulunurken, şeytan (aleyhill’anet) rahibe gelip onunla cinsi münasebette bulunmasını temin için rahibe vesvese verdi.

Şeytan (aleyhill’anet) öyle devamlı olarak rahibe vesvese verdi ki , kızla temasta bulunmasını sağladı. Kız Rahipten hamile kaldı. Bu sefer rahibe şöyle vesvese verdi:

-“Senin bunu öldürmen lazım. Çünkü eğer öldürmezsen yarın iş meydana çıkar rezil olursun. Sen bunu öldür. Eğer ailesi sorarsa öldü dersin.”

Şeytan (aleyhill’anet) ın vesvesesi üzerine rahip kızı öldürdü. ve bir yere defn etti. Sonra Şeytan (aleyhill’anet) kızın ailesine geldi. Onlara vesvese verdi. Ve onların kalblerine, rahibin kızı gebe bırakıp öldürdüğünü ve onu defn ettiğini hisettirdi.

Kızın ailesi rahibe gelip kızı sordular.

Rahib ailesine:

-“Kız öldü.” Diye cevab verdi.

Bunun üzerrine kızın ailesi rahibi yakalayıp öldürmek istediler. Tam bu sırada Şeytan (aleyhill’anet) rahibe gelerek şöyle dedi:

-“Kızı hasta yapan ve ailesinin kalbine sana tedavi için gelmelerini hisettiren benim. Sen bana itaat et kurtulursun. Seni onların elinden ben kurtarırım.”

Rahip:

-“Ben sana ne ile itaat edeyim.” Deyince

Şeytan (aleyhill’anet):

-“Bana iki kere secde et.” Dedi.

Bunun üzerine rahip şeytana iki defa secde etti. Sonra Şeytan rahibe şöyle dedi:

-“Ben senden uzağım, benim seninle hiç bir ilgim yoktur.”dedi.

Bu hususu Cenab-i Hak şu ayeti kerime ile beyan buyuruyor:

-“(Yahudileri muharebeye teşvik eden münafıkların hali de) şeytanın hali gibidir. Çünkü (şeytan) insana “küfret”der de o küfredince: ”ben hakıkaten senden uzağım. Çünkü ben alemlerin Rabbi olan Allah’dan korkarım.”der. El Haşr suresi Ayet 59/16

Rivayet edilir ki;

İsa (aleyhisselam) a, şeytan (aleyhill’anet) insan suretinde görülerek ona:
-“Lailahe illallah”de dedi.

İsa (Aleyhis selam):

-“O hak kelimedir. Ancak senin sözünle söylemem.” Diye cevab verdi.

Çünkü; şeytan (aleyhill’net) hayır ile şeri karıştırmak için böyle karıştırmalar yapar sureti haktan gözükür. Nitekim kötülükleri nehy etmek suretiyle şerleri karıştırır. Bununla abidleri, zahidleri, zenginleri ve halk sınıfını HELAK EDER. Allah (c.c.) ın korudukları hariç.

Allahım! Bizi Şeytan (aleyhill’anet) ın vesvesesinden koru. Ta ki sana hidayete ermiş kişiler olarak gelelim. (Amin.)

Kalblerin Keşfi (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teala Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Şeytan (aleyhill’anet) ın şerinden, insanlara verdiği vesvesesinden muhafeze eylesin. AMİN…

Fuad Yusufoğlu