‘Seyyid Abdullah-ı Dehlevi (Radiyallah-u anhu)’ olarak etiketlenmiş yazılar
Seyyid Abdullah-ı Dehlevi (Radiyallah-u anhu);
23 Haziran 2008Abdullah-ı Dehlevi ile hocası Mazhar-ı Cân-i Cânân (r.a.) türbeleri
Seyyid Abdullah-ı Dehlevi (Radiyallah-u anhu);
Hindistan’da yaşayan âlim ve evliyanın en büyüklerinden. İnsanları Hakka da’vet eden, onlara doğru yolu gösterip, hakiki saâdete kavuşturan ve kendilerine “Silsile-i âliyye” denilen büyük âlim ve velilerin “yirmisekizincisidir.”
Tasavvuf mütehassıslarının üstadı, Müslümanların gözbebeğidir. Seyyid olup, Hazret-i Ali efendimiz (r.a.) in soyundandır. 1158 (M. 1745) senesinde Hindistan’ın Pencap şehrinde doğdu. Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri (r.a.) ne talebe oldu.
Onun sohbeti ve teveccühleri ile kemâle gelerek, zamanın bir tanesi oldu. Çok kerametleri görüldü. En büyük kerameti, kendisine gelen sâdık kimselerin kalblerine teveccüh ederek, feyz ve bereketle doldurmasıydı. Binlerce aşığı bir bakışta cezbelere ve vâridât-i ilahiyyeye kavuştururdu.
İnsanların Cehennem’den kurtulması için zamanın sultanlarına, komutanlarına, beylere, âlimlere, cemiyete hükmeden kimselere mektuplar yazar, onlara nasihatlarda bulunurdu.
Çeşitli memleketlere göndermiş olduğu mektublarından yüzyirmibeş adedi, talebelerinden Rauf Ahmed Müceddidi (r.a.) tarafından toplanarak, “Mekâtib-i şerife” ismi verildi.
Seyyid Abdullah-ı Dehlevi hazretleri (r.a.), 1240 (M. 1824) senesinde Delhi’de vefat eyledi. Şâh Cihan Camii yakınındaki kendi dergahına, mermerden yapılmış mezâr içinde, üstadı (Mazhar-ı Cân-ı Cânân)nın yanında ve onun batı tarafında medfundur.
Binlerce aşıkı her zaman ziyarete gelmekte, onun feyz ve bereketinden istifade etmektedir.
Abdullah-i Dehlevi (r.a.) nin babası Abdüllatif efendi, riyazet ve mücahede eder, nefsinin istediklerini yapmayıp, istemediklerini yaparak tasavvuf yolunda kemâle gelmeye, olgunlaşmaya çalışırdı. Hatta insanların hazırladıklarını şüpheli korkusuyla yemez, kırlarda yetişen meyvelerle yetinirdi.
Nefsini terbiye etmek için kırk gece hiç uyumadı. Sahralarda Allah-u Teâlâ’nın ism-i şerifi söyleyerek, O’nun yarattıkları hakkında tefekkür eder, bir an olsun Rabbını unutmazdı. O’nun hocası şeyh Nasirüddin Kâdiri hazretleri (r.a.) idi. Çeşitiyye ve Şattariyye yolundan da pay almıştı.
Devam edecek…
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Seyyid Abdullah-ı Dehlevi (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu