‘Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)’ olarak etiketlenmiş yazılar
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 11
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadları
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 11
Nakledilir ki;
Türkistan’dan Buhâra’ya bir grup insan, Emir Külâl (r.a.) i ziyarete geldi.
Buhârâ’dakiler, gelenlere;
-“Emir Külâl (r.a.) sizin diyarınıza gitmemiştir, siz onu nereden tanıyorsunuz?” dediler.
Gelenler dediler ki;
-“Emir Külâl hazretleri (r.a.), bizim memleketimizde o kadar tanınmış ve sevilmiştir ki, bunu anlatmakla bitmez. Biz, O’nun talabeleriyiz. O çok defa bir anda bizim memlekete teşrif eder, biz de sohbetinde bulunurduk. Bu hadise çok vukû buldu. Biz böyle âniden teşrif edip, bizimle sohbet eden zat’a kim olduğunu sorduğumuz zaman, Emir Külâl olduğunu söylerdi. İşte biz de, böylece onun talabelerinden olduk.”
Buhârâdakiler, anlatılan bu hadiseye hayret edip, Emir Külâl hazretlerini daha çok sevip, bağlılıkları kat kat arttı.
Emir Külâl hazretleri (r.a.) buyurdu ki;
-Allah-u Teâlâ, sevdiği kullarına öyle ihsanda bulunmuştur ki, bir anda doğudan batıya gidip gelirler. Başkalarının bundan haberi olmaz.”
Nakledilir ki;
-“Emir Timûr, Şeyh Şemseddin Gülâl ile birlikte, Emir Külâl hazretlerinin ziyaretine gitmişlerdi. Giderken, yolda yanında bir koyun götürmekte olan bir adama rastladılar. O da Emir Külâl (r.a.) i ziyarete gidiyordu. Beraberca, ikamet ettiği köye vardılar. Fakat Emir Külâl (r.a.) in evini soracak hiçbir kimse bulamadılar.”
Onlar araştırırken;
-“Birden karşılarına biri çıkıverdi. Onları eve getirdi. Emir Külâl hazretleri’nin evine varınca, kendilerine yol göstermek için karşılarına çıkan ve eve götüren kimsenin Emir Külâl hazretleri (r.a.) olduğunu öğrendiler.”
Onun ellerine sarılıp;
-“Efendim affediniz, dışarıda karşılaştığımızda sizin Emir Külâl hazretleri olduğunu anlayamamıştık.” Dediler.
Emir Külâl hazretleri (r.a.) buyurdu ki;
-“Bir dervişi ziyaret için yola çıkan kimse, yolunu şaşırmaz, hata etmez.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 13
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadları
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 13
Sonra şöyle dedi;
-“Ey dinin büyük âlimi! Ey doğru yolun ve yakın kılavuzu! Burada biraz durup sohbet ediniz ve bize nasıhatta bulununuz da, dervişler istifade edip, bereketlensinler.” Dedi.
Bunun üzerine Emir Külâl hazretleri (r.a.) buyurdu ki;
-“Dervişlerin sözleri “gizli” olur. Bu bizim vazifemiz değildir. Büyüklerin ruhaniyetinden bir işaret olmadıkça, bir şey söylemeyiz. Hiçbir zaman kendinden bir söz söyleme ve gafil olma. Görüyorum ki, senin başına mühm bir iş çıkacak ve bunda muvaffak olacaksın.” Buyurdu.
Sonra yola devam ettiler. Evine varınca, zaviyesinde bir müddet durup, yatsı namazı dışarı çıktı. Cemâatle birlikte yatsı namazı kıldı. Namazdan sonra bir müddet oturup, büyüklerin ruhaniyetine teveccüh etti. Sonra hemen, talebelerinden Şeyh Mensûr adında bir talabesini yanına çağırdı.
Talabesi huzuruna gelince, ona dedi ki;
-“Hiç durma sür’atle Emir Timûr’a git söyle, derhal Harezm tarafına harakete geçsin. Eğer oturuyorsa, hemen kalksın, ayakta ise harakete geçsin, hiç durmasın Çünkü velilerin ruhaniyetleri, onun ve oğlunun bütün memlekete baştan başa hakim olacağını bildirdi. Harezm’i alınca Semerkand’a haraket etsin.”
Haberi götüren Şeyh Mensur, sür’atle Timû Hân’ın bulunduğu yere gitti. Timûr Hân’ı ayakta bekler halde buldu.
Haberi aynen iletti.
Timûr Hân, bu haberi alır almaz hiç durmadı, hemen ordusunu harakete geçirdi. O harakete geçip, gideceği yolun yarısına vardığı sırada, düşmanları Timûr Hân’ın çadırına hücüm ettiler. Fakat o, çoktan yola çıkmış bulunuyordu.
Timûr Hân, Harezm’e yürüyüp, oarayı aldı. Sonra Semerkand’a yürüdü, orayı da fethetti. Böylece hergün yeni bir zafere ulaşıp, hep muzaffer oldu ve işleri daima iyi gitti.
Nakledilir ki;
Timûr Hân Semerkand’a yerleşince, Buhârâ’ya gitmeyi arzu etti. Bu sebeple Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne haber gönderip,
-”Bizim Buhârâ’ya gelmemize musâade ederler mi? Şayet izin verilmezse, kendilerinin Semerkând’a teşrif etmelerini arzu ediyoruz, nasıl buyururlarsa öyle yapalım.” Dedi.
Timûr Hân’ın bu arzusu üzerine, Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne gelmesini, ne gitmeyi kabul edemiyeceğini ve kendilerine duâ etmekte olduğunu söyledi. Bunları bildirmek ve Timûr Hân’la görüşmek üzere, oğlu Emir Ömer’i vazifelendirdi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 14
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) mübarek markadları
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 14
Oğlunu gönderirken şöyle dedi;
-“Ey Oğlum! Emir Timûr Hân’a söyle! Eğer Allah-u Teâlâ’nın râzı olduğu yolda yürümek istiyorsa, takva’dan ve adalet’ten asla ayrılmasın. Bunları kendisine şiâr edinsin ki, kıyamet günü kurtulabilsin! Yine söyle ki, biz ve talabelerimiz her zaman ona duâ etmekteyiz. Eğer dünyaya meylederse, bu durumların faidesine kavuşamaz.”
Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin oğlu Emir Ömer (r.a.) Semerkând’a gidip, Timûr Hân’la görüştü. Babasının söylediği şeyleri aynen bildirdi. Birkaç gün sonra da, Buhârâ’ya dönmek üzere Timûr Hân’dan musâade istedi.
Ayrılırken, Timûr Hân ona;
-“Buhârâ ve çevresini sizin emrinize bırakayım, ne olur kabul edin.” Dedi.
Emir Ömer;
-“Buna izin yok.” Dedi.
Bunun üzerine Timûr Hân;
-“Öyleyse Buhârâ şehrini Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne bağışlayayım.” Deyince
Emir Ömer (r.a.) yine;
-“Buna izin yok.” Dedi.
Timûr Hân;
-“Hiç olmazsa, Buhârâ yakınında ikamet etmekte olduğunuz köyü size bağışlayayım” diyerek çok temennide bulundu.
Emir Ömer (r.a.) şöyle dedi;
-“Babamdan şu sözleri işittim;”
Sizin için şöyle buyurdu;
-“Eğer Allah adamı olan büyüklerin kalbinde bir yer kazanmak istiyorsa, takva’dan ve Adalet’ten ayrılmasın. Kıyamet günü Allah-u Teâlâ’nın rahmetine kavuşmak bununla olur.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 15
23 Haziran 2008Hacer-ül-Esved Mekke-i Mükerreme
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 15
Birgün Emir Külâl hazretleri (r.a.), talabeleri ile birlikte Buhârâ’da bir camiye gidiyorlardı. Yolda bahçesinde çalışmakta olan bir kimse ve yanındaki çocuğu onları görmüşlerdi.
Çocuk adama;
-“Bunlar kimdir? Diye sorunca, adam, Emir Külâl’a dil uzatıp, haklarında uygunsuz sözler söyledi.
Adam bu sözleri söyleyince, Emir Külâl (r.a.) buyurdu ki;
-“Abdulhalık Goncdüvân-i hazretleri (r.a.) buyurdu ki; (-“Kim evliyaya hakaret gözüyle bakarsa, iflah olmaz.”
Emir Külâl hazretleri (r.a.) sonra üzerinde durmayıp, camiye gitti. Onlar gider gitmez, dil uzatan adam uyuz hastalığına tutuldu. Rahatsızlandı. Tutulduğu hastalığa tahammül edemeyip, Emir Külâl (r.a.) in yanına götürülmesini istedi. Gidip yalvarmak, af dileyip hastalıktan kurtulmak istiyordu.
Durumu arzedilince;
-“O’nun hastalığı “ilaç” kabul etmez, çünkü o, ok’u yedi!” buyurdu.
Bunun üzerine adam, ayrılıp gitti. Daha evine varmadan yolda düşüp öldü.
Nakledilir ki;
-”Bir gün Emir Külâl hazretleri (r.a.), talabeleri, ile oturmuş sohbet ediyordu. Bu sırada içeriye, güzel yüzlü bir genç girdi. Hiçbir şey söylemeden oturdu. Orada bulunanlar, onu hiç tanımıyorlardı.”
Bir ara Emir Külâl hazretleri (r.a.) O’na bakıp;
-“Tamam oldu mu?” buyurdu.
Gelen genç de;
-“Bir açıklık kalmıştı, o da tamamlandı.” Dedi.
Gelen genç biraz oturup, gitmek üzere kalktı, bir şey söylemeden kapıya doğru yürüdü.
Orada bulunanlardan bir kısmı, gencin yanına koşup, yakalayıp konuşmak istediler;
-“Sen Kimsin? Gelince bir şey söylemedin ve giderken müsâade istemedin. Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne; (-“Bir yer kalmıştı, o da tamamlandı..”) dedin. Bu halin ne ve bu sözün ma’nası nedir? Bunları bize açıkla ve kendini tanıt.” dediler.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 16
23 Haziran 2008Hacer-ül-Esved Kâbe-i Şerif
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 16
Bunun üzerine genç dedi ki;
-“Ben Rûm vilatyetindenim ve Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin talebelerindenim. Bizim memleketimizde bir cami yapılıyordu ve bu cami inşâsı ile Seyyid Emir Külâl hazretleri ilgileniyordu. Cami bitince haber vermemizi emretti. Cami tamamlandı, bende haber vermek üzere geldim.” Dedi.
Bunları dinleyince, çok şaşırıp;
-“Nasıl olur? Biz onun talabeleriyiz ve hocamız Rûm diyarına hiç gitmedi.” Dediler.
Gelen genç;
-“Ben de o’unun talabesiyim, hergün arkasında namaz kılarım. Bizim memleketimizde çok talebesi ve tanıyıp seveni vardır.” Dedi.
Oradakiler;
-“Peki girince neden selam vermedin ve giderken neden izin istemedin?” dediklerinde;
Genç;
-“Bunları kalben söyledim.” Dedi
Ayrılırken de;
-“Bizim karşımıza mühim bir iş çıktığı zaman, Emir Külâl hazretleri gelir. Bizim memleketimizde, sizin burada olduğundan daha meşhur ve daha çok tanıyıp sevilmiştir.” Dedi.
Bunları dinleyen talabeleri, Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin Tasavvuf’taki derecesinin yükseklkiğini ve tasarrufunun, çokluğunu görüp, o’na sevgi ve bağlılıkları kat kat artı.
Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin talebelerinden biri, bir gece kendinde bambaşka bir hal hisedip;
-“Hocamın yanına gideyim, bakalım benim hakkımda ne emreder ve ne buyurur?” diye düşündü.
Sonra, Emir Külâl (r.a.) in yanına gitti.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 17
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadı şerifleri
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 17
Bu talebesi şöyle anlatmıştır.
-“Gece vakti varıp hocamın odasına girdiğimde, kalabalık bir cemâat vardı. Hayret ettim. Bunlar hiç görmediğim ve tanımadığım kimseler idi. Kalabalıktan oturacak yer kalmamıştı. Herkes başını eğmiş, sesizce oturuyordu. Ben de başka bir yere oturarak başımı yere eğip beklemeğe başladım. Bir müddet böyle durdum. Sonra başımı kaldırıp baktım ki; odada hocam Seyyid Emir Külâl (r.a.) dan başka hiç kimse görünmüyordu.”
Hocam bana bakıp;
-“Sana müjdeler olsun, şimdi sen artık maksada kavuştun, ama bunu gizli tut.” Buyurdu.
Bundan sonra hocama;
-“Burada gördüğüm, sonra da birdenbire kayıbolup görünmez olan zatlar kimler idi?” diye sordum.
Buyurdu ki;
-“B u n l a r r i c â l – ü l – ğ a y b denilen evliya zatlar idi, Aralarında Hâce gülân ve Abdülhalık ğoncdüvani (r.anhüm) de var idi. Bunlar öyle zatlardır ki, vefatlarından önce ve sonra, Allah-u Teâlâ’nın dinine hizmet ederler. Bugün sen de onların sohbetinden (feyzlerinden) pay aldın.
Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) nin talebelerinden bir kısmı, Emir Külâl hazretlerine, evliyanın kerametınden sordular.
Buyurdu ki;
-“Evliyanın kerameti haktır. Aklen ve naklen caizdir. Bu hususta evliyadan çok nakiller vardır. Ma’lum ve meşhur olup, hiç şüphe yoktur. Kalbi imân nuruyla aydınlanmış olan herkes, evliyanın kerametine inanır ve bu hususta hiç şüphe etmez. Buna misal çoktur. Süleyman Aleyhis selam’ın veziri Âsaf’ın, Saba melikesi Belkis’ın tahtını bir anda Sana’dan Kudüs’e getirmesi gibi. Bir başka misal, Hazret-i Ömer (r.a.), bir defasında Medine-i Münevvere’de mescid’de, Peygamber efendimiz (s.a.v.) in minberi üzerinde hutbe okuyordu. Bu sırada çok uzaklarda düşmanla cihade çıkmış olan İslâm ordusunun tehlikeli bir durumda olduğunu görüp, ordu kumandanına; (-“Ya Sariye dağa dağa!”) buyurdu. Uzakta olan kumandan Sariyye ve ordusunun erleri, bu sesi duyup dağa çekildi. Düşmanın t e h l i k e l i h u c u m u n d a n korundu. Bu apaçık bir keramettir. Eğer bir kimse, bu keramet, mucizeden aşağı değil derse, bu yanlıştır. Çünkü hiçbir veli, Peygamber derecesinde olamaz.”
Evliyâ-i kiram buyurmuşlardır ki;
-“Evliyadan meydana gelen keramet, Peygamberlerimizin (s.a.v.) mucizesinden dolayıdır ve Peygamberin Peygamberliğini tasdik eder. Ona tabi olmayı gösterir. Eğer Peygamberler doğru sözlü olmasaydı, evliyanın kerameti de hasıl olmazdı. Çünkü evliya, Nebi’ye tabi olmuştur.”
Bayezid-i Bistami (r.a.) buyurdu ki;
-“Enbiya (Peygamberler), misk ve bal misalidir. Bunlardan bir damla evliyaya geliyor ve evliya’ya gelen bu damladan “misk” yayılıyor.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 18 Vasiyeti;
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadları
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 18 Vasiyeti;
Emir Külâl hazretleri (r.a.), maraz-ı mevtinde (ölüm hastalığında) bulunduğu sırada talabelerine şöyle vasiyet etti;
-“Ey kıymetli talabelerim! İlim öğrenmekten ve Muhammed Aleyhis selam’ın yoluna tabi olmaktan aslâ ayrılmayınız. Bu mü’min için bütün saâdetlerin ve ni’metlerin vasıtasıdır.”
Bunun için Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem buyurdu ki;
-“İlim öğrenmek, her Müslüman erkek ve kadına farzdır.”
Yani;
-“Her Müslüman erkeğin ve kadının, kendine lazım olan din bilgilerini öğrenmesi farzdır.”
Bunlar;
-“Sırayla şu bilgilerdir.”
-“1-İman ve itikad bilgileri,”
-“2-Namazla ilgili bilgiler.”
-“3-Oruçla ilgili bilgiler,”
-“4-Zengin ise, zekat ile ilgili bilgiler.
-“5-Eğer zengin ise, hac ile ilgili bilgiler.”
-“6-Ana-baba hakkını öğrenmek. Allah-u Teâlâ’nın kendisinden razı olmasını isteyen, annesinin ve babasının rızasını kazanır.”
Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Allah-u Teâlâ’nın rızası, ana-baba’nın rızasını kazanmakla elde edilir.” Buyurdu.
-“Bu bakımdan, anne-baba’nın hakkını gözetmek mühimdir.”
-“7-Sıla-i rahm; (akrabayı ziyaret).”
-“8-Komşu hakkını gözetmek.”
-“9-Lazım olan aliş-veriş bilgilerini öğrenmek,”
-“10-Helâli ve haramları öğrenmek lazımdır. Çünkü; i n s a n l a r ı n çoğu, bilmediğinden v e b i l d i ğ i il e a m e l e t m e d i k l e r i n d e n helak olmuşlardır;”
Şiir;
-“Dünya talibleri, hep hırs ile mest oldular,
-”Para için, daim kendilerini bozdular,
-”Hüdaya yaptıkları ahidleri bozdular,
-”Hepsi Musa’ya (a.s.) düşman, Fir’van’a dost buldular.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 18 Vasiyeti- 2
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.)nin inşaat halindeki mübarek türbeleri
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 18 Vasiyeti- 2
Emir Külâl hazretleri (r.a.), maraz-ı mevtinde (ölüm hastalığında) bulunduğu sırada talabelerine şöyle vasiyet etti;
-“İyi biliniz ki, dünyayı ve dünyaya düşkün olanları sevmek, sizin Allah-u Teâlâ’nın razı olduğu yolda yürümenize mani olan büyük bir engeldir.”
-“Daima Allah-u Teâlâ’yı hatırlayıp, O’nu zikrediniz ki, dininizi dünyaya değişmemiş olasınız. Her halükarda Allah-u Teâlâ’dan korkunuz, hiç bir ibadet Allah korkusundan daha tesirli değildir. Allah-u Teâlâ’dan korkan Allah-u Teâlâ’dan korkmayan kimseden ise, korkmayınız.”
-“Ey dostlarım! Daima Allah-u Teâlâ’yı z i k r e d i n i z . Allah-u Teâlâ’dan başka her şeyi bırakınız. “Lâ İlahe İllallah” Kelime-i tevhidini söylerken; “Lâ” derken nehyediniz, Allah-u Teâlâ’dan başka, hiçbir ma’bud olmadığını biliniz. “İllallah” derken, Allah-u Teâlâ’nın nokdsan sıfatlarından münezzeh olduğunu biliniz. Biliniz ki, elbiseyi temiz su temizler. Dili, Allah-u Teâlâ’yı zikretmek temizler. Bedeninizi namaz kılmak, malınızı zekat vermek temizler . Yolunuzu, insanların sizden hoşnut memnun olması temizler. İhlas sahibi oluncaya kadar ıhlası, kurtuluşa erinceye kadar da kurtuluşu arayınız.”
-“Biliniz ki; kalbin, dilin ve bedenin t e m i z o l m a s ı helâl lokma yemeye bağlıdır. Helâl lokma yiyen insanın mi’desi, içinde temiz su toplanan havuz gibidir. Bu havuzdan etrafa t e m i z s u ile ç i ç e k l e r yetişirir, ağaçlar meyve verir, ondan istifade edilir.”
Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem bir hadis-i şerifte buyurdu ki;
-“Bir kimse hiç haram karıştırmadan k ı r k g ün helâl yerse, Allah-u Teâlâ O’nun kalbini nûr ile doldurur. Kalbine nehirler gibi hikmet akıtır. Dünya muhabbetini kalbinden giderir.”
-“Tövbe ediniz. Tövbekar ve edebli olmak lazımdır. Tövbe ediniz ki, Tövbe, bütün tâatların başıdır. Tövbe sadece dil ile olmaz! Tövbe işlenen günahlara k a l b e n p i ş m a n l ı k ve bir daha günahı işlememektir. Allah-u Teâlâ’dan daima korkunuz. Kendi günahlarınıza bakıp, tövbe ediniz. Başkaları sizden hoşnut olsun. Günahlarınıza pişman olup, o kadar ağlayıp tövbe ediniz ki, gerçekten size t ö v b e k â r densin.”
-“Dünyada iken günahlara pişman olup, kulluk vazifesini yaparak ahreti kazanmak lazımdır. İşte, bütün işin aslı budur.”
-“Sevgi ve muhabbet; Allah-u Teâlâ’nın r ı z a s ı n ı aramak ve kötü işleri terk etmek, ahde vefâ göstermek, emante ihanet etmemek, kendi kusurlarını görüp, amelleri ile övünmemek, amellerini görmemek, daima Allah-u Teâlâ’yı zikretmekle meşgül olmaktır.”
-“Hiçbir işte Allah-u Teâlâ’nın ismini söylemeden (Besmelesiz) başlamayınız ki, ahirette yaptığınız o işten dolayı utanmayasınız. Bu bakımdan , bir şeye başlarken, önce B e s m e l e çekiniz, sonra işe başlayınız.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 18 Vasiyeti- 3
23 Haziran 2008Seyyid Emir Külâl hazrteleri (r.a.) nin Mübarek markadları
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 18 Vasiyeti- 3
-“Allah-u Teâlâ’nın emirlerine itâat ediniz. Nerede olursanız olun, ilim öğrenmekten ve amel etmekten uzak kalmayınız. Her ne olursa olsun karşınıza her ne güçlük çıkarsa çıksın, ilmi ve ameli asla terk etmeyiniz.”
-“Emr-i ma’ruf ve nehy-i münker (iyilikleri emredip, kötülüklerden sakındırmak) vazifesini yerine getiriniz. Dinin yasak ettiği şeylerden, dine uygun olmayan işlerden ve bid’atlerden sakınınız.”
Ayet-i kerime’de meâlen buyuruldu ki;
-“Ey İmân edenler! Kendinizi ve evlerinizde ve emrinizde olanları ateşten (Cehennemden) koruyunuz ki, onun y a k a c a ğ ı insanlar ve taşlardır.” Tahrim suresi 6 ayet.” Ahirette bunlardan olmamak için çok korkup, sakınınız!”
-“Rivayet edilir ki; Fudayl bin İyâd (radiyallah-u anhu) şöyle anlatmıştır;”
-“Havanın çok sert ve soğuk olduğu bir gün, Şeyh Abdülallâm’i gördüm. Üzerinde ince bir elbise vardı. Soğuk olmasına rağmen, alnından buram buram ter damlıyordu.”
Dedi ki;
-“Birgün burada bir günah işleniyordu. Ben buna mani olmak istedim. Fakat mani olamadım. Bunun ızdırabından dolayı ve kıyamet günü bunun günahından nasıl kurtulurum diye düşünmekten böyle terliyorum.”
-“Ya sizi her gün hem kendiniz, hemde başkaları için nice emr-i ma’rufu kaçırıyorsunuz, halinize bir bakınız.”
-“İşlerinizi, dinimizin emirlerine uygun olarak yapınız. Bir iş yapacağınız zaman, bakınız, dinin emirlerine uygun ise, onu kabul edip yapınız. Uymuyorsa, o işden vazgeçiniz. Bütün işlerin başı, dinin emirlerine yapışmaktır ve Allah-u Teâlâ’nın koyduğu hudutları aşmamaktır.”
-“Akıllı kimse kendi halini düşünür. İnsanlar ile kendi arasındaki hududa, hakka riayet eder. Bunu gözetmeyenler için verilecek cezayı bildiren nice ayet-i kerimeler nazıl olmuştur.”
-“Her zaman ve her yerde, bakarken, konuşurken, dinlerken, gelirken yerken ve içerken, Allah-u Teâlâ’ya karşı ve insanlara karşı uyulması gereken bir hudut vardır. Fırsatı ganimet biliniz, yaptığınız işleri kurtuluşunuza vesile olacak şekilde yapınız.”
-“Helâl rızık kazanmak için çalışınız. Kafi miktarda kazanıp, ısraf ve cimrilik etmeyiniz. Nafakanızda dinimizin emrine uygun olarak ortalama davranınız.”
Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem;
-“İşlerin hayırlısı, vasat olanıdır.” Buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 18 Vasiyeti- 4
23 Haziran 2008Silötkin (Dara mirada) Nusaybin
Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 18 Vasiyeti- 4
-“Helalından ve kendi kazancınızdan yiyiniz. Eğer uykunuz gelirse, biraz uyuyunuz ki, ibadet ve tâat yapmak için dinlenmiş olasınız. Fakat Allah-u Teâlâ’yı zikretmeden uyumayınız.”
Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem;
-“Âlimin uykusu, cahilin ibadetinden hayırlıdır.” Buyurdu.
-“Oruç ile ilgili hususa gelince, oruç, senede bir aydır. Şu şartla ki, imsak vaktinden, akşam güneşi batıncaya kadar orucu bozan şeylerden sakınmak, şartlarına uymaktır. Bunlardan başka, bir de oruçda uyulması gereken batını şartlar vardır.”
-“Bunlar ise;”
-“Gözü harama bakmaktan korumak, kulağı haram olan şeyleri dinlemekten, eli harama uzatmaktan, ayağı harama gitmekten korumaktır.”
-“Orucun hakikarı ise şunlardır;”
Kalbi hased, tama’, nifak, kin, ucbdan korumak, her zaman bunlardan uzak yaşamak ve bilhassa oruçlu iken bu kötü huylardan sakınmak lazımdır.”
-“Diğer bir husus da, z e k a t ı s e v e s e v e vermek ve şartlarına uymaktır. Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem), zekatını vermiyenin namazının, orucunun, haccının, cihadının ve hiçbir tâatının kabul edilmeyeceğini bildirmiştir.”
-“Cimri olan kimse, Allah-u Teâlâ’nın rahmetinden, insanların sevgisinden ve Cennetten uzak, Cehenneme yakındır. Cömerd olan kimse, Allah-u Teâlâ’nın rahmetine, kulların sevgisine ve Cennete yakın, Cehennemden uzaktır. Bizim yolumuz budur, dostlarımız bu vasiyete sarılsın. Bizim büyüklerimiz, talebelerine böyle buyurmuşlar ve maksada ulaşmışlardır. Ümid ediyorum ki; Allah-u Teâlâ’nın yardımı ile bizim dostlarımızda kavuşur.”
-“Ey talebelerim! İnsanların maksada, saâdete kavuşmaktan mahrum kalmalarının sebebi; ahret yolunu bırakıp, kötü olan dünyaya sarılmalarıdır. Ahret saâdetini isteyen kimsenin, doğru i’tikada sahip olup, bid’at ve dalalet olan şeylerden uzak durarak ve yaptığı her işten hesâba çekileceğini bilerek, ona göre hareket etmelidir.
-“Ey dostlarım! Gidaşıtınızdan habersiz olmak kadar kötü bir şey yoktur. Bu hâl, gaflet içinde olmanın delilidir. Başkalarının haberi olduğu şeyler, bu yolun büyüklerine açılmıştır. Onların maksadı Allah-u Teâlâ’nın rızasını aramaktır. Onlar buna kavuşmuşlardır. Allah-u Teâlâ, her asırda sevip seçtiği kullarından bir büyük zat yaratır Böylece herkesi belâlerden, felaketlerden korur.”
-“Ey Talebelerim! Böyle olan zat’a talebe olunuz. Böylece dünya ve ahret sâadetine kavuşursunuz. Ümmet-i Muhammed Aleyhis selam’ın aydınlatıcıları olan âlimlere yakın olunuz.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu