‘Tabiin’ olarak etiketlenmiş yazılar
İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 14
31 Ocak 2009Çağ-Çağ barajı Sonbahar mevsimi) Nusaybin
İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 14
Bazıları;
-“Allah-u teâlâ’ya nasıl kavuşulur.” Diye sordular.
İbrahim Bin Edhem (r.a.), Onlara cevab olarak;
-“Allah-u Teâlâ’yı tanımak isteyen kimsenin kalbinden şu üç perde kalkmadıkça O’na kavuşamaz.”
-“1. Ebedi ihsana karşı, dünya ve ahretin mülkünü ona verseler sevinmemelidir.”
-“2. Dünya ve ahret mülkü onun olsa, bunu daha sonra ondan alsalar ‘kayıbettim’ diye üzülmemelidir.”
-“3. Övülmeye ve medh olunmaya aldanmamalıdır.” Buyurdu.
Kendisinden bir zat nasihat istediğinde
İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) buyurdu ki;
-“Altı şey’i kabul edip yaparsan, hiçbir işin sana zarar vermez. Dünya ve ahrette rahat edersin. O altı şey şunlardır;”
-“1. Günah yapacağın zaman Allah-u Teâlâ’nın sana verdiği rızkı yeme.”
-“2. O’na asi olmak istersen, O’nun mülkünden çık. Mülkünde olup ta ona isyan etmek uygun olur mu?”
-“3. O’na isyan etmek istersen, gördüğü yerde günah yapma. Görmediği yerde yap. O’nun mülkünde olup, verdiği rızkı yiyip, gördüğü yerde günah yapmak uygun değildir.”
-“4. Can alıcı melek, ruhunu almaya geldiği zaman tövbe edinceye kadar izin iste. O meleği kovamazsın. Şimdi kudretin var, güç kuvvetin yerinde iken tövbe et. Tövbe edilecek zaman bu zamandır. Zira ölüm çok ani gelir.”
-“5. Mezarda Münker ve Nekir ismindeki iki melek, sual için geldiklerinde, onları kov seni imtihan etmesinler.”
Soran kimse dedi ki;
-“Buna imkan yoktur.”
İbrahim Bin Edhem (r.a.) buyurdu ki;
-“Öyle ise şimdiden onlara cevab hazırla.
-“6. Kıyamet günü Allah-u Teâlâ;”
-“Günahı olanlar Cehenneme gitsin.” Diye emir edince
” Ben gitmem.” De.
Soran kimse dedi ki;
-“Bu sözümü dinlemezler.”
Nasihatları dinleyen kimse tövbe etti ve ölünceye kadar tövbesinden vaz geçmedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 15
01 Şubat 2009Girnavas Şelalesi (Yazın) Nusaybin
İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 15
Kendisine şöyle sordular;
-“Allah-u Teâlâ hazretleri kur’an-i kerimde;”
-“Ey kullarım, benden isteyiniz, kabul ederim, veririm.” Mü’min suresi ayet 60 Buyurmuştur.”
-“Halbuki istiyoruz vermiyor?”
İbrahim Bin Edhem (r.a.) cevabında buyurdular ki;
-“Allah-u Teâlâ’yı çağırırsınız. On’a itaât etmezsiniz. Kur’an-i kerimi okursunuz, gösterdiği yolda gitmezsiniz.”
-“Cenab-ı Hakkın ni’metlerinden faydalanırsınız. O’na şükretmezsimiz.”
-“Cennetin ibadet edenler için olduğunu bilirsiniz, hazırlıkta bulunmazsınız.”
-“Cehennemi âsiler için yarattığını bilirsiniz, ondan sakınmazsınız.”
-“Babalarınızın, dedelerinizin ne olduklarını görür, ibret almazsınız.”
-“Ayıbınıza bakmayıp başkalarının ayıplarını araştırırsınız.”
-“Böyle olan kimseler, ÜZERİNE TAŞ YAĞMADIĞINA, YERE BATMADIKLARINA, GÖKTEN TAŞ YAĞMADIĞINA ŞÜKRETSİNLER. Daha ne isterler? Dualarının neticesi, yalnız bu olursa yetmez mi?”
Bir kimse İbrahim Bin Edhem (r.a.) den nasihat isteyince;
-“BAĞLI OLANI AÇ, AÇIK OLANI KAPA.” Buyurdu.
O kimse;
-“Bunu anlamadım.” Deyince
İbrahim Bin Edhem (r.a.);
-“Kesenin ağzını aç, CÖMERT OL, açık olan Dilini de tut KONUŞMA.” Diyerek izah buyurdular.
Birisiyle arkadaş oldu. Bu arkadaşlık bir müddet devam edip, zaman gelip ayrılmaları icab edince;
Arkadaşı;
-“Efendim! Uzun zaman arkadaşlık ettik bir ayıbımı gördünse söyle bir daha yapmayayım.” Dedi.
İbrahim Bin Edhem (r.a.) cevabında;
-“Kardeşim sende bir ayıp görmedim. Ben sana daima SEVGİ GÖZÜ İLE BAKTIM. Onun için seni HEP İYİ BULDUM. Senden gördüklerim hep iyi şeylerdi. Ayıp arıyorsan başkalarına sor.” Buyurdular.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 16
01 Şubat 2009Kasyane Navala sipi (Nusaybin)
İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 16
-“Kalbler Allah-u teâlâ’dan niçin perdelenir?” dediklerinde
İbrahim Bin Edhem (r.a.);
-“Çünkü Allah-u Teâlâ’nın SEVMEDİĞİNİ SEVERLER. Bu fani dünyanın sevgisi AHİRETİ UNUTTURUR.” Buyurdu.
Kendisine;
-“Sen Kimin Kulusun?”
İbrahim Bin Edhem (r.a.) titredi, yere düştü ve kendinden geçip yerde çırpınmaya başladı. Bir müddet sonra kendine geldi, kalktı ve bir ayet-i kerime okudu.
Ona;
-“Niçin cevap vermedin?” dediler.
İbrahim Bin Edhem (r.a.);
-“Korktum ki eğer O’nun kuluyum desem, benden kulluk haklarını ister, değilim desem, bunu da diyemem.” Buyurdular.
-“Zamanın nasıl geçer.” Dediklerinde
İbrahim Bin Edhem (r.a.);
-“Dört bineğim vardır.”
-“Allah-u Teâlâ’dan bir ni’met gelince ŞÜKÜR BİNEĞİNE BİNERİM.”
-“Taât gelince İHLAS BİNEĞİNE BİNER ONUNLA İLERLERİM.”
-“Bela gelince, SABIR BİNEĞİNE BİNER YOLUMA DEVAM EDERİM.”
-“Günah vaki olunca TÖVBE BİNEĞİNE BİNER İSTİĞFAR EDERİM.” Buyurdular.
İmâm-i A’zam Ebû Hanife (r.a.) onu medh-ü senâ etmiştir.
-“İbrahim Bin Edhem (r.a.) Seyyid ve sevdiğimizdir.” Buyurmuşlardır.
Vefatına yakın buyurdular ki;
-“Kırk yıl Mekke meyvesinden hiçbir şey yemedim, eğer sekeret’ül-mevt halinde (ölüm halınde) olmasaydım bunu söylemezdim. Çünkü kazançları şüpheli olan askerlerden bazıları, Mekke topraklarından bir kısmını satın almış bulunuyorlardı. Yiyeceğim meyvelerin, bu kimselerin arazilerinde yetiştirebeileceğini düşünürek yemedim.”
Bir gün yatsı namazını kılıp uzun uzun dua etti. Ve;
-“Ya Rabbi! Bana Müslüman olarak ölmeyi nasib et! Salihler zümresine kat.” Diye yalvardı.
Sonra secadesinin üstünde bir müddet oturup durdu. Tefekküre daldı. Tam o sırada, karşısına temiz kıyafetli, heybetli bir genç dikiliverdi. YÜZÜ AY GİBİ PARLIYORDU. BEMBEYAZ BİR ELBİSE GİYMİŞTİ. Çok güzel kokular sürmüştü. GÜLÜMSÜYORDU. İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) ni bir şaşkınlık almıştı.
Ona dönüp sordu;
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 17
01 Şubat 2009Girnavas şelalesi Kurumuş halı (Nusaybin)
İbrahim Bin Edhem (Radiyallah-u Anhu)- 17
Ona dönüp sordu;
-“Siz kimsiniz?”
Gelen;
-“Ben MELEKÜL-MEVTİM. Ölüm vakti gelenlerin ruhunu kabzederim.” Deyince
İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) şaşırdı. Seccadesinin önüne dikilen bu güzel yüzlü genç, insan olamazdı.
Sesiz sedâsız gelmiş, karşısına nasıl dikilmişti? Şaşkınlığı devam ederken, hemen hatırladı…
-“Allah iyi kullarının ruhunu alması için Azrail Aleyhis selam’ı, güzel suretli bir genç şeklinde gönderecektir.”
Ölüm anının geldiğini anladı. Buna çok sevinerek;
-“Allah’ım! Sana sonsuz şükürler olsun.” Diye dua etti.
O esnada KİRAMEN- KÂTİBİN MELEKLERİ de O’na göründüler. Yaptığı iyi işleri yazmışlardı, O’na gösteriyorlardı.
İkisi birden şöyle dediler;
-“Allah-u Teâlâ senin mükafatını artırsın. Bizi iyi kişilerin toplandığı sohbetlere götürdün. Camilere götürdün. Güzel şeyler gördük, güzel şeyler işittik. İyi şeylerin yapıldığı yerlerde bizi bulundurdun.”
İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) ne bu sözlerden sonra CENNET’TEKİ YERİ GÖSTERİLDİ.
Azrail Aleyhis selam emrindeki bir çok melek ile beraber gelmişti. Onlar da İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) nin çok sevdiği kokulardan sürünmüşlerdi. Kimi gül, kimi karanfil, kimi daha da güzel kokuların arasında ruhunu teslim aldılar.
Vefat ettiği gün;
-“YERYÜZÜNÜN EMÂNI ÖLMÜŞTÜR.” Diye gizliden bir ses duyuldu.
Bunu herkes işitti. Fakat ma’nasını anlıyamadılar. Acaba ne olacak diye merak ettiler. Ne zaman ki İbrahim Bin Edhem (r.a.) in vefat ettiği haberi duyuldu, herkes bu sözün İbrahim Bin Edhem (r.a.) için olduğunu anladılar.
İbrahim Bin Edhem (r.a.) Buyurdular ki;
-“Öbür dünyada terazide EN AĞIR AMEL, DÜNYADA BEDENE EN ZOR GELENİDİR.”
İbrahim Bin Edhem hazretleri (r.a.) buyurdu ki;
-“İlmi, AMEL İÇİN ÖĞRENİNİZ. Çokları bunda yanıldı. İlimleri dağlar gibi büyüdü, amelleri ise ZERRE GİBİ KÜÇÜLDÜ.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbrâhim Bin Edhem (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İbn-i Sirin (Radiyallah-u anh);
09 Şubat 2009Aş’e Bavarne (Nusaybin)
İbn-i Sirin (Radiyallah-u anh);
Tabiin’den olup, tefsir, fıkıh âlimi ve meşhur rü’ya tabircisi. Asıl adı Muhammed’dir. Babasının adı Sirin (r.a.) olup, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ın hizmetçisi ve Ensar-i Kiramın büyüklerinden Enes Bin Mâlik (r.a.) azatlı kölesidir.
Annesi Safiye (r.anha) de Müslümanların göz bebeği Hazreti Ebû Bekir (r.a.) in azatlısıydı. Basralıdır. 33 (M. 653) senesinde doğup, 110 (M. 729) senesinde vefat etti.
Güzel bir terbiyeyle yetiştirilip, büyütüldü. Sahab-i Kiram (Rıdvanullahı Teâlâ aleyhum) dan otuz kişi ile görüştü. Onların sohbetinde bulunarak Hadis ilmini tahsil etti.
Çok Hadis öğrendi. Hadis ilminde İmâmlık (300.000’den fazla hadis-i ezbere bilen) derecesine yükseldi.
Hazreti Aişe anamız (r.anha), Enes Bin Mâlik (r.a.), Zeyd bin Sabit (r.a.), Hasan bin Ali (r.a.),Ebû Hüreyre (r.a.), Abdullah bin Abbas (r.a.), Cündeb bin Abdullah (r.a.), Semura bin Cündeb (r.a.), İmran bin Hüseyn (r.a.), Huzeyfe bin el-Yeman (r.a.),Ebû Said-ii Hudri (r.a.), Ebû Derd (r.a.) den Hadis-i şerif rivayet etti.
Tabiinden de pek çok kimseyle görüşüp, sohbet etti. Onlardan da Hadis-i şerif dinleyip, rivayette bulundu.
Kendisinden Küfe’ninen büyük âlimlerinden Şa’bi (r.a.), meşhur hafız ve imânlardan Katade bin Diâme (r.a.), Yine devrin meşhur âlim ve muhaddislerinden Dâvud bin Ebi Hind (r.a.), Ebu Eyyub (r.a.), Halid el-Hazza (r.a.), Cerir bin Hâzim (r.a.), Eş’as bin Abdülmelik (r.a.), Asim el Ahvel (r.a.), Mâlik Bin Dinâr (r.a.), El Evzâi (r.a.), Umare bin Mihran (r.a.), Ebû Hilâl (r.a.), İbni Ayn (r.a.), Süleyman et-Teymi (r.a.), Mukatıl bin Süleyman hadis-i şerif rivayet ettiler.
Hadis ilminde İmâm olup, sika (Güvenilir) dır, Yani sağlam ve güvenilirdir. RİVAYET ESNASINDA HARFLER ÜZERİNDE DAHİ TİTİZLİK GÖSTERİRDİ. Hadis ilminde İSNADA ÇOK ÖNEM VERİRDİ.
Bu hususta;
-“İlk zamanlarda halk, isnad sormuyordu. Fakat ne zaman ki Müslümanlar arasında fitne vaki oldu; o zaman sünnet ehlinden olanların hadislerini almağa bid’at ehlinden olanların hadislerini terk etmeğe başladılar.” Buyurdu.
Rivayette son derece titiz davrandı;
-“Bu ilim Ya’ni hadis ilmi, dinidir. Öyle ise dinimizi kimden aldığınıza dikkat ediniz.” Buyururdu.
Müfessirlerin ikinci tabakasına mensubtur. Tefsir ilminde Abdullah bin Abbas (r.a.) ın talebesidir. Ayeti kerimelerin iniş, tefsir ve izahına son derece dikkat ederdi.
Bu hususta;
-“Kur’an-i kerimden bir ayeti, Ubeyde bin es-Selmani (r.a.) den sordum.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbn-i Sirin (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İbn-i Sirin (Radiyallah-u anh)- 2
10 Şubat 2009Aş’e Bavarne (Nusaybin)
İbn-i Sirin (Radiyallah-u anh)- 2
Bu hususta;
-“Kur’an-i kerimden bir ayeti, Ubeyde bin es-Selmani (r.a.) den sordum.
Bana;
-“Allah-u Teâlâ’dan sakın, kur’an-i kerim’in ne şey için nazil (indiğini) olduğunu bilenler gitti. (kayıboldu)” dediğini rivayet eder.
Tevbe suresi, ondokuzuncu;
-“Siz (müşriklerin) hacılara su dağıtma işi ile Mescid-i Haram’ın imarını, Allah’a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad eden kimsenin işi gibi mi tuttunuz? Bunlar Allah katında bir olamazlar. (Müşriklerin bâtıl işleri ile mü’minlerin müsbet amelleri eşit değildir.) Allah, zâlimler topluluğuna hidayet ihsan etmez.”
Ayet-i kerimesinin nüzül sebebini şöyle rivayet etti, Hazreti Ali (r.a.) Mekke-i Mükerreme’ye gidip, Abbas (r.a.) a hitaben;
-“Amca! Resulullah (s.a.v.) a daha kuvuşmayacak mısın?” deyince.
Abbas (r.a.) da;
-“Ben Mescid-i Haram’i imâr ediyorum. Beytullah örtüsünü giydiriyorum.” Cevabı üzerine bu ayet-i kerim’e nazil oldu.
Bu Ayet-i Kerim’e, İmân’a yakın olmayan herhangi bir amelin, İlâhide kıymetsiz olduğunu göstermektedir.
Nisa suresinin sekizinci ayeti olan;
-“Miras taksim olunurken, (mirasçi olmayan) akraba, yetimler, yoksullar da hazır bulunurlarsa, kendilerini (ondan bir şey vererek) rızıklandırın!”
Hükmü gereğince, Ubeydet-ül-Selmani (r.a.) yetimlere miras taksim etti. Sonra bir koyun kesmelerini emretti. Pişirilip, bu ayette bildirilenlere yedirildi
Ve;
-“Bu ayet olmasaydı koyunun parasını ben verirdim.” Dediğini rivayet etti.
Fıkıh ilminde büyük iktidar sahibiydi. Müctehid olup, verdiği fetvalar çok beğenilirdi.
Bazı kimseler, Eshab-i Kiram’ın fetvası da ancak bu kadar yerindeydi diyerek kendisini methettiklerinde;
-“Allah adına yemin ederim ki, bir Sahabenin fıkıh bilgisini anlamayı arzu etsek dahi, aklı kavrayışımız yetersiz kalır.” Buyurdu.
El-İcli (r.a.) onun hakkında;
-“Ben İbn-i Sirin (r.a.) kadar fıkıhta takva sahibi ve takvada fıkıha bağlı bir kimse görmedim.” Dedi.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbn-i Sirin (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İbn-i Sirin (Radiyallah-u anh)- 3
11 Şubat 2009Gliye şam’e mevki-i (Navale)
İbn-i Sirin (Radiyallah-u anh)- 3
İbn-i Sirin (r.a.) meşhûr rü’ya tabircilerin PİRİDİR. Bu hususta bir kitab da yazdığı rivayet edilir.
Rü’yâyı hadis-i nefs (nefsani söz), tahvif-i şeytan (şeytan korkutması), tebşir-i Rahmân (Rahman’dan müjde) olmak üzere üçe ayırırdı.
Bir kimse rü’ya’da gördüğü hoş olmayan ba’zı şeyleri ona anlatıp, tabirini sorup, kendisine zararı dokunup dokunamayacağını sorunca, ona şu vcevabı verdi;
-“Uyanık iken Allah-u Teâlâ’nın emirlerini yapmkta titiz ve takva sahibi ol. Böyle olursan uykuda gördüğün kötü rü’ya’ların sana zararı dokunmaz.”
Biri;
-“Rü’yam’da elimdeki bir mühür ile erkeklerin ağızlarını ve kadınların da edep yerlerini mühürlediğimi gördüm, acaba bu nedir?” diye sorunca.
İbn-i Sirin (r.a.);
-“Sen Ramazan ayında müezzinlik yaptın ve imsak vakti sabah ezânı okudun mu? Deyince;
Adam;
-“Evet doğru söyliyorsun, öyledir.” Dedi. Ve rü’ya’sının tâbirini yaptı.
Başka birisi;
-“Rü’yam’da zeytin yağını zeytinlerin üzerine döktüğümü gördüm. Acaba bu nedir?” diye sorunca
İbn-i Sirin (r.a.);
-“Zeytin yağı zeytinden olmadır, aslına gidiyor. Sen cariyelerini araştır. Belki de bunlardan biri, genç yaşta esir edilen annen olabilir.” Cevabını verdi.
Adam araştırınca, hakikatten cariyesinin annesi olduğunu gördü.
Yine başka birisi;
-“Rü’yam’da incileri domuzların boynuna astığımı gördüm. Acaba bu nedir?”
İbn-i Sirin (r.a.);
-“Sen ehli olmayanlara hikmet öğretiyorsundur.” Cevabını verdi.
Adam talabelerini araştırınca, öyle olduklarını tesbit etti.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbn-i Sirin (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İbn-i Sirin (Radiyallah-u anh)- 4
11 Şubat 2009Geliye Şam’e Navale (Nusaybin)
İbn-i Sirin (Radiyallah-u anh)- 4
Yine başka birisi gelip;
-“Ben rü’ya’da bir kuşun mescidden güzel bir taş alıp, gittiğini gördüm.” Deyince
İbn-i Sirin (r.a.);
-“O halde Hasan-i Basri (r.a.) vefat etti.” Buyurdu.
Hakikatten çok sevdiği Hasan-i Basri (r.a.), vefat etmişti.
İmâm-i Â’zam Ebû Hanife (r.a.) rü’ya’da;
-“Güya Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in mübarek kabrini açıp, mübarek kemiklerini göğsünde toplar.” Görür
İmâm-i Â’zam (r.a.) bu rü’ya’dan korkup İbn-i Sirin (r.a.) e gider. Kendisini tanıtmayıp, rü’ya’yı anlatır. İmâm-i Â’zam (r.a.) rü’yayı anlatması bitince,
İbn-i Sirin (r.a.);
-“Bu rü’ya senin değil Ebû Hanife (r.a.) nindir. O zaman Ebû Hanife (r.a.) kendini tanıtınca,
İbn-i Sirin (r.a.);
-“Sırtınızı açın göreyim.” Dedi.
İmâm-i Â’zam (r.a.) sırtını açıp, iki omuzu arasında Bir BEN olduğunu görür
Ve bunun üzerine;
-“Sen o kimsesin ki, Resûlullah (sallallahu aleyhi ve selem) senin hakkında; (-“Ümmetimden bir kimse gelir. İki omuzu arasında bir BEN bulunur. Allah-u teâlâ benim dinimi onun eli ile diriltir.” Buyurmuştur. Dedi.
İbn-i Sirin (r.a.) sonra;
-“Bu rü’ya’dan korkma! Muhakkak ki, Resûlullah (Sallallahu aleyhi ve selem) ilmin şehridir. Sen de ona kavuşursun.” Buyurdu.
Gerçekten de öyle oldu. İmâm-i Â’zam (r.a.), Ehl-i Sünnetin amelde dört hak mezhebinin en büyüğünün kurucusudur. BUGÜN MÜSLÜMANLARIN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU Hanefi mezhebindendir.
İbn-i Sirin (r.a.) pek çok meşhur rü’ya tabirleri, hikaye ve menkıbeleri, siyer, tarih ve ahlak kitablarında yazılıdır.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbn-i Sirin (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İbn-i Sirin (Radiyallah-u anh)- 5
12 Şubat 2009Kelehke Şeh Atman (Navale)
İbn-i Sirin (Radiyallah-u anh)- 5
İbn-i Sirin (r.a.) Bezzazdi, yani manifaturacılık yapardı. Bey’ ve Şira’da (aliş-veriş) zülmündan kaçıp, adaletle davranırdı. Malını gizli ve aşikare bütün kusurlarını söyleyip, hiç birini gizlemezdi.
Müşteriye koyun satarken;
-“Bu koyunun bir kusuru var. Odunu ayağı ile ezer.” Dedi.
İbn-i Sirin (r.a.) nafaka hususunda;
-“Her Cum’a günü çocuklara Paluzu-Palüze (Bir çeşit tatlı) yedirmek uygundur. Tatlılar, her ne kadar zaruri ve mübrem ihtiyaç değillerse de, onları tamamen terk etmek cimrilik sayılır.” Buyurdu.
Otuz erkek, onbir kız olmak üzere KIRKBİR EVLADI vardı. Abdullah hariç hepsi kendinden önce vefat etti. Annesine çok hürmet gösterir, ona bir şey söylemesi gerektiği zaman, hürmetinden sesle konuşmaz, işaretle anlatırdı.
Kız kardeşi Hafsa (r.anha) da âlim olup, Tabiin’in kadın muhaddislerindendi. 110 (m. 729) senesinde Basra’da vefat etti.
Âlimler onu çok övüp, Hişam bin Hasan (r.a.), buyurdular ki;
-“İbn-i Sirin (r.a.), gördüğüm insanların en doğrusudur.”
Ebû Avane (r.a.);
-“Ben İbn-i Sirin (r.a.) i gördüm, onu gören mutlaka Allah-u Teâlâ’yı hatırlar.”
İbn-i Sa’d (r.a.) da;
-“Muhammed Bin Sirin (r.a.), sika (güvenilir) pek kıymetli bir imâm ve çok âlim bir insandı.”
Hatibi bağdad’ı (r.a.);
-“İbn-i Sirin kendi zamanında vera’ve takva ile yâd olunan fukahadan biridir.”
Biri gelip;
-“Ba’zi kimseler simâ’ yerlerine gidip, simâ’nın tesiriyle düşüp bayılıyorlar. Sen buna ne dersin?” sorunca
İbn-i Sirin (r.a.);
-“Aramızda bir gün tayin edelim. Onlar gelsinler, bir duvar üzerinde otursunlar. Kendilerine Kur’an-i azim tamamile okunsun. Eğer Kur’an’ın te’siriyle yere düşerlerse, onlar dediğiniz gibidirler.” Buyurarak hallerine hiçbir itibar etmemiştir.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbn-i Sirin (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
İbn-i Sirin (Radiyallah-u anh)- 6
12 Şubat 2009Beyaz su başı (Navale)
İbn-i Sirin (Radiyallah-u anh)- 6
İbn-i Sirin (r.a.);
-“Bid’at sahibleri ile birlikte bulunmayınız” derdi. EN TEHLİKELİ HASTALIK, KANSER GİBİ OLAN GIYBET’TEN ÇOK SAKINIRDI.
Ebû Avf (r.a.) anlatır;
-“İbn-i Sirin (r.a.) in yanına gittim. Haccac’ın haysiyetine dokunacak laf etmek istedim.”
Buyurdu ki;
-“Şüphe etme ki, Allah-u Teâlâ hükmünde âdildir. Başkasının hakkını Haccac’dan alacağı gibi, Haccac’ın hakkını da başkalarından alacaktır. Yarın İzzet ve Celâl sahibi Allah’ın huzuruna çıktığın zaman İŞLEDİĞİN EN KÜÇÜK GÜNAH, Haccac’ın işlediği en büyük günahtan senin için daha çetin olacaktır.” Buyurdu.
Gıybet hakkında sohbetinde buyurdu ki;
-“İnsanların, filan şahıs filandan daha âlimdir, demeleri de haram olan gıybettendir. Çünkü, ikincisi bunu işitince üzülür. Bilinen bir husustur ki, gıybetin haddi, bir şahsın din kardeşini, hoşuna gitmeyecek şekilde anmasıdır.”
Denilir ki;
İki Yahudi tabib, Süfyan-i Servi (r.a.) nın yanına girmişler. Tabibler gittikten sonra,
Süfyan-i Servi (r.a.);
-“Gıybet olmayacağını bilseydim, tıbda biri diğerinden daha ileri derdim.” Buyurmuştur.
Bir kişi İbn-i Sirin (r.a.) a gelip;
-“Gıybetini yaptım, bu hâlimi hoş gör ve hakkını HELAL ET!” deyince,
İbn-i Sirin (r.a.) şu cavabı verdi;
-“Allah-u Teâlâ Müslümanların şerefiyle oynamayı ve onların namusuna dil uzatmayı haram kılmıştır. Gıybetlerini yapmayı YASAK ETTİĞİ BİR ŞEY’İ Ben nasıl hoş görüp helal ederim? Ancak seni bağışlamasını isterim.”
Şeytan (Alayhil’lanet) a aldanmamak, hile ve tuzağına düşmemek hususunda şunu buyurdu;
-“Şeytan (Aleyhil’lanet) in en büyük vesvese ve hilesi, kula kendisini din kardeşlerinden üstün görmesidir. Kul bu haldeyken vefât etse, Allah-u Teâlâ onu sevmez ve amellerinden hiçbir şey ona fayda vermez!”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri İbn-i Sirin (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu