‘takva’ olarak etiketlenmiş yazılar
Zühd’ün fazileti
14 Temmuz 2008Girnavas Mevki-i (Nusaybin)
Dünyanın kötülüğü, alçaklığı hakkındeki söylediklerimiz buna delildir. Fakat dünya sevgisi helake, düşmanlığı ise saadete götürür. Şimdi Dünyayı sevmemek hakkında bildirilen haberleri anlatalım.
Zühdün en muazzam övülüşü, Kur’an-i kerimde ilim sahiplerine izafe edilmesidir.
Karun gayet şaşaalı bir şekilde maiyetiyle sokağa çıktığı zaman herkes,
-“Keşke onun yerinde olsaydık.” Derdi.
-“İlim sahibi olanlar ahiret sevabı bundan iyidir dediler.” Kasas Suresi Ayet 80.
Bunun için demişlerdir ki, dünyada kırk gün zahid olanın kalbine hikmet çeşmesi açılır.
Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve selem) buyurdu:
-“Allah-u Teâla (c.c.) nın seni sevmesini istiyorsan, dünyada zahid ol.”
Haris’e (Radiyallahu anh) Resulullah(a.s.v.) a:
-“Ben hak mü’minim.” Dediği zaman
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem):
-“Bunun alameti nedir?” buyurdu.
Haris’e (r.a.) cevabında:
-“Nefsim öyle zahid’dir ki, altun ve taş bana göre aynıdır. Sanki cennet ve cehenneme bakıyorum.” Dedi.
Resulüllah (Sallallahu aleyhi ve selem):
-“İyi muhafaze et, lazım olanı buldun.”Buyurdu.
Sonra (a.s.v.):
-“Bu kalbini Allah-u Tela(c.c.) nın nurlandırdığı bir kalbdır.”buyurdu.
-“Allah-u Teala (c.c.) hidayet vermek istediği kimsenin sinesini İslam için ferah ve geniş eyler.” En’am Suresi Ayet 125 Ayeti kerime geldiği zaman:
-“Ya Resulullah (a.s.v.), bu ferahlık ve genişlik nedir? “ dediler.
Resulullah (a.s.v.) buyurdu ki:
-“Öyle bir nurdur ki, kalbe düşer ve sine onunla ferah ve geniş olur.”
-“Bunun alameti nedir?” dediklerinde:
Resulüllah (a.s.v.):
-“Kalb bu yalancı ve aldatıcı dünyadan kaçar, yüzünü ebedi olan aleme çevirir ve ölmeden evvel ölüm hazırlığı yapar.”Buyurdu.
Resulüllah (a.s.v.) yine buyurdu:
-“Allah-u Teâla (c.c.) dan gerektiği şekilde utanınız.”
-“Utanmıyor muyuz? “dediklerinde.
Resulullah (a.s.v.):
-“Peki, yiyemiyeceğiniz kadar mal niçin toplıyorsunuz? Ve niçin onda oturamıyacağınız binalar yapıyorsunuz?” buyurdu.
Resulüllah (a.s.v.) buyurdu:
-“Allah-u Teeala (c.c.) nın sizi sevmesini istiyoranız, dünyadan el çekiniz.”
Ömer (Radiyallahu anh) buyurdu ki:
-“Dünyada zühd hem kalp, hem beden rahatlığıdır.”
İbni Mes’ud (r.a.) buyuruyor ki;
-“Zahidin iki rekat namazı, müctehidlerin ömrünün sonuna kadar olan ibadetlerinden faziletlidir.”
Sehli Tüsteri (r.a.) buyuruyor ki;
-“Amelin ihlas’la olması dört şeyden korkmadığın zaman mümkündür. Açlık’tan, çıplaklıktan, fakirlikten ve hakirlikten.”
Kimya-yı Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teala Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İhlasla ibadet eden kullarından eylesin. AMİN…
Fuad Yusufoğlu
Namaz ve Zekâtın Ciddi Önemi – 1
19 Temmuz 2008Bazne Taka (Nusaybin)
Şunu iyi bilmiş ol ki;
Allah (c.c.) zekatı İslami esaslardan biri kılmış ve nemaz la beraber zikretmiştir.
Cenab-ı Hâk (c.c.):
-“Namaz kılın, zekat verin.” Buyurmuştur. El Bakara suresi ayet: 2/43.
Peygamber (Sallallahu aleyhi vesellem) buyurdular ki;
-“İslam beş temel üzrine kurulmuştur.
-“Şehadet getirmek,”
-“Namaz kılmak,”
-“Oruç tutmak,”
-“Zekat vermek,”
-“Hac etmek.”
Namaz hususunda ihmalkâr davrananlar hakkında tehdid son derece ağırdır.
Cenabı Hâk (c.c.);
-“Vay o namaz kılanların halına ki, onlar namazlarından gafildirler.” Buyurmuştur. El mâûn suresi. Ayet : 107/4-5.
Zekat vermeyenler hakkında ise;
-“Altın ve gümüşü yığıp (biriktirip) de onları Allah yolunda infak etmeyenler (var ya) işte onları can yakan bir azabla müjdele.” Buyurmuştur.
Zekat veren kimsenin, dindar fakirleri seçmesi müstahaptir. Çünkü onlara verilecek zekat malın artmasını sağlar.
Peygamber (Sllallahu aleyhi ve selem):
-“Takvaya ermiş kimsenin yemeğini ye, senin yemeğini de ancak takvaya eren kimse yesin.” Buyurmuştur.
Çünkü dindar fakir, kendisine verilen parayı iyi yerlerde harcar, sen de ona para vermekle sevablı işlerinde ortak olmuş olursun.
Alimlerin biri, sofi olan fakirleri tercih ederek yalnız onlara ihsanda bulununca,
Kendisine;
-“Bütün fakirlere verseydin daha iyi olmaz mıydı?” diye sorulunca
Kendisi:
-“Hayır! Çünkü bunlar öyle bir taifedir ki bütün gayeleri Allah (c.c.) tır. Ben tutar da başkalarına da ihsan edersem, bu defa onların himmet ve gayeleri bölünüverir. Bir kimseye yalnız Allah (c.c.) ı düşünmek gayesini sağlayabilmem, benim için dünyadan başka gayesi olmayan kişiyle, bin lira vermekten daha iyidir.”
Kimya-yı Saadet (İmam-i Ğazali)
Allah-u Teala Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Daima namazı dosdoğru kılan ve zekatını hakkiyla veren kullarından eylesin. Amin…
Fuad Yusufoğlu
Bor-e Gündük (Nusaybin)
Takva’ya Dair Ayetler ve Hadisler
باب التقوى
قال اللَّه تعالى : { يا أيها الذين آمنوا اتقوا اللَّه حق تقاته }
Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor;
Ey İman edenler! Allah’dan, gereği gibi korkun, kötülük
Yapmaktan sakının.” Al-i İmran Suresi ayet 102
وقال تعالى (التغابن 16): { فاتقوا اللَّه ما استطعتم } .
وهذه الآية مبينة للمراد من الأولى.
Allahu Teâlâ şöyle buyuruyor;
-“Allah’dan, gücünüz yettiği kadar korkun, kötülük yapmaktan sakının.” Teğabun suresi Ayet 16
وقال اللَّه تعالى (الأحزاب 70): { يا أيها الذين آمنوا اتقوا اللَّه، وقولوا قولا سديدا } .
والآيات في الأمر بالتقوى كثيرة معروفة.
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor;
-“Ey İman edenler! Allah’dan korkun, kötülük yapmaktan sakının; doğru söyleyiniz.” Ahzab suresi ayet 70
وقال تعالى (الطلاق 2، 3): { ومن يتق اللَّه يجعل له مخرجا، ويرزقه من حيث لا يحتسب } .
Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor;
-“Allah’dan korkana, kötülüklerden korunana, O, kurtuluş yolu açar, hiç ummadığı yerden onu rızıklandırır.” Talak suresi; Ayet 2, 3.
وقال تعالى (الأنفال 29): { إن تتقوا اللَّه يجعل لكم فرقانا، ويكفر عنكم سيئاتكم. ويغفر لكم، والله ذو الفضل العظيم } .
Allah-u teâlâ şöyle buyuruyor;
-“Eğer siz Allah’dan korkar, kötülüklerden korunursanız, O, size iyiyi kötüden ayırt edecek kabiliyet verir,
günahlarınızı siler ve kötülüklerinizi afv eder. Hiç şübhe yok, Allah sonsuz fazilet sahibidir. Enfal suresi Ayet; 29
Hadis; 69
والآيات في الباب كثيرة معلومة.
وأَمَّا الأَحَاديثُ
69- فَالأَوَّلُ : عَنْ أبي هُرَيْرَةَ رضي اللَّهُ عنه قال : قِيلَ : يا رسولَ اللَّهِ مَن أَكْرَمُ النَّاسِ ؟ قال : « أَتْقَاهُمْ » فقَالُوا : لَيْسَ عَنْ هَذا نَسْأَلُكَ ، قَالَ : « فيُوسُفُ نَبِيُّ اللَّهِ ابن نَبِيِّ اللَّهِ ابن نَبيِّ اللَّهِ ابنِ خَلِيلِ اللَّهِ » . قَالُوا : لَيْسَ عن هَذَا نَسْأَلُكَ ، قال : فعَنْ مَعَادِنِ الْعَرَب تسْأَلُونِي ؟ خِيَارُهُمْ في الْجاهِليَّةِ خِيَارُهُمْ في الإِسلامِ إذَا فَقُهُوا » متفقٌ عليه .
و « فَقُهُوا » بِضَمِّ الْقَافِ عَلَى الْمَشْهورِ ، وحُكِي كسْرُهَا . أَي : عَلِمُوا أَحْكَامَ الشَّرْعِ .
Hadis- 69;
Ebu Hüreyre Radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre, şöyle demiştir;
-“Ya Resulallah, insanların en hayırlı ve değerlisi kimdir?” dediler.
Peygamber Aleyhis Selam;
-“En ziyade Allah’dan korkanlardır.” Buyurdu.
Ya Resulallah, senden bunu sormiyoruz.” Dediler.
-“O Halde, nâs’ın ekremi Yusuf Peygamber’dir ki, İbn-i Nebiyyu’llah, İbn-i Nebiyyu’llah, İbn-i Halilu’llah’dır.” Dedi.
-“Ya Resulallah, senden bunu da sormiyoruz.”
-“O halde benden Arab kabilelrini soruyorsunuz. Cahiliyete hayırlı olanlar, şayed şeriat hükümlerini bellerlerse, İslamiyet de hayırlıdırlar.” Buyurdu.
(Hadisi, Buhari ve Müslim rivayet etmişlerdir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin; Hadis- 70
23 Ekim 2008Şeş Ça’vi deresi başı (Bor-e Gündük) NUSYABİN
Hadis- 70
70- الثَّانِي : عَنْ أبي سَعيدٍ الْخُدْرِيِّ رضي اللَّه عنه عن النبيِّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم قال : « إنَّ الدُّنْيا حُلْوَةٌ خضِرَةٌ ، وإنَّ اللَّهَ مُسْتَخْلِفُكُمْ فِيهَا . فينْظُر كَيْفَ تَعْمَلُونَ . فَاتَّقوا الدُّنْيَا واتَّقُوا النِّسَاءِ. فَإِنَّ أَوَّلَ فِتْنةِ بَنِي إسْرَائيلَ كَانَتْ في النسَاء » رواه مسلم.
Hadis; 70
Ebu Said el- Hudri Radiayallah-u anh’den rivayet edildiğine göre, Peygamber Aleyhis-Selam şöyle buyurmuştur;
-“Dünya tatlıdır, yeşildir, yani cazibdir; Allah onu başkalarından alıp size verecek ve nasıl amel edeceğinize bakacaktır. Binâenaleyh dünyadan ve kadınlardan sakınınız. Zirâ Beni İsrail’de ilk fitne kadın yüzünden çıkmıştır.
(Hadisi; Müslim rivayet etmiştir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin; Hadis- 71
23 Ekim 2008Şeş Ça’vi deresi başı (Bor-e Veysike) NUSAYBİN
71- الثالثُ : عَنْ ابْنِ مَسْعُودٍ رضي اللَّه عنه أَنَّ النَّبِيَّ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم كَانَ يَقُولُ : «اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الْهُدَى وَالتُّقَى وَالْعفافَ والْغِنَى » رواه مسلم .
Hadis- 71
İbn-i Mes’ud Radiyallah-u anh anlatıyor;
Peygamber Alayhis-Selam;
-“Allah’ım, senen hidayet, takva, iffet ve gınâ isterim.” Buyurdu.
(Hadisi, Müslim rivayet etmiştir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
-Riyazus-Salihin; Hadis- 72
23 Ekim 2008Bor-e Veysike Şeş Ça’vi deresi başı (NUSAYBİN)
72- الرَّابعُ : عَنْ أبي طَريفٍ عدِيِّ بْنِ حاتمٍ الطائِيِّ رضي اللَّه عنه قال : سمعت رسولَ اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يقُولُ : « مَنْ حَلَفَ عَلَى يمِين ثُمَّ رَأَى أتقَى للَّهِ مِنْها فَلْيَأْتِ التَّقْوَى » رواه مسلم .
Hadis- 72
Ebû Tarif Adiyy b. Hâtim et-Tâi radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre,
Peygamber Aleyhis-Selam’ın şöyle buyurduğunu işittim, diyor;
-“Bir kimse bir şey’i yapmak veya bırakmak için yemin eder, sonra onun tersini yapmayı takvâya daha uygun görürse, onu yapsın.”
(Hadisi, Müslim rivayet etmiştir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
Riyazus-Salihin; Hadis- 73
23 Ekim 2008Dara Mirada (SİLOTKİN) Nusaybin
Hadis; 73
73- الْخَامِسُ : عنْ أبي أُمَامَةَ صُدَيَّ بْنِ عَجْلانَ الْباهِلِيِّ رضي اللَّهُ عنه قال: سَمِعْتُ رسول اللَّه صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَخْطُبُ في حَجَّةِ الْودَاع فَقَالَ : « اتَّقُوا اللَّه ، وصَلُّوا خَمْسكُمْ ، وصُومُوا شَهْرَكمْ ، وأَدُّوا زكَاةَ أَمْوَالِكُمْ ، وَأَطِيعُوا أُمَرَاءَكُمْ ، تَدْخُلُوا جَنَّةَ رَبِّكُمْ » رواه التِّرْمذيُّ ، في آخر كتابِ الصلاةِ وقال : حديثٌ حسنٌ صحيح .
Hadis- 73
Ebû Ümame Suddey b. Aclân el- Bâhili radiyallah-u anh’den rivayet edildiğine göre, şöyle diyor;
Veda Haccı hutbesinde Resulullah (a.s.v.) ın şöyle dediğini işittim;
-“Allah’dan korkunuz, beş vakit namazınızı kılınız, bir ay orucunuzu tutunuz, mallarınızın zekatını veriniz ve âmirlerinizin sözünü dinleyiniz! Rabbınızın Cennet’ine girersiniz
(Hadisi, Tirmizi Kitabus-Salatın sonunda zikretmiş ve ; Hadis “hasendir”, sahihdır” demiştir.)
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINEVLERİ
Tâvûs Bin Keysan (Radiyallah-u anh)
27 Ekim 2008Girnavas’tan Nusaybin’in bir başka görünüşü
Tabiinin meşhur hadis âlimlerindendir. Aslen İranlıdır. Kendisine Tâvûs-i Himyeri de denir. Kendisi Eshabi kiramdan yetmiş kişiyi gördüğünü söylerdi.
Hazreti Tâvûs bin Keysan, büyük bir hadis alimi olup, aynı zamanda da fıkıh ve tefsir ilminden pek ileri dereceye sahipti. Sika (güvenilir, sağlam) olduğunda, hadis-i şerif âlimleri söz birliği etmişlerdir.
Hadis-i şerif ilmini; Hazreti Aişe anamız (radiyallahu anha), Hazreti Abdullah ibn-i Ömer, hazreti Ebu Hüreyre, Hazreti Abdullah bin Amr, Hazreti Zeyd bin Erkam gibi güzide Sahabe-i kiram “Aleyhimürrıdvan” den öğrendi.
Kıraat ilmini Hazreti İbni Abbas (r.a.) den tâlim etti. Bu hususta eşine çok az rastlanan bir bilgiye sahibti.
Hazreti Tâvûs (r.a.) dan oğlu Hazreti Abdullah, Hazreti Zühri, Hazreti İbrahim bin Meysere, Hazreti Amr, Hazreti Mücahid (r.a.) gibi büyük zatlar hadis-i şerif rivayet ettiler.
Hazreti Tâvûs (r.a.), Allah-u Teâlâ’ya yalvarmaktan zevk alan bir zat idi. İbadet, bedenleri için gıda, kalbleri için hayat idi. Uzun zaman ayakta ibadet etmekten yorulmazlardı. Çok namaz kıldığı için, alnında secde yeri izi olmuştu.
Bir kimse bir şey sorarsa bütün tefarruatiyla anlatır, başka kimseye sormaya lüzum bırakmazdı.
Hazreti Tâvûs bin Kesyan (r.a.), yatağına yattığı zaman, sağa sola döner rahat edemez, bunun üzerine kalkar sabaha kadar namaz kılar ve:
-“Âbidlerin uykusu, cehennemi hatırlamaktır..” derdi. Böyle kırk sene yatsı namazın abdesiyle sabah namazını kılmıştır. Kırk defa hacca gitti.
Duası kabul olan zâtlardandı. O derece cesur ve kuvvetli kalbe sahibti ki, öldürüleceğini bilse bile gayri meşru bir işi asla yapmaz ve dalkavukluğa kaçacak bir sözü hiç kullanmazdı.
Hazreti Tâvûs (r.a.) ateşten çok korkar, gördüğü yerde aklını kayıbedecek gibi olurdu. Çünkü ateşi görünce cehennemi hatırlardı. Bir defa, ocaktan çıkan alevi görünce bayıldı.
Hazreti Tâvûs bin Keysan (r.a.), hacca gitmelerinden birini şöyle anlatır:
-“Hacca gitmiştim. Yanımda bir de çocuk vardı. Binecek bir hayvanı ve yiyecek bir şeyi yoktu.”
-“Ey çocuk, senin yiyeceğin var mı?” dedim.
Çocuk:
-“En iyi yiyecek takvadır. Kerimlerin evine giderken yiyecek götürmek uygun değildir.” Dedi.
İhram kuşandığımızda hepimiz “LEBBEYK” dediğimiz halde, çocuk söylemiyordu.”
-“Niçin söylemiyorsun?” dedim.
İslâm âlimleri ansiklopedisi
Allah-u teâlâ Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri bu veli kullar hürmetine amellerimizi kendi rızası istikametinde kabul buyursun. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Tâvûs Bin Keysan (Radiyallah-u anh)- 2
27 Ekim 2008çağ-Çağ barajı (Nusaybin)
Çocuk:
-“Red cevabını duymamak için.” Dedi.
Çocuğun bu sözleri üzerine çok ağladım.
Ve dedim ki;
-“Bu çocuk red olunmaktan korkarsa, biz red olunur, kabul edilmezsek halimiz nice olur?”
Mina’ya kurban kesmek için geldik. Kurbanlarımızı kestik, fakat çocuk kesmedi.
O:
-“ Ey benim Allahım! Herkes kurbanlarını kesiyor. Benim kurban kesecek hiçbir malım yok. Ancak, bu küçük vucudumu senin rızan için kurban etmek istiyorum, lütfen kabul buyurur musun Allahım?” diyerek ağlıyordu.
Şiir:
-“Canım kurban ederek, sana kavuşmak isterim.
Bir can için söz etmeğe senden haya ederim.
Bir değil yüz canımı sana feda ederim
Allah’ım rızan için, canımı terk ederim.”
Çocuk kelim-i şehadet getirerek canını cânâna teslim etti. Annesi hadiseyi öğrenince, çok üzülüp ağladı.
Bir ses duydu:
-“Ey Hatun! Senin çocuğun, benim rızama kavuşmak için canınını feda etmek istedi. Kabul ettim. Eğer istersen seninkini de kabul ederim.” Diyordu.
Hazreti Tavus Bin Keysan (r.a.), Doğruyu söylemekten hiç çekinmezdi. Zamanın devlet adamlarına gider, onlara nasihat verirdi. Sultanın açtırdığı kuyudan hayvanını sulamazdı. Yaptığı doğru olan işler için ayıplamaktan korkmaz, ayıplama ile, hak bildiği yoldan ayrılmazdı.
Hazreti Tâvûs Bin Keysan (r.a.) Halife Hazreti Ömer bin Abdulaziz (r.a.) e bir nasihat mektubunda:
-“Kendi amelinin hayırlı olmasını istiyorsan, halkın işlerini de hayırlı insanlara yaptır.” Buyurdu.
Halife Ömer bin Abdulaziz (r.a.) bunu okuyunca:
-“Bu nasihat bana kâfidir.” Demiştir.
Hazreti Tâvûs Bin Keysan (r.a.), bütün işlerini ve hatta konuşmasını iyi niyet ederek yapardı. Kendisine konuş dediklerine konuşmadığı gibi, kendiliğnden konuşmaya başladığı da olurdu.
-“Niçin böyle yapıyorsun?” diye soranlara:
Hazreti Tâvûs Bin Kesyan (r.a.),
-“Niyetimi yapmışsam konuşurum.” Derdi.
Hazreti Tâvûs Bin Kesyan (r.a.), Mekhûl (r.a.) e gönderdiği bir nasihat mektubunda:
İslâm âlimleri ansiklopedisi
Allah-u teâlâ Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri bu veli kullar hürmetine amellerimizi kendi rızası istikametinde kabul buyursun. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Tâvûs Bin Keysan (Radiyallah-u anh)- 3
27 Ekim 2008Dara harabeleri (Mardin)
Hazreti Tâvûs Bin Kesyan (r.a.), Mekhûl (r.a.) e gönderdiği bir nasihat mektubunda:
-“Selamun alyeküm, kardeşim Mekhûl, sakın yaptığın ibadetlerin çokluğu sebebiyle kendini Allah-u Teâlâ’nın yanında büyük bir makam sahibi sanmayasın. Çünkü, kendisini böyle bir zanna kaptıranlar ahrette hep eli boş gitmişlerdir.”
-“Eğer, yaptığım ibadetlerin çokluğunu insanlar görsün, beni öğsünler düşünüyorsan, insanlar seni öğerler ve maksadın hasıl olur. Fakat ahrete sen de eli boş dönersin.” Diye yazdı.
Bir gün Şuayb bin Harb, Hazreti Tâvûs bin Kesyan (r.a.) nın yanında ağlamağa başladı. Orada bulunanlar da ağladılar. Kendisinin büyük bir şey yaptığı zannedilince
Hazreti Tavus (r.a.) ona dönerek:
-“Ey Kardeşim! Yaptığın bir günah için yerdekiler ve göktekilerin hepsi de seninle ağlasalar yina de azdır.” Dedi.
Hazreti Tâvûs (r.a.) a:
-“Evinizden hiç çıkmıyorsunuz, hikmeti nedir?” diye sorduklarında
Hazreti Tâvûs (r.a.):
-“İdareciler adaletten ayrıldı, halk fesada uğradı. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ın yolu unutuldu. Bunun için dışarı çıkamıyorum. Bir kimse, kölesiyle evladına aynı muamaleyi yapmıyorsa, adaletten ayrılmıştır.” Dedi.
Hasan-i Basri (r.a.), bir gün Kâ’be’de büyük bir topluluğa hadis-i şerif yazdırmakta olan Hazreti Tâvûs (r.a.) un yanına gelip kulağına eğilerek;
-“Eğer kendini beğenme duygusu geliyorsa, burayı terk et.” Dedi.
Hazreti Tavus (r.a.) da dersi bıraktı, oradan derhal ayrıldı.
Hazreti Tâvûs (r.a.):
-“Hastanın, hastalığı halindeki inlemesi defterine yazılır.”
Diyerek hastanın inlemesini hoş görmezdi.
-“Burada bir nev’i şikayeti açıklamak vardır.” Derdi.
Hazreti Tâvûs Bin Kesyan (r.a.) ; 106 (Miladi 724) yılında 90 yaşında hac yaparken, Tevriye gününden bir gün önce vefat etti. Halife Hişam bin Abdülmelik cenaza namazını kıldırdı.
Hazreti Tâvûs Bin Kesyan (r.a.) ın rivayet ettiği bir hadis-i Şerifte Resûlullah (a.s.v.) buyurdu ki;
-“Ben kimin sevgilisi isem Ali (r.a.) de O’nun sevgilisidir.”
Hazreti Tâvûs (r.a.) anlattı:
İsa aleyhis-selam’a sordular;
-“Ey Allah’ın peygamberi bize neyi tavsiye edersiniz?”
İsa Aleyhis-Selam da:
-“Sözünüz zikir, sükûtunuz fikir, bakışınız ibret olsun.” Buyurdu.
Hazreti Tâvûs (r.a.) buyurudular ki;
-“Dilim bir yırtıcı hayvandır ki, onu bırakırsam beni hemen helak eder.”
Çok defa kendi kendine;
-“Keşke ilmi yalnız kendim için öğrenseydim. Çünkü insanlardaki emanet duygusu kalktı.Bilgile amel yok oldu.” Derdi.
Hazreti Tâvûs (r.a.) Buyurdular ki;
-“İbadetlerin en değerlisi, gizliliğine en çok riayet edilendir.”
Hazreti Tâvûs (r.a.) Buyurdular ki;
-“Müslümanda ümid ve korku aynı olmalıdır. Eğer tartılırsa eşit gelmelidir.”
Hazreti Tâvûs (r.a.) Buyurdular ki;
-“Ya Rabbi! Bana çok mal ve evlad yerine, çok ilim ve amel ihsan et.” Diye dua ederdi.
Evine bir hırsız girmişti. Hazreti Tâvûs Bin Kesyan (r.a.) hırsızı yakaladı. Nasihat etti, biraz para verdikten sonra serbest bıraktı.
-“İnsanların başına gelen musibetler, ya malinden ya şöhretindendır. Bunların haricinde insana zarar gelmez.” Buyurdu.
İslam alimleri Ansiklopedisi.
Allah-u teâlâ Hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri bu veli kullar hürmetine amellerimizi kendi rızası istikametinde kabul buyursun. Amin.
Fuad Yusufoğlu