‘takva’ olarak etiketlenmiş yazılar
Tasavvuf’un hakikati
14 Kasım 2008Bor-e Beşire Mecido Girnavas (Nusaybin)
Tasavvuf’un hakikati;
Hamd tüm alemi sevgi üzerinde var eden, dünyayı kendisini çok seven ve O’nun tarafından çok sevilen dostları ile şereflendiren, böylece insanlar üzerindeki rahmetini gösteren Yüce Allah-u Teala’ya, salat ve selam sevginin en yüce öğretmeni, tüm aşıklarının serveri, alemin gözbebeği, en çok sevilen kul olan yüce Resul Hz. Muhammed Mustafa’ya (Sallallahu eleyhi ve sellem) ve onun aşkıyla yanıp tutuşan ariflerin, kendilerine silsilelerini bağladıkları ashabı güzinine ve pak ehl-i beytine olsun.
Değerli okuyucu;
Tasavvuf un hakikatını anlamak istiyorsan Bu yolda uzun ömürler harcayan Allah (c.c.) sevgili veli kullarının menkıbelerine, kitablarına bir bakman lazım ki daha çok anlayasın. İşte tasavvufu bizzat yaşayan sevgili veli kulların menkıbelerından bazı ibretli sözler aşağıya çıkarılmıştır.
Murşidim olan Muhammed el Haznevi hazretleri (k.s.) der ki;
İmam-i Hanefi (r.a.) şöyle buyuruyor:
“Eğer İmam-i Cafer-i Sadık (r.a.) ile geçirdiğim iki sene olmasaydı “Numan” helak olmuştu.”
İmam-ı A’zem (r.a.) böyle buyurarak tasavvuf’un ehemmiyetini belirtmiştir.
Gene Muhammed El Haznevi (k.s.) der ki;
İmam-ı Şafii (r.a.) şöyle buyurmuştur:
“Hem alim ol, hem de mutasavvıf, eğer sadece alim olur da tasavvuf ehli olmazsan, kalbin katı olur. Eğer tasavvuf ehli olur da ilim sahibi olmazsan, sen zaten yolu kaybetmişsin, bu halinle başkalarına nasıl yol göstereceksin?”
Zamanın Baz-ul Eşheb lakaplı Üstün sıfatlarla donatılmış olan Şeyh İzzeddin El-Haznevi k.s. Hazretleri şöyle buyurdu.;
-“Allah ilmiyle amel edene, bilmediğini öğretir. Eğer evliya, nüceba, nükeba, ebdal, aktap, evtad denilen büyük zatlar olmazsa dünya harap olur, hayat durur, felaketler ardı ardına gelir.”
-“Çünkü insan ibadet için yaratılmıştır. Gerçek ibadeti yapanlar ise evliyaullah kesimidir. Diğer insanlar onların bereketi ile yaşamaktadırlar. Altın korunurken kabı da korunur. Ürün almak için tohum tarlaya bakılır. Balta için sapı saklanır.”
-“Evliyaya yanaşın. Allah’ın lütfunu göreceksiniz. Ehadiyyet güneşinden nur ışınlarını müşahede edeceksiniz.”
Yüce Allah (c.c.) mealen;
-‘Şüphesiz Allah iyilik yapanlarla ve muttaki olanlarla bereberdir.’ buyurmaktadır.”
Allah-u teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri tasavvuf ehli olan bu veli kullar hürmetine sahih akıl, birlik ve beraberlik ihsan eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Feth-i Musuli (Radiyallah-u anh)- 2
28 Kasım 2008Bor-e Gündük (Nusaybin)
Feth-i Musuli (Radiyallah-u anh)- 2;
Ebu Abdullah bin Cella (r.a.) anlatır;
Sırrı-yi Sekati (r.a.) nin evinde idim. Gece yarısından sonra giyinip, ridasını (cübbesini) üzerine aldıktan sonra dışarı çıktı.;
-“Nereye gidiyorsun?” deyince
Sırrı-yi sekati (r.a.);
-”Feth-i Musuli (r.a.) yi ziyarete gidiyorum.” Dedi.
Evden dışarı çıkar çıkmaz zaptiye çavuşu kendisini yakalayıp hapse attı. Gece gündüz yakalanan bütün tutukluların kırbaçlanması emr edildi.
Sırrı-yi Sekati (r.a.) kırbaçlamak için elini kaldıran celadin eli havada kaldı.
-“Niçin vurmuyorsun?” diye sorduklarında,
Gardiyan;
-“Bir şahıs karşımda durup, ‘SAKIN VURMA’ diyor. Bu yüzden elime hakim değilim.” Dedi.
Baktıkları zaman bu şahsın Feth-i Musuli (r.a.) olduğunu gördüler. Sırrı-yi Sekati (r.a.) yi onun yanına götürürp salıverdiler.
Feth-i Musuli (r.a.) bir gün Kurban Bayramında mahalle arasında gidiyordu. İnsanların kurban kestiklrini görünce;
-“Ya Rabbi! Senin için kurban edecek bir şey’imin olmadığımı biliyorsun. Ancak bende bu vardır.” Deyip parmağını boğazına koydu ve düştü.
Gelip baktılar Vefat ettiğini gördüler. ‘BOĞAZINDA YEŞİL BİR ÇİZGİ VARDI.’
Vefatından sonra Feth-i Musul (r.a.) yi rü’yada görenler;
-“Allah-u Teâlâ sana ne yaptı.” Dediler.
Buyurdu ki;
-“Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.), bana niçin o kadar ağladın?” buyurdu.
Ben de;
-“Günahlarımın ve kusurlarımın mahcubiyetinden ağlıyordum.” Dedim
-“Ey Feth! Bu çok ağlaman sebebiyle, GÜNAHINI YAZAN MELEĞE SANA GÜNAH YAZMAMASINI EMRETMİŞTİM” Buyurdu.
Feth-i Musuli (r.a.) buyuruyor;
-“Allah-u teâlâ’yı arzu eden, ondan gayri her şeyden yüzünü çevirir.”
Yine Feth-i Musuli (r.a.) buyuruyor;
-“Kalbine DİKKAT VE TEVECCÜH edenen kalbinde, Allah-u Teâlâ’nin SEVGİSİ MEYDANA GELİR.”
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Evliyaların büyüklerinden olan Feth-i Musuli hazretlerinin yüzü suyu hürmetine Dünyada sıhhat, afiyet ve huzur içinde imanla ahrete intikal etmeyi nasıb eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ömer bin Abdülaziz (Radiyallah-u anh)- 22
19 Şubat 2009Girnavas tepesi (Nusaybin)
Ömer bin Abdülaziz (Radiyallah-u anh)- 22
Ömer bin Abdülaziz (r.a.) başka birisine ise mektubunda;
-“(Şöyle düşünün) Sanki kullar, Allah-u teâlâ’nın huzurundalar. Allah-u Teâlâ onlara yaptıkları amelleri haber veriyor. Kötülük yapanları, bu işlerinden dolayı cezalandırıyor. İyilik yapanları da mükafatlandırıyor. Öyleyse Allah-u Teâlâ’dan korkun.”
-“Allah-u teâlâ’nın verdiği iyilik ve ihsanlara karşı ŞÜKÜR VAZİFESİNİ YERİNE GETİRİN. Nİ’METLERE ŞÜKREDİN. Çünkü ni’metlere şükr etmek o ni’meti artırır. Kendisinden kaçmak mümkün olmıyan ve ne zaman geleceği belli olmıyan ÖLÜMÜ ÇOK HATIRLAYIN. KIYAMET GÜNÜNÜ VE O GÜNÜN ŞİDDET VE DEHŞETİNİ DE HATIRLAYIN. Bunları çok hatırlamak, dünyanın geçici ve aldatıcı güzellik ve lezzetlerine, aldanmaktan korur. DÜNYADA, KULLUK VAZİFESİ OLARAK EMREDİLDİĞİN İŞLERE DİKKAT ET. ONLARIN MUHASEBESİNİ YAP.”
Ömer bin Abdülaziz (r.a.) şöyle buyurdu;
-“Sizden öncekilerin kabul ettikleri bilgileri alınız. Onların söylediklerine mıhalif, zıt olanları almayın. Çünkü; ÖNCE GEÇEN BÜYÜKLER SİZDEN DAHA HAYIRLIDIR.”
Ömer bin Abdülaziz hazretleri (r.a.), veliahd Yezid bin Abdülmelik’e şöyle yazdı;
-“Bismillahırrahmanırrahim. Mü’minlerin emiri Ömer bin Abdülaziz’den, Yezid bin Abdülmalik’e. Sana selam eder ve sana kandisinden başka ilah olmayan Allah-u Teâlâ’ya hamdimi bildiririm. Ben hastayım. Ağrı ve sızıya tutuldum. Buna rağmen üzerime aldığım işlerden mes’ülüm. Allah-u teâlâ yarın beni bunlardan hesaba çekecek, orada yaptıklarımı gizliyemiyeceğim. Eğer Rabbim, benden razı olursa, ancak orada zelil ve hakir olmaktan kurtulurum. Eğer benden razı olmazsa, yazık bana. O zaman benim halim nasıl olur. Allah-u Teâlâ bizi, yüce rahmetiyle CEHENNEMDEN MUHAFAZA BUYURUP, RIZASINA KAVUŞTURSUN. Bu bakımdan sana Allah-u Teâlâ’dan korkmanı, haram kıldığı şeylerden sakınmayı tavsiye ederim. İNSANLAR HAKKINDA ALLAH-U TEÂLÂ’DAN KORK, ZULÜM VE HAKSIZLIKTAN UZAK DUR.”
-“En güzel söz Allah-u Teâlâ’ya Hamdetmek (Elhamdülillah demek) ve O’nu anmaktır. KİM CENNETİ SEVİYORSA, CEHENNEMDEN KAÇAR. Şimdi ecel gelmedeni, ameller sona ermeden, Allah-u Teâlâ insanları ve cinleri hesaba çekmek için huzuruna getirmeden önce, tövbeyi fırsat bilmeli ve af ve mağfirete kavuşmayı kazanç bilmelidir.”
-“Kıyamette, hesab gününde, mazeret kabûl edilmez. O ZAMAN GİZLİ ŞEYLER ORTAYA ÇIKARILIR. HERKES BAŞININ ÇARESİNİ ARAR. İnsanlar, amelleriyle gelirler. Herkesin amellerine göre durumu ayrı ayrıdır o gün dünyada, Allah-u Teâlâ ve Resûlünün (Sallallahu aleyhi ve selem) emirlerine uyup, yasaklarından uzak kalmış olanlara ne mutlu. Dünyada Allah-u Teâlâ’ya isyan ederek ahrette göçenlere o gün çok yazık. Onların o gün çok acınacak halleri var. Allah-u Teâlâ seni, zenginliklerle imtihan ederse, ONDA ORTA YOLU TUT. Onu Allah-u Teâlâ’nın rızasına uygun, yerlere sarfet, ondan fakirleri de faydalandır. Allah-u Teâlâ’nın emri olan zekatını ver. SAKIN ÖVÜNME. KENDİNİ BEĞENME, KENDİNİ BAŞKALRINDAN ÜSTÜN GÖRME.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ömer Bin Abdülaziz (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Abdullah bin Mübârek (Radiyallah-u anh)- 2
20 Şubat 2009Kalecik (kelehi) köyü civarı Nusaybin
Abdullah bin mübârek (Radiyallah-u anh)- 2
Takvası (haramlardan kaçması) çok fazla idi. Bir defasında yolda bir yerde konakladı. İyi bir atı vardı. Kendisi namazda iken atı başkasına ait otlaktan yedi. Namazı bitirince atı otlak sahibine hediye edip, yaya olarak yoluna devam etti.
Hakkında söylenenler;
İbn-i Hibban (r.a.);
-“O’nda kendi zamanında, ilim ehlinden hiç bir kimsede bir araya toplanmamış olan güzellikler vardır.”
İsmail İbn-i İyas (r.a.);
-Yeryüzünde Abdullah bin Mübarek gibisi yoktur. Allah-u Teâlâ yarattığı her güzel hasletten O’na da vermiştir.”
Abdullah bin Mübârek (r.a.) in talabelerinden el-Fedl İbn-i Musa (r.a.) ve Muhalled İbn-i Hüseyn (r.a.) ve başkaları bir araya geldiler;
-“Haydi İbn’ül-Mübârek (r.a.) in güzel sıfatlarını sayalım.” Dediler.
Sonra hepsi de;
-“O ilmi,edebi, fıkhı, nahvi, lügati, şiiri, fesahati, zühdü, vera’ı, insafı, gece kalkmayı, haccı, gazâyı, biniciliği, kahramanlığı ve faydasız konuşmayı terk etmeyi, arkadaşlarına muhalefet etmemeyi bir arada toplamıştır.” Dediler.
Abbas İbn-i Mus’ab (r.a.) da ilave ederek;
-“Hadis, fıkhı, Arapçayı, şecaati, ticareti, cömertlik ve yanlarında yokken, arkadaşlarına muhabbeti bir araya getirmiştir.” Demiştir.
Abdullah İbn-i Muhammed-Addafif (r.a.);
-“Ben İbn-ül Mübârek (r.a.) i dinledim. O BİZE GÖRE İNSANLARIN EN YÜCESİ VE ONLARIN İÇİNDE KENDİ ZAMANINDAKİ İHTİLAFLARI EN İYİ BİLENDİR.”
Şuayb İbn-i Harb (r.a.);
-“Abdullah İbn’ül-Mübârek (r.a.) le kim karşılaşırsa, şeref kazanır. Çünkü o, zamanındakilerin hepsinden üstün vasıflara sahib bir insandır.”
Süfyan-i Servi (r.a.);
-“Bütün ömründe, tek bir sene Abdullah bin Mübârek (r.a.) gibi olmayı arzu ederim. Maalesef, üç gün bile öylesine geçim yetmez.”
Yahya İbn-i Main (r.a.);
-“Abdullah bin Mübârek zeki, iyi tesbit edici, güvenilir (sika) hadisleri sahih olan bir âlimdir. Rivayet ettiği yazılı hadisleri yirmi veya yirmibir bindir.” Demişlerdir.
İslâm âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Mübârek (Radiyallah-u anhu) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Abdullah bin Amr bin Âs (Radiyallah-u Anhu);
29 Nisan 2009Bore Beşire Mecido Girnavas mevki-i Nuasaybin
Abdullah bin Amr bin Âs (Radiyallah-u Anhu);
Eshab-i Kiramın büyüklerinden Amr bin Âs (r.a.) ın oğlu babasından önce iman etmekle şereflendi.
Adı Abdullah bin Amr bin Âs bin Vail bin Haşim bin Said bin Sehm bin Amr bin Haris bin Ka’b bin Lüey el-Kureyşidir.
Müslüman olmadan önce adı Âs idi. Peygamberimiz (s.a.v.) Abdullah olarak değiştirdi. Künyesi, Ebû Muhammed ve Ebû Abdurrahman’dır.
Annesi, Râite binti Münebbih bin Haccac bin Âmir bin Huzeyfe bin Sa’d bin Zehm’dir. Hanımı Peygamber Efendimiz (s.a.v.) in amcası oğlu, Abdullah bin Abbas (r.a.) kızı Umre (r.anha) idi. O Salih hanımdan oğlu Muhammed dünyaya geldi.
Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) babası Amr bin Âs (r.a.) dan 12 (oniki) yaş küçüktü. Yaklaşık 100 yaşında iken 65 (M. 684) yılında Şam’da vefat etmiştir.
Vefat tarihi ve yeri hakkında değişik rivayetler bulunup, Mekke, Tâif, Filistin ve Mısır’da da denilmiştir.
Eshab-i Kiram (r.anhüm) arasında büyük âlim, ibadet ve zühdü çok olan bir zatdı. Kur’an-i Kerim’in tamamını ezberleyen hafızlardandı.
Resulullah Efendimiz (s.a.v.) den çok hadis-i rivayet etmiştir. Ömrünün tamamını ibadet yapmakla geçitmiştir.
Gece sabahlara kadar namaz kılar, gündüzleri de oruç tutardı. Kur’an-i Kerim’i, çok okurdu. Hatta o kadar ki, geceleri lambayı söndürür, daima ağlardı. Ağlamaktan gözleri hastalanmış, ömrünün sonuna doğru görmez olmuştu.
Annesi, Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.) için göz ilacı ve sürme yapar, o’na verirdi.
Abdullah bin Amr bin Âs (r.a.), Bedir ve Uhud harbinden başka bütün harplerde Hazret-i Peygamberimiz (s.a.v.) in yanında bulunmuştur.
İlk iki harbe, yaşının küçük olması sebebiyle katılmadı. Peygamberimiz (s.a.v.) zamanında bir çok gazâlara ve seriyyelere süvari olarak katıldı.
Son derece cömert olduğundan eline geçen her şeyi, hemen dağıtır ve herkesi memnun ederdi.
Katıldığı harplar hakkında, açıklayıcı geniş bilgi bulunmamakla beraber, bir çok Hadis-i Şerif’te, onun harbe katılacak askerleri ta’lim ile harbe hazırlamak gibi mühim vazifeleri ifâ ettiği anlaşılmaktadır.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Abdullah bin Amr bin Âs (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu)- 10
05 Mayıs 2009Asma (ŞAPİRZEN)
Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu)- 10
Ebû Hureyre (r.a.) rivayet ettiği Hadis-i Şeriflerden bir kısmı şunlardır;
-“Allah-u Teâlâ bir kulunu sevdiği vakit Cibril’e, Allah filanı seviyor. O’nu sen de sev, diye emreder. Cibril’de onu sever ve ehli semaya (meleklere) Allah filanı seviyor, siz de onu seviniz, diye seslenir. Bunun üzerine melekler o kimseyi severler. Sonra da yeryüzünde (insanlar arasında) onun sevgisi kalblerde yerleşir.”
-“Müslümanın Müslüman üzerinde hakkı beştir; Bunlar,”
-“1-Selâm almak,
-“2-Hastayı ziyaret etmek,
-“3-Cenazeyi teşyi etmek,
-“4-Davete icabet eylemek (kabul edip, gitmek),
-“5-Aksırana “Yerhamükellah” Allah sana rahmet etsin, demek.”
-“Birbirinize Hased etmeyiniz. Alış verişte birbirinizi aldatmayınız. Birbirinize dargın durmayınız ve birbirinizden yüz çevirmeyiniz. Birinizin bitmek üzere olan pazarlığını bozmayınız. Allah’ın kulları kardeş olunuz. Müslüman müslümanın kardeşidir; O’na zülmetmez, o’nu yardımsiz bırakmaz, o’na hor bakmaz.”
Resul-i Ekrem (Sallallayhu aleyhi ve selem) üç defa göğsünü işaret buyurarak;
-“Takva işte buradadır. Bir kimsenin şerir olması için Müslüman kardeşini hor görmesi kâfidir. Müslümanın müslümana kanı, malı, ırzı haramdır.” Buyurdu.
-“Ramazan ayı gelince Cennet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.”
-“İnsanların Cennete girmelerine en çok yardımcı olan, takva, Allah korkusu ve güzel ahlaktır.”
-“Kadın elbisesi giyen erkeğe ve erkek elbisesi giyen kadın’a la’net olsun.”
-“Allah-u Teâlâ, kulum farzları yapmakla bana yaklaştığı gibi başka şeyle yaklaşamaz. Kulum nafile ibadetleri yapınca, onu çok severim. Öyle olur ki, benimle işitir, benimle görür, benimle her şeyi tutar. Benimle yürür, benden her ne isterse veririm. Bana sığınınca, onu korurum. Buyurdu.”
-“Bir zaman gelir ki, Müslümanlar birbirlerinden ayrılır, parçalanırlar. Şeraiti bırakıp kendi düşüncelerine, görüşlerine uyarlar. Kur’an-i Kerimi mizmarlardan, yani çalgılardan, şarkı gibi okurlar. Allah için değil keyf için okurlar. Allah-u Teâlâ bunlara la’net eder. Azab verir.”
Ebû Hureyre (r.a.) nin şöyle dediği rivayet edilmiştir.
Biri;
-“Ey Allah’ın Resulü, kime iyilik edeyim?” diye sordu.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);
-“Annene.” Buyurdu.
Sonra;
-“Kime?” diye sordu.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve selem);
-“Annene.” buyurdu.
Sonra;
-“Kime?” diye sordu.
Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem);
-“Babana.” Buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Hureyre (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 16
18 Haziran 2009Sevr mağarası yolu (Mekke)
Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anh)- 16
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Susmayı tercih et sadece hayır söyle, bu şeytanı senden uzaklaştırır dine uymakta sana yardımcı olur.” Buyurdu.
Ben;
-“Biraz daha Ya resulallah.” Dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi vesellem);
-“Cihad et, çünkü cihad ümmetimin zühdü’dür.” Buyurdu.
Ben;
-“Biraz daha Ya resulallah.” Dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Miskinleri (fakirleri) sev onlarla bulun.” Buyurdu.
Ben;
-“Biraz daha Ya Resulallah.” Dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Kendinden aşağı olanlara bak, senden üstün olanlara bakma, çünkü içinde bulunduğun hal senin için ni’mettir.” Buyurdu.
Ben;
-“Biraz daha Ya Resulallah.” Dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Akrabanı ziyaret et, onlar seni ziyaret etmeselerde.” Buyurdu.
Ben;
-“Biraz daha Ya Resulallah.” Dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Allah-u Teâlâ’ya itaat et, kınayanların kınamasına aldırma.” Buyurdu.
Ben;
-“Biraz daha Ya Resulallah.” Dedim.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);
-“Acı da olsa Hakkı söyle.” Buyurdu.
Ben biraz daha istedim.”
Sonra da elini göğsüme koydu ve şöyle buyurdu;
-“Tedbir almak gibi akıllılık yoktur. Haramlardan el çekmek gibi vera yoktur. Güzel ahlak gibi de soyluluk yoktur.” Buyurdu.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ebû Zer Ğıfâri (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu
Ammar bin Yâser (Radiyallah-u anh)- 4
07 Temmuz 2009Revda-i Muttahhara (Medine-i Münevvere)
Ammar bin Yâser (Radiyallah-u anh)- 4
Gayet beliğ (açık) ve veciz hitabete sahipdi. Namazına çok dikkat ederdi. Hiçbir namazını kazaya bırakmazdı.
Öyle ki,
Bir gün su bulunmayan yerde gusül abdesti almak icab edince, yerlerde sürünerek Teyemmüm yapmış ve namazını edâ etmiştir.
Fitne ve fesaddan çok sakınmasına rağmen kendisini fitne ve fesadın içinde bulmuştur.
Kİ, BU DA İLAHİ BİR İMTİHANDIR.
Ammâr bin Yâser (r.a.), Hadis-i şerifleri en doğru bilenler arasında sayılmaktadır.
Şöhretini dünyaya düşkün olmamasına ve haramlardan sakınmasına, insanlar üzerinde bıraktığı itimada, dâvâsına sadakatle bağlılığına borçudur.
Hazet-i Ammâr (r.a.), uzun boylu, buğday tenli, aksakallı idi. Başının tepesi saçsız NUR YÜZLÜ bir zât idi.
Sahabe ve tabi-inden bazısı Ammâr (r.a.) dan hadis-i şerif rivayet etti. Hazret-i Ali (r.a.), İbn-i Abbas (r.a.), Oğlu Muhammed (r.a.) bunlardandır.
İbn-i Abbas (r.a.) ın rivayetine göre;
-“Hiç (evvelce) küfürlü ölü olup, (sonra) kendisini hidayetle diriltiğimiz ve ona insanlar arasında da bir nur (iman) verdiğimiz kimse; karanlıklar içinde (küfürde) kalmış olan ve ondan bir türlü çıkamayan kimse gibi olur mu?” Ayet-i Celilesinde karşılaştırılan iki kişiden İlki Ammâr bin Yâser (r.a.), İkincis, Ebû Cehl’dir.
Hazret-i Ammâr (r.a.) ın faziletleri çoktur. Hakkında Hadis-i şerifler vardır.
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;
-“Ammâr’a düşman olana Allah-u Teâlâ düşman olur. O’na buğzedene Allah-u Teâlâ buğzeder.”
Yine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;
-“Cennet; Ali, Ammâr, Selman ve Bilal’i şiddetle arzu etmektedir.”
Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;
-“Her Peygamberin seçkin yardımcısı ve yakınları yedidir. Benim ki ONDÖRTTÜR. Bunlar; Hamza, Ca’fer, Ebû Bekir, Ömer, Ali, Hasan, Hüseyin, Abdullah bin Mes’ud, Selman, Ammâr, Ebû Zer, Huzeyfe, Mikdâd ve Bilâl’dır.”
Resul-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) den 62 Hadis-i şerif rivayet etmiştir. Sahih-i Buhari ve Müslüm de 7 Hadis-i vardır.
Ammâr bin Yâser (r.a.) in bilinen çocukları Muhammed bin Ammâr (r.a.) ile Ümmü’l Hakem (r. Anha) adında bir kızıdır. Oğlu Muhammed bin Ammâr bin Yâser (r.a.), hadis ilminde sika (güvenilir sağlam) sayılmaktadır.
İslam âlimleri ansiklopedisi
Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Ammar bin Yâser (Radiyallah-u anhu) nun şefaatına nail eylesin. O’nun yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu