‘Tasavvuf’ olarak etiketlenmiş yazılar

Âişe-i Sıddıka (r.anha) nın yaptırdığı mescid (ten’im)

Feridüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu) nın hayatı – 3

4- Muhtârnâme; Konulara göre tertib edilmiş ve rubailer mecmuasıdır. Elli babtan meydana gelen bu eser, “İkinci Selim” zamanında Türkçeye tercüme edilmiştir.

5- Cevher-üz-Zât; Allah-u Teâlâ’dan başka her şeyin fâni olduğunu konu alan bir eserdir.

6- Eşturnâme,

7- Bülbülnâme,

8- Bisernâme,

9- Haydarnâme,

10- Derya-i Nâme,

11- Leylâ ve Mecnûn

12- Mahmud-u Iyâz,

13- Mahzen-ül-esrâr,

14- Mazhar-üs-sıfat,

15- Miftâh-ül-fütûh,

16- Vuslatnâme,

17- İrsâd-i betân,

18- Velednâme,

19- Hiradnâme,

20- Hayatnâme,

21- Şifa-ül-kulub,

22- Uşşaknâme,

23- Kenz-ül-Esrâr,

24- Kenz-ül-Hakâik,

25-Mazhâr-ül-Asâr,

26- Miracnâme,

27- Misbahnâme,

28- Hüdhüdnâme,

29- Mahfinâme,

30- Kemâlnâme,

31- Tercümet-ül-Ehâdis,

32- Zühnâme,

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Feridüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Âişe-i Sıddıka (radiyallah-u anha) nın yaptırdığı mescid (Ten’im)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nın “Tezkiret-ül-evliyâ” kitabından bazı bölümler;

33- Tezkirat-ül-Evliya; Feriddüddin-i Attâr hazretleri (r.a.) ın yazmış olduğu yegâne “nesir” eserdir.
Bu eserde seksen civarında evliyanın hâl tercümesini, menkıbelerin ve veciz sözlerini yazmıştır. Feridüddin-i Attâr hazretleri (r.a.), bu eseri yazarken, Şerh-ül-kalb, Keşf-ül-esrâr, Marifet-ün-nefs, Tabakat-üs-sufiyye, Hilyet-ül-evliya ve keşf-ül-mahcub’dan faydalanmıştır.

Aslı Farisi olan bu eser, Türkçeye, Fransızcaya, Arabça’ya çeşitli zamanlarda çevrilmiştir. Eser tasavvuf tarihi bakımından çok önemli, tasavvufi hayatın gelişmesini tesbit yönünden de çok değerli bir eserdir.

Ferid-üddin-i Attâr hazretleri (r.a.), bu eserin önsözünde şöyle demektedir;

-“Lütfi bol, ikrâmi çok olan yüce Rabbime hamd, âlemlerin efendisi Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve selem) ve Eshâbına dünya durdukça salat-ü selam olsun.”

Âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler hâriç, evliyanın sözlerinden daha değerli hiçbir söz yoktur. Çünkü o sözlerde Rabbâni te’sir vardır. Bu yüzden onların sözlerini insanların duyması ve bu sözlerin bir eserde seneler boyunca okunması için bu eseri yazdım. Ayrıca hâl tercümelerini ve sözlerini yazdığım zâtların, yarın kıyamet gününde bana bu vesile ile şefâat edeceklerini düşündüm.”

Tezkiret-ül-evliyâ’dan bazı bölümler;

-“Şâkik-i Belhi (r.a.) buyurdu ki;

-“Allah-u Teâlâ’nın azabından korkmanın alâmetleri, haramları terk etmektir. Allah-u teâlâ’nın rahmetinden ümidli olmanın alâmeti de çok ibâdet etmektir.”

Yusuf bin Esbât (r.a.) buyurdu ki;

-“Alçak gönüllü olmanın alâmetleri şunlardır;
-“Söyleyen kim olursa olsun, hak sözü kabul etmek, Fakir garib olan kimselere de yumuşaklıkla muâmele etmek. Rütbe itibariyle küçük olanlara şefkatlı olmak. Kendisine karşı yapılan hatâ ve kusurlara tahammül edip, öfkelenince sabretmek, her ân Allah-u teâlâ’yı hatırlamak. Zenginlere karşı vekârlı olmak ve Cenâb-i Haktan gelen her şeye rıza göstermektir.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Kaynaklar;

(Feridüddin-i Attâr (r.a.) nın “Tezkiret-ül-evliyâ ” kitabından alınmıştır)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Feridüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Âişe-i Sıddıka (radiyallah-u anha) nın yaptırdığı mescid (Ten’im)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nın “Tezkiret-ül-evliyâ “ kitabından bazı bölümler -2

-“Abdullah bin Hubeyk (r.a.) buyurdu ki;

-“En fâideli korku, insanı günahlardan ve kötülüklerinden alıkoyanıdır. İnsana, bşuna geçen ömrü için üzülmek yaraşır. Kalan ömrünü de iyi kıymetlendirmesi lazımdır.”

Ahmed bin Âsım Antaki (r.a.) buyurdu ki;

-“Kalbin manevi hastalıklardan muhafazası için şunlara dikkat etmek lazımdır.”

1- Ahlakı güzel olanlarla oturmak.
2- Kur’an-i kerim okumaya devam etmek.
3- Fazla yemek yememek,
4- Gece namazlarına devâm etmek,
5- Seher vaktinde Allah-u Teâlâ’ya yalvarmak, istiğfar etmek (Allah-u teâlâ’dan af ve mağfiretini istemek).”

Ahmed bin Ebi’l-Havâri (r.a.) buyurdu ki;

-“Kalbinde bir Katılaşma gürdüğünde, Salihlerle sohbet et, onlarla berâber bulun, yemeği azalt, nefsinin isteklerini yapma ve onu sıkıntılara alıştır.”

Fudayl bin İyâd (r.a.) buyurdu ki;

-“Üç şey kalbi öldürür.
Bunlar;
1. Çok yemek,
2-Çok uyumak,
3- Çok yemek.”

Muhammed bin Vasi (r.a.) buyurdu ki;

-“Sadık ve hakiki mü’min olmak için, Allah-u Teâlâ’dan korku ve ümidin beraber olması lazımdır.”

Rabia-i Adeviye (r.anha) şöyle duâ ederdi.;

-“Ya Rabbi, dünyada, bana neyi takdir etmiş isen, onların hepsini düşmanlarıma ver. Ahrette benim için hangi ni’metleri ihsan etmeyi takdir  etmişisen, onları da dostlarıma ver. Ben, sadece seni istiyorum.Ya Rabbi, eğer sana ibâdet etmem cehennem korkusu için ise, beni Cehenneme at. Eğer Cennete girmek ümidi ile ibadet ediyor isem, Cennetini bana yasak eyle, Eğer, sırf senin rızan için ibâdet ediyor isem, o  halde bâki olan cemâlın ile müşerref eyle.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

(Kaynaklar)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nın “Tezkiret-ül-evliyâ “ kitabından alınmıştır

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Feridüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu


Mescid-i Âişe-i Sıddık (radiyallah-u anha) nin yaptirdiği mescit (Tenim)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nın “Tezkiret-ül-evliyâ” kitabından bazı bölümler -3

Süfyân-i Servi (r.a.) buyurdu ki;

-“Büyük bir kalabalık, bir yere toplansa ve biri;

-“İçinizden akşama kadar kim yaşıyacak bilsin.” Dense, kimse bilemez. İşin şaşılacak tarafı şurasıdır ki, eğer o kimselere;

“Öyleyse, ölüm için gerekli hazırlığı yapan ayağa kalksın.” Dense, kimse ayağa kalkamaz. Bu gafletten kurtulmağa çalışmalıdır.”

Şöyle anlatılır;

-“Cüneyd-i Bağdad’ı (r.a.) yedi yaşında idi. Mektebden gelince, babasını ağlıyor görüp sordu.

Babası da;

-“Bügun zekat olarak dayın Sırrı-yi Sekâti (r.a.) ye birkaç gümüş göndermiştim. Almamış, Kıymetli ömrümü, Allah adamlarının beğenip almadığı gümüşler için geçirmiş olduğuma ağlıyorum.” Dedi.

Cüneyd-i Bağdadi (r.a.);

-“Babacığım, o parayı ver. Ben götüreyim” deyip dayısına gitti..

Kapıyı çaldı dayısı;

-“Kim o?” diye sorunca.

Cüneyd (r.a.);

-“Ben Cüneydim dayıcığım kapıyı aç ve babamın zekatı olan bu gümüşleri al!” dedi.

Dayısı;

-“Almam” deyince

Cüneyd (r.a.);

-“Adl edip babama emir eden ve ihsan edip, seni serbest bırakan Allah-u Teâlâ için al!” dedi.

Sırrı-yı Sekâti hazretleri (r.a.);

-“Allah babana ne emr etti ve bana ne ihsan etti?” diye sorunca

Cüneyd (r.a.);

-“Allah babamı zengin yapıp, zekât vermesini emr etmekle adâlet eyledi. Seni de fakir yapıp, zekâtı kabul etmek ve etmemek arasında serbest bırakmakla ihsan eyledi” dedi.

Bu söz Sırrı-yı Sekâti hazretleri (r.a.) nin hoşuna gidip;

-“Oğlum! Gümüşleri kabul etmeden önce, seni kabul ettim” dedi. Kapıyı açıp parayı aldı.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

(Kaynaklar)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nın “Tezkiret-ül-evliyâ” kitabından alınmıştır

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Feridüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Osmanlılar zamanında yapılan Tren garı (Medine-i Münevvere)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nınTezkiret-ül-evliyâ” kitabından bazı bölümler -4

Şöyle anlatılır;

İbrahim bin Edhem hazretleri (r.a.) ne;

-“Falan yerde bir genç var. Gece gündüz ibâdet ediyor. Vecde gelip kendinden geçiyor” dediler.

İbrahim bin Edhem (r.a.) gencin yanına gidip, üç gün misafir kaldı. Dikkat eti, söylediklerinden daha çok şeyler gördü. Kendinden soğuk, halsız, habersiz, gencin ise, böyle uykusuz ve gayretli haline şaşıp kaldı. Genci şeytan aldatmış mıdır, yoksa halis ve doğru mudur anlamak istiyordu.

Gencin yediğine dikkat etti. Lokması helâl değildi.

-“Allah-u Ekber, bu halleri hep şeytandandır.” Deyip,

Genci evine da’vet etti.

Kendi lokmalarından bir tane yedirince, gencin hâli değişip, o aşkı, o arzusu, o gayreti kalmadı.

Genç İbrahim bin Edhem hazretleri (r.a.) ne sorup;

-“Bana ne yaptın?” deyince

İbrahim bin Edhem hazretleri (r.a.);

-“Lokmaların helâl’den değildi. Yemek yerken, şeytan da mi’dene giriyordu. O haller şeytan’dan oluyordu. Helâl lokma yiyince, şeytan mi’dene giremedi. Asıl, doğru hâlin meydana çıktı.” Dedi.

Zunnûn-i Mısrı (r.a.) buyuruyor ki;

-“Kalbin kararmasının dört alâmeti vardır;”

1- İbadetin tadını duymaz,
2- Allah korkusu, hatırına gelmez,
3- Gördüklerinden ibret almaz,
4- Okuduklarını, öğrendiklerini anlamaz, kavrıyamaz.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

(Kaynaklar)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nın“Tezkiret-ül-evliyâ” kitabından alınmıştır

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Feridüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Osmanlılar zamanında yapılan Tren Garı (Medine-i Münevvere)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nın“Tezkiret-ül-evliyâ” kitabından bazı bölümler -5

Ebû Bekr Verrâk (r.a.) buyuruyor ki;

-“Allah-u Teâlâ kulundan sekiz şey ister;

1- Kalbin, Allah-u teâlâ’nın evine hürmet,
2- Yaratıklarına şefkât etmesi.
3- Lisânın, Kelime-i tevhidi söyleyip,
4- Yaratıklara yumuşaklıkla muâmele etmesi,
5- Bedenin, ibadet ve tâatte bulunup,
6- Mü’minlere yardım etmesi.
7- Huyun Allah-u Teâlâ’nın hükmüne rıza gösterip,
8- Yaratıklarına karşı hâlim-selim olması.”

Ebû Hafs-ı Haddâd buyuruyor ki;

-“Tasavvuf, baştan başa edebdir. Zira her vaktin bir edebi, her makamın bir edebi vardır. Her hâlin de bir edebi vardır. Vakitlerle ilgili edebe riayet edenler (vakitlerini iyi şeylerle geçirenler), veli olan kimselerin makamına ulaşırlar. Edebi terk edenler, Allah-u Teâlâ’ya yakın olduklarını zanettikleri hâlde, O’ndan uzaktırlar. Bazı kullar da vardır ki, kendilerinin zanettiklerinden daha yüksek bir mertebeye sahiptir, daha sevgilidirler.”

Ebû Osman Hayrı (r.a.) buyuruyor ki;

-“Dünyayı sevmek, Allah sevgisini kalbden götürür. Allah-u Teâlâ’dan başkasından korkmak, Allah korkusunu kalbden çıkarır. Allah’tan başkasından istemek, Allah-u Teâlâ’ya olan ümidi kalbden uzaklaştırır.

Ebû Turab Nahşebi (r.a.) Buyuruyor ki;

-“Şu dört şeyi dört yerde sarf edersen, cenneti kazanırsın;

1- Uykuyu kabirde,
2- Rahatı sırat köprüsünde,
3- İftiharı (öğünmeyi) mizanda,
4- Nefsi arzularını cennette.”

Fethi Musuli (r.a.) buyuruyor ki;

-“Mârifet sahibleri şunlardır ki; konuşunca Allah-u Teâlâ’dan konuşurlar. Amel edince Allah için ederler, bir şey isteyince de Allah-u Teâlâ’dan isterler.”

Hamdûn-i Kasar buyuruyor ki;

-“Kendinde bulunduğu zaman gizli kalmasını istediğin bir şeyi başka birinde görürsen ifşa etme.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

(Kaynaklar)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nın“Tezkiret-ül-evliyâ” kitabından alınmıştır

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Feridüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Osmanlılar zamanında yapılan Tren Garı (Medine-i Münevvere)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nınTezkiret-ül-evliyâ” kitabından bazı bölümler -6

Hâris el-Muhâsibi hazretleri (r.a.) nefsini devamlı hesaba çeker, onun kötülüklere meyletmemesi için elinden geleni yapardı. O bu hususta der ki;

-“Nefsini hesba çekenlerin bir takım güzel hususiyetleri vardır. Onlar bu hasletleri sebebiyle yüksek derecelere kavuşmuşlardır. Onlara göre, insan azmedip, nefsinin arzu ve isteklerine uymazsa, manevi yönden ilerlemesi mümkündür.”

-”Şu hasletleri elde etmeğe çalışan faidelerini görür;”

1- Doğru ve yalan yere yemin etmemek.
2- Yalan söylememek.
3- Verdiği sözde durmak.
4- La’net etmemek.
5- Kimseye bedduâ etmemek.
6- Allahu teâlâ’nın rızası için sabırlı ve tahammüllü olmak.
7- Haramlardan sakınmak.
8- Kendisini başkasından büyük görmemek.
9- Kimsenin kalbini kırmamak.
10- Gelen belâ ve musibetlere sabretmek.
11- Allah-u Teâlâ’nın emirlerini yerine getirmek.

İbrahim-i Havas (r.a.) buyuryor ki;

-“Kalbin ilacı beştir.

1- Kur’an-i kerim okumak ve Kur’an-i kerim’e bakmak,
2- Mideyi boş tutmak,
3- Gece kalkıp ibadet etmek,
4- Seher vaktinde ağlayıp sızlamak
5- Ve iyilerle berâber bulunmaktır.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

(Kaynaklar)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nınTezkiret-ül-evliyâ” kitabından alınmıştır

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Feridüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Osmanlılar zamanında yapılmış olan Tren Garı (Medine-i Münevvere)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nınTezkiret-ül-evliyâ” kitabından bazı bölümler -7

Sırrı-yi Sekâti (r.a.) şöyle vasiyet ediyor;

-“Gençler! Gençliğin kıymetini biliniz. Güç kuvvet elde iken, çok ibadet ediniz. Bizlerden (yaşlılardan) ibret alınız da zayıf ve güçsüz duruma düşmeden evvel çok ibâdet yapınız.(O bu sözleri söylerken, gençlerden çok daha ibâdet ediyordu.)”

Şâh Şücâ! Kirmâni (r.a.) şöyle buyuruyor;

-“Gözünü harama bakmaktan, nefsini isteklerden koruyup, kalbini devâmlı murakabe, bedenini sünnete uygun amellerle ma’mur edenin firasetinde hiç hata olmaz.”

Zünnun-i Mısrı (r.a.) buyuruyor ki;

-“Her azâ’nın tövbesi v ardır. Kalb ve gönülün tövbesi, şehveti terk etmektir. Gözün tçvbesi, harama bakmamaktır. Dilin tövbesi, fenâ söz söylemekten, gıybet etmekten çekinmektir. Kulağın tövbesi, kötü sözleri dinlememektir. Ayağın tövbesi, haram yerlere gitmekten kendini korumaktır.”

Zünnun-i Mısrı (r.a.) ye;

-“Kul hangi sebeple cennete girer?” diye sorulunca

Buyurdular ki;

-“Beş şey ile. Eğrilik bulunmayan doğruluk, gevşeklik bulunmayan bir gayret, gizli-aşikâr Allah-u Teâlâ’yı anmak (murakabe etmek), yol hazırlığını yapıp, ölüme hazırlanarak ölümü beklemek, hesabe çekilmeden önce kendini hesabe çekmek.”

Ebû Abdullah-i Turugbadi (r.a.) buyuruyor ki;

-“Allah-u Teâlâ, kendisinin bilinip tanınmasına yarayan marifetlerden bir miktarını her kuluna vermiştir. Ayrıca her kuluna ihsan etmiş olduğu marifetin karşılığı kadar da, dert ve sıkıntı vermektedir. Ni’met olarak bahsedilen bu marifet sıkıntılara tahammül etmesinde ona yardımcı olur.”

Ebû Ali Cürcâni (r.a.) buyurdu ki;

-“Allah-u Teâlâ’nın beğendiği işleri kolayca yapabilmesi, sünnete göre hareket etmesi, Salih kimseleri sevmesi, eş-dost ile güzel geçinmesi, Allah-u Teâlâ’nın rızası için insanlara iyilik yapması, Müslümanların işlerini görmesi ve vakitlerini Allah-u Teâlâ’nın dinine hizmetle geçirmesi, kul için saâdet alâmetlerindendir.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

(Kaynaklar)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nınTezkiret-ül-evliyâ” kitabından alınmıştır

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Feridüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Osmanlılar zamanında yaptırılan Tren Garı istasyonundan kalan bir vagon

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nınTezkiret-ül-evliyâ” kitabından bazı bölümler -8

Ebû Ali Sakâfi (r.a.) buyuruyor ki;

-“Sağlam bir dal, ancak sağlam bir kökten çıkar. Şimdi hareketlerin sıhhatlı ve sünnet üzere olmasını isteyen kimse, önce kalbindeki ihlası, sıhhatlı hâle getirmelidir. Zira zâhir amellerdeki sıhhat, bâtın amellerdeki sıhhattan hasıl olur.”

Ebû Bekr Kettani (r.a.) şöyle buyuruyor ki;

-“İstiğfar tövbedir. Tövbe şu altı şeyi ihtiva eder. Yaptığına pişman olmak. Bir daha günah işlemiyeceğine azm etmek. Kaçırdığı farzları yerine getirmek. Üzerinde olan hakları sahiplerine vermek. Haramdan hâsıl olan vücûddaki fazlalıkları atmak. Bedene, günahın tadını tattığı gibi, ibâdet zevkini tattırmak.”

Ebû Bekr-i şibli (r.a.) buyurdu ki;

-“Muhabbet davasında bulunup da başkası ile meşgül olan, dost ile alay etmiş olur. Muhabbet makamında iş oraya varır ki, kendinden bile habersiz olur ve Hâk ile bekâya kavuşur. Zira O’ndan başkasının muhabbeti kalbde olursa, tevhid ve muhabbet sırrı gönül tahtasına yazılmaz.”

Ebû Bekr vâsiti (r.a.) buyuruyor ki;

-“İnsanlar üç sınıftır;”
-“İlk sınıfa, Allah-u Teâlâ hidayet nurları ihsan etmiştir. Bundan dolayı bunlar; küfr, şirk ve nifaktan uzaktırlar.”
-“İkinci sınıfa; Allah-u Teâlâ inâyet nurları ihsan etmiştir. Bunlar ise büyük ve küçük günahları işlemezler.”
-“Üçüncü sınıfa da Allah-u Teâlâ gaflet ehline has hareketleri yapmamayı ihsan etmiştir.”

Ebû Hasen bin Sâi (r.a.) şöyle buyuruyor;

-“Ma’rifet; her durumda kulun Allah-u Teâlâ’nın vermiş olduğu ni’metlere şükretmede âciz olduğunu, genç ve kuvvetli olduğu zamanlarda zayif olduğunu bilmesidir.”

Ebü’l Hasen Bûşenci (r.a.) buyuruyor ki;

-“Nefsini zelil kılan kimseyi, Allah-u Teâlâ aziz kılar ve derecesini yüksek eyler. Nefsini bir şey zaneden kimseyi, Allah-u Teâlâ zelil eder.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

(Kaynaklar)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nınTezkiret-ül-evliyâ” kitabından alınmıştır

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Feridüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Osmanlılar zamanında yapılan Tren Garın bahçesi (Medine-i Münevvere)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nınTezkiret-ül-evliyâ” kitabından bazı bölümler -9

Ebü’l-Hayr Aktâ (r.a.) buyuruyor ki;

-“Kalbin iman ile dolu olmasının alâmeti, bütün Müslümanlara şefkat etmek, onların dertleri ile dertlenmek, işlerinde onlara yardımcı olmaktır. Nifak dolu kalbin alâmeti, kin, hased ve düşmanlıktır”

Ebû Muhammed-i Ceriri (r.a.) buyuruyor ki;

-“Nefsine aldanan, şehevi duygularına esir olur. Hevâi arzularının zindanına kapatılır ve o kulun kalbi faideli işlerden zevk almaz. Kur’an-i kerim’i hergün hatm etse bile, İlâhi kelâmi okumaktaki esas tadı bulamaz. Bunun hâl çâresi, nefsin esaretinden kurtulmayı candan arzu etmektir.

Şöyle anlatılır;

-“Bir gün bir kimse Ebû Osman Mağribi (r.a.) nin yanında bulunuyordu.”

Kendi kendine;

-“Acabâ Ebû Osman (r.a.) nın arzu ettiği bir şey varmıdır?” diye düşündü.

Bu sırada Ebû Osman (r.a.);

-“İhsan edilenler yetmiyormuş gibi, bir de başka şeyler mi arzu edeyim?” buyurdu.”

Yine Ebû Osman Mağribi (r.a.) buyurdu ki;

-“Mecburiyet gibi özür hâli müstesnâ, aç gözlülük ve iştahla zenginlerin yemeğine el uzatan kimse, ebediyen iflâh olmaz.”

Yine Ebû Osman Mağribi (r.a.) buyurdu ki;

-“Her şey zıddı ile bilinir. Bir şeyin zıddı bilinmezse, o şeyi tanımak mümkün değildir. İhlâs sahibleri de, ihlâsın zıddı olan riyayı tanıyıp onu terk ettikten sonra ihlâsı bilebilirler.

Hayr-ün-Nessac (r.a.) şöyle buyurdu;

-“Dünyanın ne değerde olduğunu idrâk eden, ahretten nasibini alır. Dünyaya düşkün olmak, ahreti tanımıyanın kalbini öldürür.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

(Kaynaklar)

Feridüddin-i Attâr (r.a.) nınTezkiret-ül-evliyâ” kitabından alınmıştır

 

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Feridüddin-i Attâr (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı af eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu