‘Tasavvuf’ olarak etiketlenmiş yazılar

12-ali-ramiteni 5

Ali Ramiteni Hazretleri (r.a.) nin mübarek türbeleri

Ali Râmiteni (Radiyallah-u anhu)- 9

Yedinci şart;

-“Allah-u Teâlâ’nın hükmüne rıza göstermek, tevekkül ve tevfiz eylemek, ya’ni dünyadaki şeylerden bir şeyi beğenmeyip, cenab-i Hakkın ihtiyar ve iradesine teslim olmaktır. Havf ve recâ, korku ve ümid arasında yaşamaktır. Zira Allah’tan korkan kimse, günah işlemez. Ayrıca mü’min, ümitsizliğe de düşmez. Allah-u Teâlâ, ümitsizliğe düşmemeyi emretmektedir.”

Sekizinci şart;

-“Salihlerle sohbeti seçmektir. Salihlerle sohbet edildiği takdirde, günahlara perde çekilir, haramlar gözüne kötü görünür.”

Dokuzuncu şart;

-“İyi ve güzel hasletlerle bezenmektir. Bu da, her şeyi yaratan Allah-u Teâlâ’nın ahlakıyla ahlaklanmaktır.”

Çünkü Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem;

-“Allah-u Teâlâ’nın ahlakıyla ahlaklanınız.” Buyurdu.

Onuncu şart;

-“Helal ve temiz lokma yemektir. Bu da farzlardandır.”

Nitekim Allah-u Teâlâ, Bakara suresinin yüzaltmış sekizinci ayet-i kerimesinde meâlen;

-“Yeryüzündekilerden helâl ve temiz olanını yiyiniz.” Buyurmaktadır.

Peygamber efendimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) ise;

-“İbadet on cüz’dür. Dokuzu helâlı taleb etmektir.” Buyurmuştur.

-“Geriye kalan bütün ibadetler bir cüz’dür. Helâl yemeyen kimse, Allah-u Teâlâ’ya itâat etme gücünü kendisinde bulamaz. Helâl yiyen kimse de Allah-u Teâlâ’ya isyankâr olmaz. Helâl ve temiz yer, israf etmez.”

Nitekim Allah-u Teâlâ, A’râf suresinin otuzbirinci ayet-i kerimesinde meâlen;

-“Yiyiniz, içiniz, fakat israf etmeyiniz.” Buyurmaktadır.

-“Aynı zamanda, Besmelesiz kesilenleri de yememelidir. Zira, Allah-u Teâlâ, En’âm suresinin yüzyirmibirinci ayet-i kerimesinde meâlen;

-“Üzerlerine Allah’ın ismi zikredilmeyen (Besmele çekilmeyen) şeyden yemeyiniz.” Buyurmaktadır.

-”Gafillerle beraber oturmamalıdır. Yiyeceği temiz ve Besmele ile yemek pişiren kimselerin yiyeceğini yemelidir. Çünkü bu husus gaflet sebebidir. Allah-u Teâlâ’nın dostları, uygunsuz kişilerin elinden gelen lokmayı, yaradılışlarına layık görmeyerek, yememişlerdir. Allah-u Teâlâ biz ve bütün mü’minleri, helâl ve temiz rızıklarla rızıklandırsın.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin onikincisi olan Ali Râmiteni (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

13- Fuad Yusufoğlu Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.) mübarek kabirleri

Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretlerinin (r.a.) mübarek türbeleri

Muhammed Bâbâ Semmasi (Radiyallah-u anhu);

Hâce Ali Râmiteni hazretlerinin (r.a.) yetiştirdiği evliyanın büyüklerinden. Kendilerine “Silsile-i âliye” denilen büyük İslam âlimlerinin “onüçüncüsüdür.” Râmiten ile Buhârâ arasında bulunan ve Râmiten’e iki kilometre, Buhârâ’ya ise altı kilometre uzaklıkta bulunan Semmâs köyünde doğdu. 755 (M. 1354) de orada vefat etti.

Tasavvuf ilmini büyük âlim Ali Râmiteni (r.a.) den öğrendi. Onun derslerine ve sohbetlerinde yetişip, tasavvuf’da yüksek dereceye ulaştı.

Hocası, kendisinden sonra irşad makamına Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.) yi vekil bıraktı. Diğer talebelerine de, ona tâbi olmalarını vasiyet etti.

Hocasının vefatından sonra irşad makamına geçen Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.), çok talebe yetiştirdi ve içlerinden bir kısmını tasavvuf’da yüksek makamlara kavuşturdu. Bu talebelerinin başında, kendisinden sonra yerine geçen ve ilim deryasında sadef misâli olan Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) gelmektedir.

Bir talebesi de, Şah-i Nakşibend Behâüddin Nakşibendi hazretleri (r.a.) dir. Behâüddin Nakşibendi hazretleri (r.a.) Kasr-i Hindüvan’da doğdu.

Henüz o doğmadan evvel hocası Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.) onun doğduğu yerden geçerken;

-“Bu yerde büyük bir zatın kokusu geliyor. Pek yakında Kasr-i Hindüvan, Kasr-i ârifan olur.” Buyurdu.

Birgün yine oradan geçiyordu;

-“Şimdi o güzel koku daha çok geliyor. Ümid ederim ki, o büyük insan dünyaya gelmiştir.” Buyurdu.

Böyle buyurduğu zaman, Behâüddin-i Buhâri hazretleri (r.a.) doğalı üç gün olmuştu. Dedesi, çocuğun göğsünün üzerine hediye koyup, Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.) ye getirince;

Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.);

-“Bu bizim oğlumuzdur. Biz bunu kabul eyledik.” Buyurup,

Talebelerine de;

-“Kokusunu aldığımız işte bu çocuktur. Zamanının rehberi ve    b i r  t a n e s i olacaktır.” buyurdu.

Sonra halifesi Emir Külâl hazretleri (r.a.) ne, bu çocuğun iyi yetiştirilmesini t e n b i h etti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Muhammed Bâbâ Semmasi (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

13- Fuad Yusufoğlu Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.) mübarek kabirleri

Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) nin mübarek kabirleri

Muhammed Bâbâ Semmâsi (Radiyallah-u anhu)- 2

Behâüddin Buhari hazretleri (r.a.) anlatır;

-“Evlenmek istediğim zaman, büyük babam beni Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) ne gönderdi. Ona gideceğim günün gecesi, içimde gözyaşı ve duâ isteği kabardı. Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.) nin mescidine gidip iki rek’at namaz kıldım.

Ve Allah-u Teâlâ’ya şöyle duâ ettim.

-“İlâhi! Bana, belâlarına tahammül için kuvvet ve aşkın yüzünden doğacak mihnetlere (meşakkat ve sıkıntılara) karşı güç, kuvvet ver!”

Sabahlayin hocamın huzuruna varınca;

-“Bir daha duâ ederken, (-“İlâhi, senin rızan nerede ise, bu kulunu orada bulundur!) diye duâ et! Eğer Allah, dostuna belâ göndrirse, yine inayti ile o belâya sabır ve tahammülü de ihsan eder, Fakat, Allah’tan ne geleceğini bilmeden, belâ ister gibi duâ doğru değildir.” Buyurdu.

-“Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) nin bir gece evvelki hâlimi keşfetmekte kerâmetini anladım ve ona tam bağlandım.”

Yine Behâüddin-i Buhâri hazretleri (r.a.) anlatır;

-“Bir defasında Hocam Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) ile yemek yiyiorduk. Yemek bitince,”

Bana bir ekmek uzatıp;

-“Al, bunu sakla!” buyurdu.

-“Yemek yediğimiz halde, bana bu ekmeği vermesinin hikmetini düşünmeye başlamıştım.”

Bu sırada bana;

-“Faydasız düşüncelerden kalbi muhafaza etmek lazımdır!” buyurdu.

-“Daha sonra yolculuğa çıktık ve bir tanıdığımın evinde misafir olduk. Misafir olduğumuz evin sahibinin sıkıntılı bir halde olduğu görülüyordu.”

Hocam ona;

-“Niye üzülüyorsun?” buyurdu.

Ev sahibi de;

-“Bir kâse sütüm var, fakat ekmeğim yok ki, süte banıp da yiyeyim. O’na üzülüyorum” dedi.

Hocam bana dönüp;

-“İşte acaba ne için ayırıyoruz? Diye düşündüğün ekmek bu iş için idi, var sahibine ver yesin.” Buyurdu.

Devam Edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin onüçüncüsü olan Muhammed Bâbâ Semmâsi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.) mübarek kabirleri

Muhammed Bâbâ Semmâsi (Radiyallah-u anhu)- 3

Ehl-i sünnet âlimlerinin ve evliya’nın en büyüklerinden olan Hâce Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) nin yetiştirdiği, tasavvuf’ta yüksek derecelere kavuşmalarına vesile olduğu yüzlerce evliyâ olup, bunlar içinde dört tanesini kendisine halife eçmiştir.

Bunlardan birincisi Hâce Sufi Suhari,

İkincisi kendi oğlu Hâce Muhammed Semmâsi,

Üçüncüsü Mevlânâ Dânışmend Ali,

Dördüncüsü ve en büyükleri Seyyid Emir Külâl hazretleri dir. (Radiyallah-u anhüm)

İslam âlimleri ansiklopedisi

(Kaynaklar;)

1-Makâmat-i Muhammed Behâeddin Nakşibend (Selâhüddin ibni Mübarek el-Buhâri)
2-Reşahât sah, 78
3-Hadikat-ül-evliya sahy, 44
4-Cami- kerâmat-il-evliya cild,1 sah,144
5-Tam ilmihal Seâdet-i Ebediyye sah; 990
6-Mu’cem-ül-müellifin sah; …
7-Kâmus-ul-a’lâm cild 2 sah, 1412
8-Hadâik-ül-verdiyye sah. 125
9-Mktubat (İmâm-i Rabbâni) cild 3, 123. Mektup
10-Nefât-ül-üns sah. 418
11-Rehber ansiklopedisi cild 16, sah, 33

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin onüçüncüsü olan Muhammed Bâbâ Semmâsi (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14  Fuad Yusufoğlu Seyyid Emir Külâl hazretleri türbeleri

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) inşaat halindeki mübarek türbeleri

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 2

Seyyid Atâ (r.a.) yine Efşene köyüne gelmişti. Bu sırada Seyyid Emir Külâl (r.a.) dört-beş yaşlarına girmişti. Seyyid Atâ hazretleri (r.a.), Efşene köyüne geldiği sırada, çocuklardan bir kısmı sokakta oynuyor, Emir Külâl de oyuna karışmadan kenarda duruyordu.

Seyyid Atâ (r.a.) yi görünce, koşup yanına geldi. O da elinden tutup, beraberce eve gittiler. Evlerine varınca, Seyyid Atâ (r.a.) onu yanına oturtup, kendi sarığını ikiye bölüp, bir kısmını da Seyyid Emir Külâl’in başına sardı.

Ona teveccüh ve himmette bulunup, çok duâ etti. Duâ’sı ve himmeti bereketiyle, tasavvuf hallerinden ve mertebelerden çok ni’metlere kavuşturdu.

Sonra da;

-“Emir Külâl’ın öyle derecelere kavuşacağını müşahade ediyorum ki, onun derecesi, benim derecemden “üstün” olacak.” Buyurdu.

Böylece Emir Külâl (r.a.), henüz küçük yaşında büyük bir evliyanın teveccühüne ve duâsına kavuşmakla şereflendi ve bu saâdetle büyüdü.

Emir Külâl (r.a.) ilk gençlik yıllarında onbeş yaşlarında iken güreşmeye heves etmiş ve bu işle meşgül olmaya başlamıştı.

Birgün güreş meydanına çıkıp dönerken, seyircilerden birinin kalbine şöyle gelir;

-Bu Seyyid çocuk, güreş ile meşgül oluyor, halbuki böyle bir halde bulunmak, kendisinin yüksek değerine ve seyyidlik şerefine uygun değildir.”

Kalbine bu düşüncenin gelmesiyle, oturduğu yerde uyur; ruyada görür ki, kıyamet kopmuş ve kendisi göğsüne kadar bir bataklığa batmıştı. Çıkmaya gücü yoktu. Fakat öteden Emir Külâl hazretleri (r.a.) gelip, elleriyle onu pazusundan tutup, bataklıktan çıkarır. Sonra uykudan uyanınca, görür ki, güreş bitmiştir.

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) Ona dönüp;

-“Senin ru’yanda gördüğün gün için “pehlivanlık” ediyorum. Senin gibi çamura ve bataklığa batmış olanları kuvvet ve himmetle kurtarırım.” Buyurmuştur.

O zat, Emir Külâl hazretleri (r.a.) in ellerine kapanıp tövbe ve istiğfar etmiştir.

Yine gençlik yıllarında birgün, er meydanında güreş tutmakta ve büyük bir kalabalık da onu seyretmekte idi. Zamanın büyük âlimi ve mürşid-i kâmili olan Muhammed Bâbâ Semmâsi (r.a.), o güreşirken tam oradan geçmekte idi. Orada durup, uzun müddet ayakta o’nu seyretti.

Yanında bulunan talabeleri onu seyretmesine şaşıp, kendi kendilerine;

-“Acaba bu işle meşgül olanları seyrtemesinin sebebi nedir?” diuye düşündüler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14- Fuad Yusufoğlu Seyyid Emir Külâl hazretleri

Seyyid Emir Külâl hazretleri inşaat halindeki mübarek türbeleri

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 3

Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.), yanında bulunan talabelerinin kalblerinden geçeni anlayıp buyurdu ki;

-”Çok kimse onun sohbetinin bereketiyle evliyalık konaklarının üstün mertebelerine kavuşacaktır. O’nu bulunduğumuz yola bağlamak istiyorum.”

Onlar böyle konuşurken, Emir Külâl (r.a.) in gözleri Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) ye takıldı. Onu görür görmez, birdenbire kalbı ona tutulup değişiverdi.

Hemen koşup yanına yaklaştı. Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri(r.a.) nin ellerine kapandı. O güne kadar yaptığı bütün hata ve günahlardan eövbe etti ve Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) ye ”sadık” bir talebe oldu.

Bundan sonra, hayatında yeni ve bambaşka bir safha başlamıştı. Hocasının sohbetinden ve hizmetinden hiç ayrılmadı. Yirmi sene sohbetine ve derslerine devam etti.

Her hafta Pazartesi ve Perşembe günleri, Sûhari’den beş fersah (30 km. kadar) uzakta bulunan ve hocasının ikâmet etmekte olduğu Semmâs’a gider gelirdi. Hocasına olan bağlılığı, temizliği, gayreti, ilme olan arzu ve isteği kısa zamanda olgunlaştırdı.

Hocasının derslerinde ve sohbetlerinde kemâle ulaştı. İnsanlara doğru yolu gösteren kıymetli bir rehber oldu. Hocası Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) nin vefatından sonra, onun yerine geçip, irşad vazifesi yaptı.

İnsanların İslâm ahlakı ile ahlaklanmasını, kalbin ve ruhun kötü huylardan kurtulmasını, Allah rızası için güzel iş ve ibadet yapmayı sağlıyan ve bu iş için lazım olan bilgileri öğreten tasavvuf ilminde çok talebe yetiştirdi.

Nakledilir ki;

-“Bir defasında Mekke-i mükerreme’den ve Medine-i Münevvere’den tasavvuf ehli olan kimseler, bir cemâat halinde Buhâra’ya geldiler. Buhâra’da Sühâri köyüne gitmek istediklerini söyleyerek, bu köyü sordular.”

Bunun üzerine kendilerine;

-“Siz nereden geliyorsunuz ve bu köyü niçin soruyorsunuz?” dediler.

Onlar da;

-“Mekke ve medine’den geldiklerini, Sûhari köyünü sormalarından maksadlarının orada ikamet etmekte olan Emir Külâl hazretleri (r.a.) ni ziyaret etmek ve onunla görüşmek olduğunu söylediler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

cimg0108-fuad-yusufoglu-hacer-ul-esved-mekke-i-mukerreme

Hacer-ül-Esved Kâbe-i Şerif

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 16

Bunun üzerine genç dedi ki;

-“Ben Rûm vilatyetindenim ve Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin talebelerindenim. Bizim memleketimizde bir cami yapılıyordu ve bu cami inşâsı ile Seyyid Emir Külâl hazretleri ilgileniyordu. Cami bitince haber vermemizi emretti. Cami tamamlandı, bende haber vermek üzere geldim.” Dedi.

Bunları dinleyince, çok şaşırıp;

-“Nasıl olur? Biz onun talabeleriyiz ve hocamız Rûm diyarına hiç gitmedi.” Dediler.

Gelen genç;

-“Ben de o’unun talabesiyim, hergün arkasında namaz kılarım. Bizim memleketimizde çok talebesi ve tanıyıp seveni vardır.” Dedi.

Oradakiler;

-“Peki girince neden selam vermedin ve giderken neden izin istemedin?” dediklerinde;

Genç;

-“Bunları kalben söyledim.” Dedi

Ayrılırken de;

-“Bizim karşımıza mühim bir iş çıktığı zaman, Emir Külâl hazretleri gelir. Bizim memleketimizde, sizin burada olduğundan daha meşhur ve daha çok tanıyıp sevilmiştir.” Dedi.

Bunları dinleyen talabeleri, Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin Tasavvuf’taki derecesinin yükseklkiğini ve tasarrufunun, çokluğunu görüp, o’na sevgi ve bağlılıkları kat kat artı.

Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin talebelerinden biri, bir gece kendinde bambaşka bir hal hisedip;

-“Hocamın yanına gideyim, bakalım benim hakkımda ne emreder ve ne buyurur?” diye düşündü.

Sonra, Emir Külâl (r.a.) in yanına gitti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14- Fuad Yusufoğlu Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadları ..

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadı şerifleri

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 17

Bu talebesi şöyle anlatmıştır.

-“Gece vakti varıp hocamın odasına girdiğimde, kalabalık bir cemâat vardı. Hayret ettim. Bunlar hiç görmediğim ve tanımadığım kimseler idi. Kalabalıktan oturacak yer kalmamıştı. Herkes başını eğmiş, sesizce oturuyordu. Ben de başka bir yere oturarak başımı yere eğip beklemeğe başladım. Bir müddet böyle durdum. Sonra başımı kaldırıp baktım ki; odada hocam Seyyid Emir Külâl (r.a.) dan başka hiç kimse görünmüyordu.”

Hocam bana bakıp;

-“Sana müjdeler olsun, şimdi sen artık maksada kavuştun, ama bunu gizli tut.” Buyurdu.

Bundan sonra hocama;

-“Burada gördüğüm, sonra da birdenbire kayıbolup görünmez olan zatlar kimler idi?” diye sordum.

Buyurdu ki;

-“B u n l a r     r i c â l – ü l – ğ a y b denilen evliya zatlar idi, Aralarında Hâce gülân ve Abdülhalık ğoncdüvani (r.anhüm) de var idi. Bunlar öyle zatlardır ki, vefatlarından önce ve sonra, Allah-u Teâlâ’nın dinine hizmet ederler. Bugün sen de onların sohbetinden (feyzlerinden) pay aldın.

Muhammed Bâbâ Semmâsi hazretleri (r.a.) nin talebelerinden bir kısmı, Emir Külâl hazretlerine, evliyanın kerametınden sordular.

Buyurdu ki;

-“Evliyanın kerameti haktır. Aklen ve naklen caizdir. Bu hususta evliyadan çok nakiller vardır. Ma’lum ve meşhur olup, hiç şüphe yoktur. Kalbi imân nuruyla aydınlanmış olan herkes, evliyanın kerametine inanır ve bu hususta hiç şüphe etmez. Buna misal çoktur. Süleyman Aleyhis selam’ın veziri Âsaf’ın, Saba melikesi Belkis’ın tahtını bir anda Sana’dan Kudüs’e getirmesi gibi. Bir başka misal, Hazret-i Ömer (r.a.), bir defasında Medine-i Münevvere’de mescid’de, Peygamber efendimiz (s.a.v.) in minberi üzerinde hutbe okuyordu. Bu sırada çok uzaklarda düşmanla cihade çıkmış olan İslâm ordusunun tehlikeli bir durumda olduğunu görüp, ordu kumandanına; (-“Ya Sariye dağa dağa!”) buyurdu. Uzakta olan kumandan Sariyye ve ordusunun erleri, bu sesi duyup dağa çekildi. Düşmanın   t e h l i k e l i h u c u m u n d a n korundu. Bu apaçık bir keramettir. Eğer bir kimse, bu keramet, mucizeden aşağı değil derse, bu yanlıştır. Çünkü hiçbir veli, Peygamber derecesinde olamaz.”

Evliyâ-i kiram buyurmuşlardır ki;

-“Evliyadan meydana gelen keramet, Peygamberlerimizin (s.a.v.) mucizesinden dolayıdır ve Peygamberin Peygamberliğini tasdik eder. Ona tabi olmayı gösterir. Eğer Peygamberler doğru sözlü olmasaydı, evliyanın kerameti de hasıl olmazdı. Çünkü evliya, Nebi’ye tabi olmuştur.”

Bayezid-i Bistami (r.a.) buyurdu ki;

-“Enbiya (Peygamberler), misk ve bal misalidir. Bunlardan bir damla evliyaya geliyor ve evliya’ya gelen bu damladan “misk” yayılıyor.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14- Fuad Yusufoğlu Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadları

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin mübarek markadları

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 18 Vasiyeti;

Emir Külâl hazretleri (r.a.), maraz-ı mevtinde (ölüm hastalığında) bulunduğu sırada talabelerine şöyle vasiyet etti;

-“Ey kıymetli talabelerim! İlim öğrenmekten ve Muhammed Aleyhis selam’ın yoluna tabi olmaktan aslâ ayrılmayınız. Bu mü’min için bütün saâdetlerin ve ni’metlerin vasıtasıdır.”

Bunun için Resulullah Sallallahu aleyhi ve Sellem buyurdu ki;

-“İlim öğrenmek, her Müslüman erkek ve kadına farzdır.”

Yani;

-“Her Müslüman erkeğin ve kadının, kendine lazım olan din bilgilerini öğrenmesi farzdır.”

Bunlar;

-“Sırayla şu bilgilerdir.”

-“1-İman ve itikad bilgileri,”

-“2-Namazla ilgili bilgiler.”

-“3-Oruçla ilgili bilgiler,”

-“4-Zengin ise, zekat ile ilgili bilgiler.

-“5-Eğer zengin ise, hac ile ilgili bilgiler.”

-“6-Ana-baba hakkını öğrenmek. Allah-u Teâlâ’nın kendisinden razı olmasını isteyen, annesinin ve babasının rızasını kazanır.”

Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Allah-u Teâlâ’nın rızası, ana-baba’nın rızasını kazanmakla elde edilir.” Buyurdu.

-“Bu bakımdan, anne-baba’nın hakkını gözetmek mühimdir.”

-“7-Sıla-i rahm; (akrabayı ziyaret).”

-“8-Komşu hakkını gözetmek.”

-“9-Lazım olan aliş-veriş bilgilerini öğrenmek,”

-“10-Helâli ve haramları öğrenmek lazımdır. Çünkü;    i n s a n l a r ı n    çoğu,       bilmediğinden    v e      b i l d i ğ i      il e     a m e l       e t m e d i k l e r i n d e n        helak olmuşlardır;”

Şiir;

-“Dünya talibleri, hep hırs ile mest oldular,
-”Para için, daim kendilerini bozdular,
-”Hüdaya yaptıkları ahidleri bozdular,
-”Hepsi Musa’ya (a.s.) düşman, Fir’van’a dost buldular.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

14- Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.) nin  mübarek türbelerinin  inşaatı

Seyyid Emir Külâl hazretleri (r.a.)nin inşaat halindeki mübarek türbeleri

Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu)- 18 Vasiyeti- 2

Emir Külâl hazretleri (r.a.), maraz-ı mevtinde (ölüm hastalığında) bulunduğu sırada talabelerine şöyle vasiyet etti;

-“İyi biliniz ki, dünyayı ve dünyaya düşkün olanları sevmek, sizin Allah-u Teâlâ’nın razı olduğu yolda yürümenize mani olan büyük bir engeldir.”

-“Daima Allah-u Teâlâ’yı hatırlayıp, O’nu zikrediniz ki, dininizi dünyaya değişmemiş olasınız. Her halükarda Allah-u Teâlâ’dan korkunuz, hiç bir ibadet Allah korkusundan daha tesirli değildir. Allah-u Teâlâ’dan korkan Allah-u Teâlâ’dan korkmayan kimseden ise,  korkmayınız.”

-“Ey dostlarım! Daima Allah-u Teâlâ’yı   z i k r e d i n i z . Allah-u Teâlâ’dan başka her şeyi bırakınız. “Lâ İlahe İllallah” Kelime-i tevhidini söylerken; “Lâ” derken nehyediniz, Allah-u Teâlâ’dan başka, hiçbir ma’bud olmadığını biliniz. “İllallah” derken, Allah-u Teâlâ’nın nokdsan sıfatlarından münezzeh olduğunu biliniz.  Biliniz ki,  elbiseyi temiz su   temizler. Dili, Allah-u Teâlâ’yı zikretmek temizler.  Bedeninizi namaz kılmak, malınızı      zekat vermek temizler . Yolunuzu, insanların sizden hoşnut memnun  olması temizler. İhlas sahibi oluncaya kadar  ıhlası, kurtuluşa erinceye kadar da kurtuluşu arayınız.”

-“Biliniz ki; kalbin, dilin ve bedenin t e m i z o l m a s ı helâl lokma yemeye bağlıdır. Helâl lokma yiyen insanın mi’desi, içinde temiz su toplanan havuz gibidir. Bu havuzdan etrafa  t e m i z      s u    ile      ç i ç e k l e r yetişirir, ağaçlar meyve verir, ondan istifade edilir.”

Resulullah Sallallahu aleyhi ve sellem bir hadis-i şerifte buyurdu ki;

-“Bir kimse hiç haram karıştırmadan k ı r k g ün helâl yerse, Allah-u Teâlâ O’nun kalbini nûr ile doldurur. Kalbine nehirler gibi hikmet akıtır. Dünya muhabbetini kalbinden giderir.”

-“Tövbe ediniz. Tövbekar ve edebli olmak lazımdır. Tövbe ediniz ki, Tövbe, bütün tâatların başıdır. Tövbe sadece dil ile olmaz! Tövbe işlenen günahlara  k a l b e n   p i ş m a n l ı k ve bir daha günahı işlememektir. Allah-u Teâlâ’dan daima korkunuz. Kendi günahlarınıza bakıp, tövbe ediniz. Başkaları sizden hoşnut olsun. Günahlarınıza pişman olup, o kadar ağlayıp tövbe ediniz ki, gerçekten size       t ö v b e k â r densin.”

-“Dünyada iken günahlara pişman olup, kulluk vazifesini yaparak ahreti kazanmak lazımdır. İşte, bütün işin aslı budur.”

-“Sevgi ve muhabbet; Allah-u Teâlâ’nın       r ı z a s ı n ı aramak ve kötü işleri terk etmek, ahde vefâ göstermek, emante ihanet etmemek, kendi kusurlarını görüp, amelleri ile övünmemek, amellerini görmemek, daima Allah-u Teâlâ’yı zikretmekle meşgül olmaktır.”

-“Hiçbir işte Allah-u Teâlâ’nın ismini söylemeden (Besmelesiz) başlamayınız ki, ahirette yaptığınız o işten dolayı utanmayasınız. Bu bakımdan , bir şeye başlarken, önce                 B e s m e l e    çekiniz, sonra işe başlayınız.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Silsile-i Âliye’nin ondördüncüsü olan Seyyid Emir Külâl (Radiyallah-u anhu) nin yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu