‘Tasavvuf’ olarak etiketlenmiş yazılar

Çağ-Çağ baraji (Sonbahar mevsimi) Nusaybin


Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 4

Hâtim-i Esâm (r.a.) dedi ki;

-“Ey Hocam! İkinci faydam;”

-“İnsanlara baktım, herkesi, arzuları, keyifleri peşinde koşuyor, nefsin istekleri arkasında yürüyor gördüm ve şu ayet-i kerimeyi düşündüm;”

-“Allah-u teâlâ’dan korkarak nefislerine uymıyanlar, elbette cennete gideceklerdir.”

-“Çok düşündüm. Kur’an-i Kerimin baştan başa doğru olduğunu, bilgilerimle, tecrübelerimle, aklımla, vijdanımla anladım ve tam inandım.”

-“Nefsimi düşman bilerek, ona aldanmamağa, uymamağa karar verdim ve nefsimle mücadeleye başladım. Nefsimin arzularını ve isteklerini yapmadım.”

-“Nihayet teslim olarak, ibadetlerden kaçan o nefsin, şimdi Allah-u Teâlâ’ya itaata koştuğunu, isteklerden vazgeçtiğini gördüm.” Dedi.

Hocasi Şakik-i Belhi (r.a.) bunları işitince;

-“Allah-u Teâlâ sana iyilikler versin, ne güzel yapmışsın Ya Hâtim! Üçüncü faydayi da söyle dinliyeyim.”
Buyurdu.

Hâtim-i Esâm (r.a.) dedi ki;

-“Ey Hocam! Üçüncü faydam;”

-”İnsanların haline baktım, herkes dünyada bir sıkıntıya girmiş, böylece dünyalık toplamağa uğraşıyorlar gördüm.”

-”Sonra şu ayet-i Kerimeyi düşündüm;”

-“Dünya malından, sarıldığınız, sakladığınız her şey, yanınızda kalmayacak, sizden ayrılacaktır. Ancak Allah rızası için yaptığınız iyilikler ve ibadetler sizinle beraber kalacaktır.”

-“Dünya için topladıklarımı, Allah yolunda harcadım, fukaraya dağıttım. Yâ’ni bâki kalmaları için, Allah-u Teâlâ’ya ödünç verdim.”

Hocası olan şakik-i Belhi (r.a.) bu sözleri işitince;

-“Ya Hâtim! Ne güzel yapmışsın ve ne güzel söyliyorsun. Dördüncü faydayı da söyle dinliyeyim.” Buyurdu.

Devam Edecek…

İslam âlimleri Ansiklopedisi

Alla-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri tasavvuf ehli olan Kendi veli Kullarının yüzü suyu hürmetine Günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ Barajı (SONBAHER MEVSİMİ) Nusaybin

Hâtim-i Esâm (r.a.) dedi ki;

-Ey Hocam! Dördüncü faydam;”

-”İnsanlara baktım, herkesin başkalarını beğenmediğini gördüm. Buna sebep, birbirlerine hased etmeleri, birbirlerinin mevkilerine, mallarına ve ilimlerine göz dikmeleri olduğunu anladım.”

-”Ve şu ayet-i kerimeye dikkat ettim;”

-“Dünyadaki maddi, ma’nevi bütün rızıklarını aralarında taksim ettik.”

-“Herkesin ilim, mal, rütbe, evlad gibi rızıklarının dünya yaratılmadan evvel, ezelde taksim edildiğini, kimsenin elinde bir şey olmadığını ve çalışmağı, sebeplere yapışmağı emrettiğinden, O’na itaat etmiş olmak için, çalışmak lazım geldiğini ve haset etmenin büyük zararlarından başka, zâten lüzümsüz olduğunu anladım.”

-“Ve Allah-u Teâlâ’nın ezelde yaptığı taksime ve çalışınca Rabbimin gönderdiğine râzi oldum.”

-“Bütün Müslümanlarla sülh üzere olup, herkesi sevdim ve sevildim.”

Hocasi şakik-i Belhi (r.a.) bunları işitince ;

-“Ne iyi yapmışsın ve ne iyi söyliyorsun Ya Hâtim! beşinci faydayı da söyle dinliyeyim” dedi.

Devam Edecek…

İslam âlimleri Ansiklopedisi

Alla-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri tasavvuf ehli veli Kullarının yüzü suyu hürmetine Günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ barajı (Sonbahar manzarası) Nusaybin

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 6

Hâtim-i Esâm (r.a.) dedi ki;

-“Ey Hocam! Beşinci faydam;”

-“İnsanlara baktım, bir çoklarının insanlık şerefini, kıymetini, âmir, müdür olmakta, insanların kendilerine muhtaç olduklarını ve karşılarında eğildiklerini görmekte zannettiklerini ve bununla iftihar ettiklerini, öğündüklerini gördüm.”

-“Bazıları da, kıymet ve şeref, çok mal ve evlad ile olur sanarak, bunlarla iftihar ediyorlar. Bir kısmı da insanlık şerefi, malı, parayı, insanların hoşuna gidecek, herkesi eğlendirecek yerlere sarfetmektir sanarak, Allah-u Teâlâ’nın emrettiği yerlere ve emrettiği şekilde harc edemiyorlar ve bununla oğünüyorlar gördüm.”

-“Ve şu ayeti kerime’yi düşündüm;”

-“En şerefliniz ve en kıymetliniz, Allah-u Teâlâ’dan çok korkanınızdır.”

-“İnsanların yanıldıklarını, aldandıklarını anladım. Ve takva’ya sarıldım. Rabbimin AFFINA VE İHSANLARINA KAVUŞMAK İÇİN, O’ndan korkarak dinin dışına çıkmadım. Haramlardan kaçtım.”

Şakik-i Belhi (r.a.) bunları işitince;

-“Ne güzel söyliyorsun Ya Hâtim! Altıncı faydanı da söyle.” Buyurdu.

Hâtim-i Esâm (r.a.) dedi ki;”

-“Ey Hocam! Altıncı faydam,”

-“İnsanlara baktım. Birbirlerinin mallarına, mevkilerine ve ilimlerine göz dikerek, fırka fırka, parti parti ayrılarak, birbirlerine düşmanlık ettiklerini gördüm.”

Devam edecek….

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli veli kulların şefaatına nail eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-çağ Baraji (Sonbahar mevsimi) Nusaybin

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 7

-“Ve şu ayeti kerimeyi düşündüm;”

-“Sizin düşmanınız şeytandır. Ya’ni sizi Allah yolundan, Müslümanlıktan ayırmak için uğraşanlardır. Bunları düşman biliniz.”

-“Kur’an-i Kerim’in doğru söylediğini bildim ve şeytanı ve onun müslümanlarla uğraşanları düşman bilip, sözlerine aldanmadım. Onlara uymadım.”

-“Onların tapındıklarına tapınmadım. Allah-u Teâlâ’nın emirlerine itaat ettim. Ehl-i sünnet âlimlerinin gösterdiği yoldan ayrılmadım. Kurtuluş yolunun, doğru yolun, yalnız EHL-İ SÜNNET YOLU olduğuna inandım.”

-“Nitekim, Allah-u Teâlâ;”

-“Ey Aademoğulları! Şeytana tapmayınız. O SİZİN EN BELLİ DÜŞMANINIZDIR! diye sizden söz almadım mı idi, bana itaat, ibadet ediniz! Kurtuluş yolu, ancak budur.”

-“Onun için Müslümanları aldatmağa uğraşanları dinlemedim. Muhammed aleyhis selam’ın yolunu gösteren EHL-İ SÜNNET ALİMLERİNİN Kitablarından ayrılmadım.” Deyince

Şakik-i Belhi (r.a);

-“Ne güzel yapmışsın ve ne güzel söyliyorsun, yedinci faydayı da söyle.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli veli kulların şefaatına nail eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ baraji Sonbahar manzarası (Nusaybin)

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 8

Hâtim (r.a.) dedi ki;

-“Ey hocam!”

-“Yedinci faydam;”

-“İnsanlara baktım. Gördüm ki, herkes yiyip içmek, para kazanmak için uğraşıyor. Bu yüzden haram ve şübheli şeyleri de alıyorlar ve zillete, hakâretlere katlanıyorlar.”

-“Şu ayet-i Kerimeyi düşündüm;”

-“Allah-u Teâlâ tarafından rızkı gönderilmeyen yeryüzünde bir canlı yoktur.”

-“Kur’an-i kerimin Allah kelâmi olduğunu ve elbette doğru olduğunu ve o canlılardan biri olduğumu bildim. Rızkımı göndereceğine söz verdiğine, elbette göndereceğine güvenerek, O’nun emrettiği gibi çalıştım .” deyince

Şakik-i Belh-i (r.a.);

-“Ya Hâtim! Ne iyi yapmışsın ve ne iyi söyliyorsun. Sekizinci faydayı da söyle!” dedi.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli veli kulların şefaatına nail eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ baraji Sonbahar mevsimi) Nusaybin

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 9

Hâtim (r.a.) dedi ki;

-“Ey hocam!”

-“Sekizinci faydam;”

-“İnsanlara baktım. Herkesin, bir kimseye veya bir şeye güvendiğini, sırtını ona dayadığını gördüm.”

-“Bazıları altınlarına, mal ve mülküne ba’zıları san’atına ve kazancına, bazıları mevki ve rütbelerine, ba’zıları da kendi gibi insana güveniyor.”

-“Sonra şu ayet-i kerimeyi düşündüm;”

-“Allah-u Teâlâ, yalnız kendisine güvenenlerin her zaman imdadına yetişir.”

-“Her zaman ve her işimde yalnız Allah-u Teâlâ’ya güvendim. O emrettiği için çalıştım, sebeplere yapıştım. Fakat yalnız O’na güvendim. Ondan istedim ve O’ndan bekledim.” Deyince

Şakik-i Belhi (r.a.) bu sözleri işitince;

-“Ya Hâtim! Allah-u Teâlâ, her işinde imdadına yetişsin! Hazreti Musa aleyhisselamin Tevrat’ına, Hazreti İsa Aleyhisselamin İncil’ine, Hazreti Davud Aleyhisselamin Zebûr’una ve Hazreti Muhammed (Sallallahu aleyhi ve sellem) ın Kur’an-i Kerim’ine baktım.”

-“Bu dört kitabın bu sekiz temel üzerinde bulunduğunu gördüm. Bu sekiz esâsı ezberleyip bunlara uyanlar, hayatlarını bunların üzerine kuranlar, bu dört kitaba uymuş, emirleri yapmış olurlar.” Buyurdu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlaâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli olan sevgili veli kullar hürmetine Dünyada sıhhat ve afiyet üzere Salih amelli uzun bir ömür, insanlara faydası çok dokunan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ baraji (Sonbahar manzarası) Nusaybin

Çağ-çağ barajı (Yaz mevsimi) Nusaybin

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 10

Rebah bin el-Hirevi (r.a.) şöyle anlatır;

-“İsa bin Yusuf (r.a.) bir mecliste konuşan Hâtim-i Esâm’a uğradı ve şöyle sordu;”

-“Ey Hâtim! Sen namazını güzel kılıyor musun?”

Hâtim-i Esâm (r.a.);

-“Evet.” Dedi

İsa bin Yusuf (r.a.);

-“Nasıl kılıyorsun?” diye sordu.

Hâtim-i Esâm (r.a.) şöyle buyurdu;

-“Emre uyuyorum, korku ile yürüyorum, niyetle giriyorum, büyük bilip tekbir alıyorum, tertil ve tefekkürle okuyorum, huşû ile rükü ediyorum, tevazu ile secde ediyorum, tam teşehhüd içinde oturuyorum, sünnete göre selam veriyorum ve selamı Allah’a has kılarak veriyorum. Namazımın kabul olunmayacağından korkarak, korkuyla nefsime dönüyorum. Ölmek kadar onu muhafaza ediciğim.”

Bununn üzerine İsa bin Yusuf (r.a.);

-“Sen namazını güzel kılıyorsun.” Buyurdu.

Bir adam Hâtim-i Esâm (r.a.) e tevekkül hakkında sordu;

Hâtim (r.a.) de

-“Tevekkül’ün dört hasletten ibaret.” Olduğunu söyledi.

-“Rızkımı, başkasının yemiyeceğini bildim ve nefsim buna mutmain oldu. Allah-u Teâlâ’nın her şeyi gördüğünü bildim ve onun için devamlı haya ettim.”

Hâtim-i Esâm (r.a.) Birgün Belh’deki meclisinde;

-“YA RABBİ! BU MECLİSTEKİLERDEN BUGÜN KİM GÜNAH İŞLEMİŞ, KİMİN DEFTERİ SİYAH OLMUŞ, KİM GÜNAHA CESARET ETMİŞ İSE ONU BAĞIŞLA.” Dedi.

O mecliste mezar açıp, devamlı kefenleri soyan birisi vardı. Gece olunca eskisi gibi kabristana gitti. Bir mezarı açarken mezarın içinden;

-“Utanmaz mısın ki, Esâm’ın huzurunda bağışlandın ve şimdi aynı günahı işlersin.” Sesini duydu. Kalktı ve Hâtim’in huzuruna geldi. Başından geçenleri anlattı ve tevbe etti.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli veli kulların şefaatına nail eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Bor-e Gündük çağ-çağ deresi (Nusaybin)

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 11

Muhammed razi (r.a.) anlatır;

-“Senelerce Hâtim-i Esâm (r.a.) ın hizmetinde bulundum. Sadece bir kere hariç, hiç kızdığını görmedim. O da pazardan geçerken bir bakkal talebesini yakalamış;”

-“(Malimi alıp yedin parasını ver.)” Diyordu.

Hâtim (r.a.) bunu görünce;

-“Ey Efendi! Biraz yardımcı ol, borcunu ödemesi için biraz mühlet tanı.” Dedi.

Fakat bakkal;

-“(Olmaz.)” Diye dayattı.

Bunun üzerine çok sinirlenen Hâtim-i Esâm (r.a.) yanında taşıdığı havlusunu yere vurdu. Bir anda pazarın ortası altınla doldu.

Hâtim-i Esâm (r.a.) bakkala;

-“Alacağın ne kadarsa onu al, fazlasını alma, sonra elin kurur.” Buyurdu.

Bakkal alacağını aldı fakat para hırsından biraz daha almaya kalkınca derhal eli kurudu ve çolak oldu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli veli kulların şefaatına nail eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ baraji Sonbahar manzarasi (Nusaybin)

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 12

Hâtim-i Esâm (r.a.) şöyle anlatır;

-“Her sabah şeytan (Aleyhil’lanet) bana vesvese verip şöyle diyor;

-“(Bu gün ne yiyeceksin?)”

Ben de ona;

-“Ölümü.” Diyorum

Bana ;

-“(Ne giyeceksin?) diyor

Ben de ona;

-“Kefeni.” Diyorum

Bana ;

-“(Nerede yatacaksın?)” diyor

Ben de;

-“Mezarda.” Diye cevab verince, bana;

-“(Sen hiç hoş bir adam değilsin.)” Diyor ve depolup gidiyor

Birisi Hâtim-i Esâm (r.a.) a;

-“Nasıl namaz kılarsın?” diye sordu

Hâtim-i Seâm (r.a.) şöyle buyurdu;

-“Namaz vakti gelince temiz bir kalb ile niyet ederek abdest alırım. Abdest uzuvlarımı yıkar, kalbden de tevbe ederim.”

-“Sonra Camiye giderim. Mescid-i Harâm’i gözümün önüne getirir, makamı İbrahim (aleyhis selam) i iki kaş arasında tutar, cenneti sağımda, Cehennemi solumda, sıratı ayaklarımın altında, can alıcı meleği arkamda düşünür, kalbimi Allah-u Teâlâ’ya ısmarlar, sonra ta’zimle Allah-u Ekber der, hürmetle kıyam, heybetle kiraat, tevâzuyla rükü, tazarru ile (kendini alçaltarak) secde, hilm ile cülüs (tehiyattaki oturuş), şükürle selamı yerine getiririm. Benim namazım böyledir.”

Devam edecek…

İslâm âlimleri ansşiklopedisi

Allah-u Teâlaâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli olan sevgili veli kullar hürmetine Dünyada sıhhat ve afiyet üzere Salih amelli uzun bir ömür, insanlara faydası çok dokunan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ baraji (Sonbahar mevsimi) Nusaybin

Hâtim-i Esâm (Radiyallah-u anh)- 13

Hâtim-i Esâm (r.a.) israf konusunda çok titiz idi. Bir âlimin çok israf ettiğini duydu. Onun evine giderek;

-“Ben Acemli bir kimseyim, bana dinimi öğret.” Dedi

Âlim ona;

-“Önce ne öğrenmek istiyorsun?” diye sorunca,

Hâtim-i Esâm (r.a.);

-“Bana abdest almayı öğret.” Dedi.

O zat bütün uzuvlarını sırayla ve üç defa yıkadı. Abdesti tamamlayınca;

Hâtim-i Esâm (r.a.);

-“Ben senin huzurunda bir abdest alayım da benim yanlışlarımı düzelt”dedi.

Hâtim-i Esâm (r.a.) abdest alırken kollarına gelince “dörder” defa yıkadı.

Bunun üzerine o zat;

-“Suyu israf ettin.” Deyince

Hâtim-i esâm (r.a.);

-“Ben nerede israf ettim?” dedi.

O zat da;

-“Kolunu üç kere yıkayacağın yerde dört defa yıkadın.”dedi.

Hâtim-i Esâm (r.a.) da;

-“Ben bir avuç suyu israf ettim. Sen ise çok ve güzel şeyleri istaf ediyorsun.” Dedi.

O zat anladı ki Hâtim-i Esâm (r.a.) dini bilgi öğrenmeye değil, ders vermeye gelmiş. Evine girdi ve kırk gün kimsenin yüzüne bakmadı.

Hâtim-i Esâm (r.a.) buyurdular ki;

-“Kim dört şey’i doğru olarak yaparsa, Allah’ın rızasına kavuşur;

-“1-Allah’a bağlılık.”
-“2-Tevekkül.”
-“3-İhlas.”
-“4-Ma’rifet.”

Hâtim-i Esâm (r.a.) buyurdular ki;

-“Tövbe; gafletten uyanmak, gübahı hatırlamak, Allah-u Teâlâ’nın lütfunu, hükmünü zikretmektir.”

Yine Hâtim-i Esâm (r.a.) buyurdu;

-“Tövbekar dört şey’i yapar. Lisanını Giybetten, yalandan, hassed’den, boş sözden korur. Kötü arkadaşlardan ayrılır. Günahını hatırladığı zaman Allah-u Teâlâ’dan haya eder. Ölüme hazırlanır. Böyle olup da Allah’ın rızası dışında iş yapmayan kimseyi, ALLAH-U TEÂLÂ SEVER. ŞEYTANDAN KORUR VE CEHENNEMDEN EMİN KILAR.”

Hâtimi Esâm (r.a.) buyurdu ki;

-“Tâatın aslı üçtür.”
-“1-Korku.”
-“2-Recâ.”
-“3-Sevgi.”

-“Günahın aslı üçtür.”
-“1-Kibir.”
-“2-Hırs.”
-“3-Hased.”

Hâtim-i Esâm (r.a.) şöyle buyrudu ki;

-“Her söz için doğruluk, her doğruluk için iş, her iş için de Sabır gerekir.”

Hâtim-i Esâm (r.a.) buyurdular ki;

-“Nefsinden dört şey iste.”

-“1-Riyasız olarak iyi bir iş yapmayı,”
-“2 Tamahsız olarak almayı,”
-“3 -Başa kakmadan vermeyi,
-“4 –Cimrilik yapmadan yardım etmeyi.”

İslâm âlimleri ansşiklopedisi

Allah-u Teâlaâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli olan sevgili veli kullar hürmetine Dünyada sıhhat ve afiyet üzere Salih amelli uzun bir ömür, insanlara faydası çok dokunan kullarından eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu