‘Tasavvuf’ olarak etiketlenmiş yazılar

Kelehi köyü Nusaybin

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 10

Ahmed Bin Hanbel (r.a.) oğluna;

-“İÇERİ ALMA.” Dedi.

Oğlu;

-“Babcığım, bunda ne hikmet vardır ki, senelerdir onu görmek arzusu ile yanıyordun, bugün bu saadet, bu ni’met kapınıza geldi de içeri almıyorsunuz.” Dedi.

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (r.a.);

-“Evet söylediğin gibidir. Ama korkarım ki, onu gördükten sonra ayrılığa dayanamam. Onun korkusu için bir ömür harcadım. Onu ayrılmak olmayan yerde görmek isterim.” Dedi.

İmâm-i Ahmed bin hanbel (r.a.) e İmâm-i Şafi-i (r.a.) Mısırdan mektub göndermişti. Okuyunca ağladı. Sebebi sorulunca,

-“Üstadım Olan İmam-i Şafi-i hazretleri (r.a.), Rü’yada Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) i görmüş. Ahmed Bin Hanbel (r.a.) e mektub ile benden selam yaz ve de ki;

-“Kur’an-i kerimin mahluk olup olmadığı kendisinden sorulacak. Cevab vermesin buyurmuş.” Dedi.

İbn-i Ebi Verdi hazretleri (r.a.) anlatır;

-“Bir gece rü’yamda Resulullah (a.s.v.) i gördüm.”

Kendisine dedim ki;

-“Ya Resulallah! Ahmed bin Hanbel hakkında ne buyurursunuz?”

Resulallah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki;

-“Senin yanına Musa Aleyhisselam geliyor bu sualini ona sor.”

Bir süre sonra yanıma Musa aleyhis selam geldi. Aynı sualı ona sorduğumda

Musa Aleyhis Selam buyurdu ki;

-“Ahmed bin Hanbel (r.a.) zahiri ve batını ilimde kemâle gelmiş, çok sâdık bir kimsedir. Allah-u Teâlâ muhakkak sıddıklarla beraberdir.”

Ahmed Bin Hanbel (r.a.) vefat ederken eliyle işaret edip;

-“Hayır olmaz.”dedi.

Oğlu;

-“Babacığım bu ne haldır?.” Dedi

İmâm-i Hanbel (r.a.);

-“Şu an tehlike zamanıdır. Dua zamanıdır. Şeytan felaket toprağını başıma saçmak istiyor. ‘Ey Ahmed, benim elimde can ver diyor.”

Ben de;

-“Hayır olmaz! Hayır olmaz!” diyorum. Dedi.

-“Bir nefes kalıncaya kadar tehlike vardır. Şeytanın aldatmasından emin olmak yoktur.” Buyurdu ve vefat etti.

Vefat haberi bütün Bağdat halkını ağlattı. Cenaza namazını kılmak üzere çevreden gelenlerle birlikte, binlerce insan toplanmıştı.

Bağdadlılar evlerinin kapılarını açıp;

-“Cenaza namazı için abdest almak isteyen gelsin.” Diye bağırdılar.

Cenaza namazı kılınınca kuşlar tabutu üzerinde uçuşup, kendilerini tabuta vurdular. Cenaza namazında yüzbine yakın kişi bulundu.

O gün Yahudi ve hiristiyanlardan pek çok kimse, bu hadiseyi görerek Müslüman oldu. Ağlayıp bağırarak,”La ilaha illallah” dediler.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Kalecek köyü (Kelehi) mevki-i Nusaybin

İmâm-i Ahmed bin Hanbel (Radiyallah-u anh)- 11

Muhammed ibni Huşeyme (r.a.) der ki;

-“Vefatından sonra İmâm-i Hanbel (r.a.) i rü’yada gördüm.”

Ben;

“Nereye gidiyorsun?” dedim

İmâm-i Ahmed Bin Hanbel (r.a.);

-“Cennete gidyorum.”dedi.

Ben;

-“Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) sana ne muamele etti.?”

Cevabında buyurdu ki;

-“Allah-u Teâlâ beni mağfiret etti. Başıma bir tac giydirdi ve ‘Ey Ahmed! Kur’an-i kerime “mahluk” demediğim için, bu ni’metleri sana verdim.” Diye Buyurdu.

Muhammed bin Huzeyme (r.a.) şöyle anlatır;

-“Ahmed bin Hanbel (r.a.) ın vefat haberini iskenderiyye’de iken duydum. Çok üzülmüştüm.”

Rü’yamda; Ahmed bin Hanbel (r.a.) in salına salına yürüdüğünü görüp kendisine;

-“Ey İmâm; bu ne biçim yürüyüş böyle?” dedim.

Ahmed bin Hanbel (r.a.);

-“Dünyada Allah-u Teâlâ’nın dinine hizmet edenlerin, Cennetteki yürüyüşleri böyledir.” Buyurdu.

Ben;

-“Allah-u Teâlâ sana nasıl muamele etti?” diye sual ettim.

İmâm hazretleri;

-“Allah-u Teâlâ beni afetti. Başıma bir taç, ayağıma altından iki ayakkabı giydirdi.

Ve;

-“Ey Ahmed! Kur’an-i kerim benim kelâmımdır, diye inandığın için, bu iltifatlara kavuştun. Ey İmâm, Süfyan-i Sevri’den sana ulaşan dualar var, onlarla dünyada “dua” ettiğin gibi, şimdi de dua et. Dedi.

Bu emir üzerine;

-“Ey Alemlerin Rabbi olan Allahım, bizleri af ve mağfiret eyle. Bizlere sual sorma.” Diye dua ettim.

Bu dua’adan sonra;

-“Ey Ahmed! İşte cennet, gir oraya.” Buyurdu. Ve bende Cennete girdim.”

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin
Fuad Yusufoğlu

Bor-e Veysike (Girincik köyü) Nusaybin

İmâm-i Ahmed bin Hambel (Radiyallah-u anh)- 12

Eserleri;

1-Müsned; 30 bin hadis-i şerifi içine almıştır. Matbudur.
2-Kitab-üs-Sünne,
3-Kitab-üz-Zühd.(Matbudur.)
4-Kitab-üs-Salat,
5-Kitab-ül-Vera’ ve’l-iman,
6-Kitab-ür-Reddi ale’l- Cehmiyye ve’z-Zenadıka. (Matbudur.)
7-Kitab-ül-Eşribe. (Matbudur.)
8-Kitab-ül-Mesail,
9-Cüz-fi us^l-üs-Sünne
10-Fadail-üs-Sahabe.(Matbudur.)
11-Er-Reddü a’lâ men-Tenâkua fi’l-Kur’an
12-Et-Tefsir
13-En-Nasih ve’l-Mensuh
14-Et-Tarih
15-Hadisu Şu’be
16-Mukaddem ve’l-Muahhar ei’l-Kur’an
17-Vucubat-ül kebir ve’seğir
18-Menasik-ül kebir ve’s-Sağir
19-El-Cerhu ve’t-Ta’dil
20-Kitab’ül-ilel ve Ma’rifet’ür-Rical (Matbudur)

Ahmed Bin Hanbel (r.a.) rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır;

-“İki kişi birbirleriyle sevişir de sonra araları açılırsa, bu ancak birisinin işlediği bir günah sebebiyle olur.”

-“Bile bile bir dirhem gümüş kıymetınde fâiz yemek, otuz zinadan daha çok günahtır.”

-“Kişinin günahları çoğaldığı zaman, günahlarına kefaret için, Allah-u Teâlâ onu geçim sıkıntısına düşürür.”

-“Faziletlerin en üstünü, sana gelmeyene gitmen, vermeyene vermen ve kötülük edene iyilik etmendir.”

Ömer (r.a.) den nakleder; Sa’d (r.a.) abdest alırken Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem) gördü;

-“Yâ Sa’d! Suyu niçin ısraf ediyorsun?” buyurdu.

-“Abdest alırken de ısraf olur mu? Dedik.

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve sellem);

-“Büyük nehirde de olsa, abdeste fazla su kullanmak ısraf olur.” Buyurdu.

-“Rükü’ ile secde arasında belini ve sırtını doğrultmayan kimseye, kıyamet gününde Allah-u teâlâ bakmaz.”

-“İnsanların en fena hırsızı, namazında çalandır.” (Namazın rükü’ ve secdesini tam yapmayandır.)

-“Kıyamet günü Arş-ı A’zamın etrafında, bir takım insanlar için kürsüler kurulacaktır. Bunların yüzleri, ayın ondördü gibi parlayacaktır. İnsanlar feryad ederken, onlar feryad etmez. İnsanlar korkarken, onlar korkmazlar. Onlar korku ve kederleri olmayan, Allah’ın gerçek dostlarıdır.” Buyurdu.

Bunların kim oldukları sorulunca;

-“Onlar Allah için sevişenlerdir.” Buyurdu.

-“Kulun kalbini ıslah etmesi için, iyilerle beraber olması kadar faydalı bir şey yoktur. Yine kulun fasıklarla beraber olup onların işlerine dikkat ve nazar etmesi kadar zararlı bir şey yoktur.”

-“İhlas nedir?” sorusuna;

-“Amellerin afetlerinden kurtulmaktır.”

-“Tevekkül nedir?” sorusuna;

-“Rızkın Allah-u Teâlâ’dan olduğuna inanmaktır.” Cevabını verdi.

-“Zühd nedir?” sorusuna

-“Zühd üç türlüdür.”

-“Cahilin zühdü; haramları terk etmektir.”

-“Âlimlerin Zühdü; Helal olanların fazlasından sakınmaktır.”

-“Ariflerin zühdü; Allah-u Teâlâ’yı unutturan şeyleri terk etmektir.”

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Tâlâ hazretleri (c.c.) bizleri ve sizleri İmâm-i Hanbel (r.a.) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ barajı (Nusaybin)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh);

Evliyanın büyüklerinden. Künyesi, Ebû Ali’dır. Semerkant’ta Ebyurd kasabasının Ferdin köyünde 107 (M.726) yılında doğdu. Bâverd’de büyüdü. Küfe şehrinde yerleşip, orada ilim tahsilini yaptı.
Ömrünün sonuna doğru Mekke’ye gelip yerleşti. 187 (M.803) yılında Mekke’de vefat etti.

Önceleri İslamiyete uygun olmayan hayatı vardı. Tevbe etti. Tasavvuf yoluna girdikten sonra, yüksek derecelere kavuşarak olgun veli oldu. İrşad makamına yükseldi.

Bişr-i Hafi (r.a.) nın ve Sırrı sekat-i (r.a.) murşididir. Allah-u Teâlâ’yı tanımakta (Ma’rifette), haramlardan ve şübhelilerden kaçmada zamanın en önde geleni idi.

Kerametleri çoktur. Abbası halifesi Harun Reşid’le çok sohbet etti. ONA NASİHATLARİ VE VA’ZLARI MEŞHURDUR(Hicabul-aktar) kitabı farsçadır.

Tevbe edenlerin önde gelenlerinden cömerdliği ve ihsanı bol olan, haramlardan ve şübhelilerden sakınmakta ve Allah-i Teâlâ’yı tanımakta emsali az bulunan bir zat idi.

Dünyadan yüz çevirmiş, tasavvuf yolunda yüksek derecelere kavuşmuş olan Fudayl bin İyâd (r.a.) nefsinin arzularını hiç yapmazdı.

Tevbe etmesi şöyle anlatılır;

Hazreti Fudayl (r.a.) Merv ve Ebyurd şehirleri arasında önceleri eşkiyalık yapardı. Sahranın tenha bir yerinde çadırını kurar, eşkıya reisi olduğu için içerde otururdu.

Arkadaşları yoldan geçen kervanları soyarlar, ele geçirdikleri malların hepsini getirip, Fudayl Bin İyâd (r.a.) a teslim ederlerdi. O da getirlen malları dilediği gibi arkadaşlarına taksim ederdi.

Eşkıyalık yaptığı halde, cemaatle namazı terk etmezdi, namaz kılmayan hizmetçilerini yanından kovardı.
Bir gün büyük bir kevran geldi. Fudayl bin İyâd (r.a.) ın arkadaşları kervanı fark edince, yolunu kesmek üzere hazırlanmağa başladılar.

Kervan içinde bulunan zengin birisi, eşkiyaları fark etti ve;

-“Altınlarımı öyle bir yere saklayayım ki, eşkıyalar eşyalarımızı alırsa geriye bunlar kalsın.”

Düşüncesiyle kervandan ayrılıp uygun bir yer aramağa başladı. Bir çadır gördü. Hemen oraya koştu. Orada, sırtında abası, başında külahı olan biri namaz kılıyordu.

Ona,

-”Bir miktar parasını olduğunu ve emanet etmek istediğini bildirdi.”

Fudeyl Bin İyad (r.a.), çadırın içine girip bir köşeye bırakıvermesini söyledi. Gelen kimse altınları bırakıp kervanın yanına dönünce, eşkıyaların kervandeki eşyaları alıp götürdüklerini gördü. Orada kalan eşyalarını da toparlayıp tekrar çadırın yanına döndü. Baktı ki, eşkiyalar kervandan aldıkları malları paylaşıyorlar.

Adam şaşırdı. Ve;

-“Demek altınları eşkıyaların reisine vermişim.” Deyip geri dönmek istedi.

Devam edecek…

<<<Fudayl Bin İyâd (r.a.) nın bir başka yazısı>>>

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-Çağ Barajı (Nusaybin)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 2

Fudayl (r.a.) adama

-”Niçin geldiğini sordu.”

Gelen kimse şaşkın vaziyette;

-“Emanet bıraktığım altınları almak için gelmiştim.” Deyince,

Fudayl Bin İyâd (r.a.);

-“Bıraktığın yerden al.” Dedi.

Adam gidip altınlarını alınca diğer eşkıyalar;

-“Biz hiç para bulamadık, sen ise bunları geri veriyorsun.” Dediler.

Fudayl bin İyâd (r.a.);

-“O bana hüs-nü zan etti Ben de Allah-u Teâlâ’ya hüs-nü zan ediyorum. Ben o kimsenin, benim hakkımdeki iyi niyetini doğru çıkardım. Ola ki, Allah-u teâlâ da benim kendisi hakkındeki hüs-nü zannımı doğru çıkarır.” Dedi.

Bir gün yine bir kervanı soydular. Sonra yemek yemek için oturdular. Kervanın sahiblerinden birisi gelip;

-“Reisiniz kimdir? Diye sordu.

Haramiler;

-“O burada değil! Şu ağacın altında namaz kılıyor.” Dediler.

Kervancı;

-“Niçin sizinle beraber yemek yemiyor?” deyince,

Haramiler;

-“O oruçludur.” Dediler.

Gelen kervancı adam iyice şaşırdı ve yanına gitti. Huzur içinde namaz kıldığını gördü.

Namaz bitince;

-“Namaz, oruç ve haramilik bir arada nasıl bulunur.” Dedi.

Fudayl (r.a.);

-“Ben haramilerin reisi olabilirim ama Allah’la aramdaki bağı koparmiyorum.” Dedi

Ve hemen bu suale karşı ilave etti;

-“Onlardan  bir kısmı günahlarını İTİRAF ettiler. Ve iyi bir amelle kötü bir ameli karıştırdılar. Ola ki, Allah tevbelerini kabul eder.. Çünkü Allah ğafurdur, rahimdir.” (Tevbe suresi102) ayeti kerimesini okudu.

Adam hayret etti. Fakat niçin tevbe etmiyorsun diyemedi.

Nakledildiğine göre,

Fuadyl bin İyad (r.a.) yaratılış olarak çok temiz, cömerd ve güzel huylu bir insandı. Bastıkları kafilede bulunan kadınlara kesinlikle dokunmaz, borçlu olanların ve sermayesi az olanların, ellerindeki mallarını ve hayvanlarını almazdı.

Devam edecek…

<<<Fudayl Bin İyâd (r.a.) nın bir başka yazısı>>>

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Çağ-çağ barajı (Nusaybin)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 3

Bir gün yoldan bir kervan geçiyordu. Kervanda bulunan bir kişi sohbet esnasında;

-“İman edenlere vaktı gelmedi mi ki, kalbleri Allah’ın zikrine ve inen Kur’an-i Kerim’e saygı ile yumuşasın!…” (Hadid- 16)” ayet-i kerimesini okudu.

Bu ayet-i kerim’e kendisine öyle te’sir etti ki, gönlünden yaralandı.

İçinden;

-“Geldi, geldi. Hatta geçti bile!”diyerek kendinden geçti.

Ve;

Fudayl bin İyâd (r.a.) kendinden geçmiş bir halde, şaşkın ve mahcup olarak bir harabeye sığındı. Bu sırada kervan yola çıktı.

Giderlerken kervandekiler;

-“Fudayl (r.a.) yolumuzun üzerinde bulunuyor. Acabe nasıl gideceğiz?” diye birbirleri ile konuşurlarken,

Fudayl bin İyad (r.a.) bu konuşmaları duydu. Ve;

-“Size müjdeler olsun! Şimdi o, yaptıklarına pişman olup tevbe etti. Bundan önce, nasıl siz ondan kaçıyor idiyseniz, bundan sonra da o sizden kaçmakta, sakınmaktadır.” Diyerek tevbe ettiğini bildirdi.

Bundan sonra her tarafı gezerek, üzerinde hakkı olanları buldu ve fazlasıyla ödiyerek hepsi ile helalaştı.

Yalnız EBYURD şehrinde bir Yahudi hakkını helal etmiyordu. Hiçbir teklifi kabul etmiyor, Fuadyl bin İyâd (r.a.)ı zor durumda bırakmak için olmadık şartlar ileri sürüyordu.

Dedi ki;

-“Eğer hakkımı helal etmemi istiyorsan, filan yerde kayalık bir tepe var. O tepeyi kazarak oradan kaldır. Oralar dümdüz olsun!”

Fudayl bin İyâd (r.a.) hakkını helal ettirmek için buna razı oldu ve kazmaya başladı.

Hazreti Fudayl bin iyâd (r.a.) ın bu gayreti sebebiyle Allah-u Teâlâ (c.c.) nın ihsaniyle, bir seher vakti rüzgar çıktı. Allah-u Teâlâ’nın izniyle orayı dümdüz etti.

Yahudi bunu görünce hayretten dona kaldı. Bu sefer de;

-“Benden aldığın malımı iâde etmedikçe hakkımı helal etmiyeceğim.” Diye yemin etmiştim. Benim yastığımın altında altınlar var. Sana hakkımı HELAL edebilmem için oradan altınları alıp bana vermen lazım.” Dedi

Yahudi yastığının altına çakıl taşları koymuştu. Hazreti Fudayl bin İyâd (r.a.) elini yastığın altına soktu. Allah-u Teâlâ’nın izniyle, çakıl taşları altın olmuştu. Bir avuç altını yahudiye verdi.

Yahudi hayret içinde idi.;

Devam edecek…

<<<Fudayl Bin İyâd (r.a.) nın bir başka yazısı>>>

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Gül

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 4

Yahudi hayret içinde idi.;

-“Sana hakkımı helal etmeden önce bana İSLAM’I anlat.” Dedi.

Hazreti Fudayl (r.a.);

-“Bu ne hakdır?” diye sorunca

Yahudi şöyle anlattı;

-“Ben Tevrat’ta okudum ki; -“Tevbesinde sadık ve samimi olanın elinde çakıl taşları altın alır.”
-“Aslında yastığın altında çakıl taşları vardı ve ben seni imtihan etmek için, öyle söyledim. Elinde, çakıl taşlarının altın olduğunu görünce anladım ki, senin dinin hakdır, ve tevbenden sadıksın.” Dedi.

Ve iman etti Müslüman oldu.

Hazreti Fuadyl bin İyâd (r.a.), yaptıklarına çok pişman olmuştu. Yanindekilerden birine;

-“Allah rızası için beni bağla ve sultanın huzuruna götür. Benim birçok cezalarım vardır. Beni götür ki, Sultan beni cezalandırsın ve ben de cezamı çekeyim. Böylece hakkımdaki dini hüküm ne ise, o yerine getirilmiş olur.” Dedi.

Sultanın yanına getirdiler ve durumunu bildirdiler. Sultan kendisine çok izzet ve ikramda bulunarak, evine götürülmesini emretti. EVİNİN ÖNÜNE GELDİĞİNDE HÂLÂ AĞLİYORDU.

Hanımı görüp;

-“Sana ne oldu? Niçin ağliyorsun? Yoksa seni dövdüler mi?” dedi.

Fuadyl Bin İyâd (r.a.);

-“Evet, hem de çok dövdüler.” Buyurdu.

Hanımın merakı daha da artarak;

-“Nerene vurdular?” deyince

Fuadayl bin İyâd (r.a.);

-“Sultan yaptıklarımın cezasını vermedi, fakat ızdırabım canımı yakıyor ve ciğerimi deliyor.” Dedi

Sonra hanımına;

-“Ben Rabbim’in hanesine, Ka’be’ye gidip ziyaret etmeye niyet ettim. İstersen aramızdaki ‘nikah’ bağını çözüp seni boşayayım.” Dedi.

Hanımı;

-“Allah korusun. Senden nasıl ayrılırım. Sen nereye gidersen ben de seninle beraber gelir, senin hizmetinde bulunurun.” Dedi.

Devam edecek…

<<<Fudayl Bin İyâd (r.a.) nın bir başka yazısı>>>

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Geliye Şame ziyareti (Nusaybin)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 5

Hanımı;

-“Allah korusun. Senden nasıl ayrılırım. Sen nereye gidersen ben de seninle beraber gelir, senin hizmetinde bulunurun.” Dedi.

Sonra ikisi beraberca hac yolculuğuna çıktılar. Allah-u Teâlâ , yolculuklarını kolaylaştırdı. Kâ’be’de bazi âlimlerle buluştular. İmâm-i Â’zam Ebû Hanife (r.a.) hazretlerinin derslerine katıldı. Ondan ilim öğrendi.

Kısa zamanda çok şeyler öğrendi. Hikmetli sözler söylemeye başladı. Mekke’liler yanına gelir, onlara va’z ve nasihat verirdi.

Bir gece Harun Reşid’ın veziri Fuadayl’i Bermeki’ye;

-“Beni bir kimsenin yanına götür. Kalbim, bu göz kamaştırıcı şâşâ’lı hayattan sıkıldı. Rahatlık, gönül huzuru arıyorum.” Dedi.

Veziri onu Süfyan bin Uyeyne (r.a.) nin evine götürdü.

Süfyan kapıyı açıp;

-“Kim geldi?”

Sualina;

-“Emir-ül Mü’minin geldi.” Dediler.

Süfyan bin Uyeyne (r.a.);

-“Ne için bana haber vermediniz. Bilseydim ben huzuruna gelirdim.” Dedi.

Harun Reşid bunu duyunca;

-“Benim aradığım kimse bu değildir.” Dedi.

Süfyan bin Uyeyne (r.a.) bunu duyunca ve;

-“Sizin aradığınız Fudayl bin İyâd (r.a.) dir.” Dedi.

Fudayl bin İyâd (r.a.) nin kapısına gittiler.

Fudayl bin İyâd (r.a.);

-“Günah işleyenler, kendilerini iman edenlerle bir tutacağımızı mı sanıyorlar.” Ayeti kerimesini okuyordu.

Harun Reşid;

-“Nasihat istersek, bu bize yeter.” Dedi Kapıyı çaldılar

Fudayl bin İyâd (r.a.);

-“Kim o?” deyince

Kapıdekiler;

-“Emir-ül mü’min.” Dediler.

Bunun üzerine Fudayl (r.a.);

-“Emir-ül mü’minin benim yanımda ne işi var ve benim onunla ne işim var? Beni meşgül etmeyiniz.” Dedi.

Devam edecek…

<<<Fudayl Bin İyâd (r.a.) nın başka bir yazısı>>>

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kelehke Şeyh Atman (Navale)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 6

Bunun üzerine Fudayl (r.a.);

-“Emir-ül mü’minin benim yanımda ne işi var ve benim onunla ne işim var? Beni meşgül etmeyiniz.” Dedi.

Veziri;

-“Ulülemre, (Yani halife’ye) itaat vaciptir….” Deyince.

Fudayl bin İyâd (r.a.);

-“Beni meşgül etmeyiniz.” Buyurdu.

Vezir Fudayl’i Bermeki;

-“Musaadenle mi girelim, yoksa zorla mı?” dedi.

Fudayl bin İyâd (r.a.);

-“MUSAADEM YOK, AMA ZORLA GİRCEKSENİZ, SİZ BİLİRSİNİZ.” Buyurdu.

Halife, Harun Reşid içeri girdi. Fudayl bin İyâd (r.a.) kimsenin yüzünü görmemek için kandili söndürdü.

Karanlıkta halife Harun Reşid’in eli Fudayl bin İyâd (r.a.) ın eline değdi.

Fudayl (r.a.);

-”Bu el ne yumuşaktır. Cehennemden kurtulursa…” Buyurunca

Harun Reşid ağladı ve nasihat olacak bir söz daha söylemesini istedi.

Fudayl Bin İyâd (r.a.) buyurdu ki;

-“Senin büyük baban Hazreti Abbas (r.a.) Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) in amcası idi.

Peygamberimize;

-“Beni bir kavme emir (başkan) yapınız.” Demişti.

Peygamber Efendimiz (Sallallahu aleyhi ve selem) da;

-“Ey amcam, seni nefsin üzerine emir ettim.” Yani nefsinin Allah-u Teâlâ’ya taat ve ibadetle meşgül olması, insanların bin senelik taatından iyidir.” Buyurdu.

Çünkü,

-“BİR EMİRLİK (başkanlık) KIYAMETTE PİŞMANLIKTIR.” Buyurmuştur.

Halife Harun Reşid;

-“Biraz daha söyle.” Dedi.

Fudayl Bin İyâd (r.a.) buyurdu ki;

-“Ömer bin Abdulaziz (r.a.) i halife yaptıkları zaman, Salim Bin Abdullah, Reca bin Havye ve Muhammed bin Kab’ı çağırdı

Ve;

-“Ben bu işe düştüm, kurtuluş çarem nedir?” diye sordu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu

Kelehke şeyh Atman (Navale)

Fudayl Bin İyâd (Radiyallah-u anh)- 7

Fudayl Bin İyâd (r.a.) buyurdu ki;

-“Ömer bin Abdulaziz (r.a.) i halife yaptıkları zaman, Salim Bin Abdullah, Reca bin Havye ve Muhammed bin Kab’ı çağırdı

Ve;

-“Ben bu işe düştüm, kurtuluş çarem nedir?” diye sordu.

Onlar da;

-“Yarın kıyamet gününde azaptan kurtulmak istiyoran Müslümanlardan yaşlıları baban yerine koy, gençleri kardeş olarak kabul eyle, çocukları da kendi çocukların gibi düşün! Kadınları ise kız kardeşin ve annen olarak kabul eyle. ONLARA BABANA, ANNENE, KARDEŞİNE VE ÇOCUKLARINA YAPTIĞIN GİBİ MUAMELE EYLE.” Dediler.

Halife Harun Reşid;

-“Biraz daha söyle.” Dedi.

Fudayl bin İyâd (r.a.) buyurdu ki;

-“İSLAM ÜLKESİ SENİN EVİN GİBİDİR. İNSANLARI EV HALKIN GİBİDİR. BABALARINA LÜTUFLA, KARDEŞLERİNE VE ÇOCUKLARINA İYİLİKLE MUAMELE EYLE!” Buyurdu.

Sonra devam ederek buyurdu ki;

-“KORKARIM ŞU GÜZEL YÜZÜN ATEŞLE YANAR VE ÇİRKİNLEŞİR. GÜZEL YÜZLERDEN NİCELERİ CEHENNEMDE ÇİRKİNLEŞİR VE EMİRLERDEN (BAŞKANLARDAN) NİCELERİ ORADA ESİR OLUR.”

Halife Harun Reşid;

-“Biraz daha söyle.” Dedi ve hüngür hüngür ağlayıp feryad etti.

Fuadyl bin İyâd Hazretleri (r.a) buyurdu ki;

-“ALLAH-U TEÂLÂ’DAN KORK VE O’NA NE CEVAB VERECEĞİNİ DÜŞÜN. CEVABLARINI ŞİMDİDEN HAZIRLA! ÇÜNKÜ KIYAMET GÜNÜ, ALLAH-U TEÂLÂ SANA MÜSLÜMANLARIN HEPSİNDEN TEK TEK SORACAKTIR. HEPSİ İÇİN ADÂLET İSTİYECEKTİR. EĞER BİR GECE BİR İHTİYAR KADIN, EVİNDE BİR ŞEY YEMEDEN YATARSA, YARIN (Kıyamette) SENİN ETEĞİNE YAPIŞIR VE SANA HASIM (Düşman) OLUR.”

Halife Harun Reşid, ağlamaktan kendinden geçti. Veziri Fudayl-i Bermeki;

-“Ey Fudayl! Yetişir! Emir-ül Mü’mini öldüreceksin.” Dedi.

Fudayl bin İyâd hazretleri (r.a.) buyurdu ki;

-“Sus Ey Haman! O’nu sen ve kavmin helak eylediniz, ben değil.”

Bu söz Halife Harun Reşid’in ağlamasını daha da artırdı.

Ve Bermeki’ye;

-“Sana Hâman demesi, beni Fir’van yerine koyduğundandır.” Dedi.

Sonra Halife Harun Reşid, Fudayl bin İyâd (r.a.) a;

-“Birisine borcun var mıdır?.” Dedi.

Fudayl bin İyâd (r.a.);

-“Evet Allah (c.c.) a borcum var. O da itaattır. Huzuruna böyle borçlu çıkarsam vay halima.” Buyurdu.

Halife Harun Reşid;

-“İnsanlara borcun var mı demek istiyorum.” Dedi.

Fuadyl Bin İyâd (r.a.);

-“ALLAH-U TEÂLÂ’YA ŞÜKÜRLER OLSUN Kİ, BANA ÇOK Nİ’METLER VERDİ, HİÇ ŞİKAYETİM YOKTUR.” Buyurdu.

Bunun üzerine Halife Harun Reşid Fudayl (r.a.) ın önüne 1000 (bin) altın koyup;

-“Bunlar helaldır. Annemin mirasındandır.” Dedi.

Fudayl bin İyâd (r.a.) buyurdu ki;

-“Bütün bu nasihatlarımın sana faydası olmadı. Ben sana Müslümanların malını geri ver sen bana veriyorsun.” Söyledi ve yanından kalkıp gitti.

Halife Harun Reşid de çıkıp gitti.

Her ne zaman Fuadyl (r.a.) nın ismi yanında anıldığında Halife;

-“Ah! Ne insandır o! Hakikatten mert insandır.” Diyordu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri (c.c.) Bizleri ve sizleri Fudayl bin İyâd hazretleri (Radiyallah-u anh) hurmetine günahlarımızı afv eylesin. Amin

Fuad Yusufoğlu