TASAVVUF- 5
Girnavas Mevki-i (Nusaybin)
TASAVVUF- 5
Allau-u Teâlâ, Peygamber ve Resullerden sonra onları herkesten üstün kılıp kalblerine ilahi sırlar için merkez haline getirmiştir. Onlar, halkın iman ve terbiyeleri için yardımcılarıdır. Bütün ahval ve davranışlarından Hakk ile beraberdirler.
Taybi (r.a.) şöyle der;
-“Âlim olan kimse mütabahhir olup zamanın büyüklerinden de olsa bilgisine kanâat etmemeli, doğru yolu kendisine göstermek için ehl-i Tarîk ile bir araya gelip onların mâiyetinde bulunmalıdır ki, rûhları pâk olduğundan Hakk’ın ilham yolu ile kendileriyle konuştuğu kimselerden olsun ve kirlerden kurtulsun.”
-“Âlim olan kimsenin ledünni ilimlerin feyzine ehil olabilmesi ve Nübüvvet penceresinin nûrlarından iktibas edebilmesi için, ilmine karışan nefs-i emmârenin paylarıyla hevâ ve hevesin bulanıklığından sakınması gerekir Bu da, ancak kâmil ve âlim, kalb hastalıklarını ve manevi necasetlerinden temizleme usûlünü kavrayan ilim ve zevk yönünden nefsine muâmele yolunu bilen bu Üstaz’ın delâletiyle mümkün olabilir.”
-“Ancak böyle bir kimse, nefs-i emmârenin haşin davranışından ve gizli desiselerinden kurtulabilir. Bütün ehl-i tarik, insanın kalben Allah’ın huzuruna girmesine engel olan haz ve huyların yok edilmesi için yol gösteren böyle bir üstaz’ı edinmesinin gerekli olduğunu,” söylemişlerdir.
İbadet ve tâatlarda huzur ve huşu’ ancak böyle elde edilir. Çünkü bu vâcib; vâcib olmayan bir şeye dayansa, vâcib olmayan bir şey de, vâcib olur. Şübhe yok ki, kalb hastalıklarını tedavi etmek lazımdır. Bunun için kalb hastalıkları bir kimseye galebe çalarsa, onu vartalardan kurtaracak bir üsta aramak lazimdir.
Ahmed bin Hanbel (r.a.) oğlu Abdullah (r.a.) a şöyle diyordu;
-“Ey oğlum, bu cemâatle oturup kalk, çünkü onlar ilim, murakabe, korku, zühd ve yüksek himmetleriyle bizden üstündürler.
İmâm-i Şafi-i (r.a.) Tasavvuf ehliyle oturup kalkardı;
-“Fakîh olan kimse, yanında bulunmayan ilmi öğrenmek için sufilerin terimlerini öğrenmeye muhtactır.” Diyordu.
İmâm-i Şafi-i ile Ahmed bin Hanbel (r.anhüm) Sufilerin meclisine gidip gelirler, zikir meclislerinde bulunurlardı.
Bunun için onlara;
-“Nedir bu cahillerin yanına gidip geliyorsunuz?” denilince
Derler ki;
-“İşin başı olan takva, muhabbet ve ma’rifet (Allah’ı tanımak) bunlardadır.
Tenviru’l Kulûb
Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri Tasavvuf ehli veli kulların yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.
Fuad Yusufoğlu
Etiketler: Tasavvuf, Tasavvuf nedir, Tasavvuf'un hakikatı
15 Eylül 2011, 08:40 tarihinde.
[...] (c.c.) ın rahmeti « TASAVVUF- 3 TASAVVUF- 5 [...]