Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) – 14

23 Haziran 2008 Pazartesi

Hasankeyf’in Tarihi Köprüsü (Batman)

Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) – 14

Mevlânâ Sa’deddin’e;

-“Şu zayıfın gâlip gelmesi için himmet edelim. Sen himmet göster ben de yardımcı olayım.” Dedim

İri vucutlu pehlivan zayıf pehlivanı yerden yere vuruyordu. Zayıf olana himmet etmeye başladık. O anda zayıf pehlivandan beklenmedik bir hâl oldu. Ellerini uzatıp karşısındaki koca pehlivanı havaya kaldırdı. Sonra başının üzerinden döndürüp sırt üstü yere çaldı. Seyreden halk’dan, müthiş bir nara ve çığlık koptu. Herkes bu beklenemedik neticeden şaşırmış bağırıyordu. Kimse te’sirin nereden geldiğini bilmiyordu. Baktım Mevlânâ Sa’deddin Kaşgâri’nin gözleri yumulu.

Koluna dokunup;

-“Artık himmeti bırak, her şey olup biti..” dedim. Sonra oradan uzaklaştık.

Ubeydüllah-i Ahrâr hazretleri (r.a.), bir ilkbahar mevsiminde, Hirat’dan Taşkend’e gitmek üzere yola çıkmıştı. Akşam olunca , yolda bir talebesinin bulunduğu yere ulaşmış ve o gece oarad misafir olmuştu.”

Bu talebesi şöyle anlatmıştır; Gece yatacağımız zaman bana;

-“Sen benim yattığım odada yat.” Dedi.

Bunun üzerine onun yattığı odada, ondan uzak bir köşeye çekilkip, orada geceledim. Gece yarısı ismimi söyleyip;

-“Uyuyor musun! Uyanık mısın?” dedi.

Ben de;

-“Uyumuyorum efendim.” Dedim

Bana;

-“Hemen kalk, kıymetli eşyalarını topla ve derhâl dışarı çık!” buyurdu.

Ve kendisi de sür’atle dışarı çıktı.

-“Bu çevrede olanları da uyandır. Kıymetli eşyalarını toplayıp hayvanlara yüklesinler. Beni takip edip peşimden geliniz.” Dedi.

Sür’atle uzak bir tepeye doğru yürüdü biz de hemen toparlanıp onu takip ettik. Tepeye çıkıp, üzerinde durdu. Biz de yanında durduk.

Bizimle gelenler bu duruma şaşırarak;

-“Sebep nedir ki, geceyarısı uykumuzu bölüp buraya geldik?” diyorlardı. Bir kısım da ihmâl gösterip, gelmemişti. Biz tepe üzerinde iken, birdenbire korkunç bir sel geldi. Ününe gelen ağaç, kaya, duvar, ev ve ne varsa süpürüp götürüyordu.

Devam edecek…

İslam âlimleri ansiklopedisi

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri “Silsile-i âliyye” denilen büyük âlim ve velilerin Onsekizinci’si Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) yüzü suyu hürmetine günahlarımızı aff eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

“Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) – 14” için 1 Yorum

  1. Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) – 13 « بسم الله الرحمن الرحيم diyor ki:

    [...] (Ebü’l Vefâ) Radiyallah-u anhu – 17 « Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) – 12 Ubeydullah-i Ahrâr (Radiyallah-u anhu) – 14 [...]

Yorum Yapın