Zekât- 7

09 Kasım 2008 Pazar

Kasyan ziyaret (Eski mezarlık) Navala- sipi

Zekât alan bu sekiz sınıf hangileridir?

1- Fakirler:

Fakir, hiçbir şey’i olmayan, hiçbir kazanç yapamayan kimseye denir. Günlük. Günlük yiyeceği ve giyeceği varsa fakir değildir.

Bir günlük ve gecelikten fzla yiyeceği yoksa, fakat paltosu yok, yalnız gömlerği varsa, yahut paltosu var, gömleği yoksa, fakir ayılır.

Bir aletle çalışacak vaziyete olsa, fakat aleti olmazsa, fakirdir. İlim talebesi olup başka işte çalışmakla ilimden geri kalacaksa fakirdir. Böyle fakirlik az olur.

Ancak çocuklarda olur. BUNUN DA ÇARESİ, AİLESİ KLABALIK OLAN FAKİRİN ARANMASI VE FAKİRE VERİLECEK HİSSENİN ÇOCUKLAR TARAFINDAN ONA VERİLMESİDİR.(Hnefi mezhebine buna miskin denir.)

2- Miskinler;

Mühim ihtiyacından fazla bir şey’i olmayana miskin denir. Evi ve elbisesi olan fakat bir senelik ihtiyacına yetişmezse, veya kazandığı kendine yetmezse, ona bir senelik yetecek kadar vermek caizdir.

Evinde, yerde serili halı, kilim ve kullanılan kap kaçak ve kitablar olsa, yine miskin sayılır İhtiyaçtan fazl olursa, miskin sayılmaz. (Hanefi mezhebinde böyle olana fakir enir.)

3- Zekât toplayan ve fakirlere ulaştıranlar;

Bunların ücretini zekâttan vermelidir.

4- Müellefe;

Bu da, kendisine mal vermekle Müslüman olabileceği düşünülen ve onun Müslüman olmsıyle, diğerlerinin de Müslüman olmak isteyebilecekleri bilinen isim yapmış kimselerdir.

5- Mükâteb;

Bunlar, efendilerine belli bir miktar para verip kendilerini satın alan, yâni azad olan kölelerdir.

6- Günaha sarfetmeyen borçlu;

Fakir olsun, zengin olsun verilir. Fakat fitneye sebep olan bir şey için borçlu olmamalıdır.

7- Gaziler;

Kendisine devlet tarafından maaş verilmeyen muharibler, zengin bile olsa, yol masrafları zekât parasından verilir.

8- Yol azığı olmayan misafir;

Yolcu olur,yahut kendi şehrinden sefere çıkar. Yiyecek ve diğer masraflarına yetecek kadar verilir. Yalan söylediği anlaşılmadıktan sonra, fakirim yahut miskinim diyenin sözüne inanılarak vrilir.

Ama misafir (yolcu) ve gazi (muharip) sefere ve harbe gitmezlerse, zekâtı onlardan geri almak lazımdır. Diğer sınıflar, sözüne emniyet edilen kimselerin sözüyle anlaşılır.

Devam edecek…

Kimyay-i Saadet (İmam-i Ğazali)

Allah-u Teâlâ hazretleri bizleri ve sizleri fakirların hakkı olan zekatı başa kakmadan veren Salih kullarından eylesin. Amin.

Fuad Yusufoğlu

Etiketler: ,

“Zekât- 7” için 1 Yorum

  1. ceylannur diyor ki:

    Zekâtın Önemi

    İslâmın beş şartından dördüncüsü zekât vermektir. Hicretin ikinci yılında oruçtan önce farz olmuştur. Mal ile yapılan ibadettir.

    Zekât, dini ölçülere göre zengin olan müslümanların seneden seneye malının ve parasının kırkta birini fakir olan müslümanlara vermesidir. Zekât, Kur’an-ı Kerim’de namaz ile birlikte otuzyedi yerde geçmektedir. Zekâtın üzerinde bu kadar çok durulması onun dinimizde büyük önem taşıdığını göstermektedir.

    Zekâtın Faydaları

    Zekât, kalbi cimrilik hastalığından, malı fakirin hakkından temizleyen, zenginlerde şefkat ve merhamet duygularını geliştiren bir ibadettir. Zekât sayesinde fakirlerin kalbindeki haset ve kıskançlık ortadan kalkar. Kendilerine yardım eden zenginlere karşı sevgi ve saygı meydana gelerek toplumda birlik ve kardeşlik kuvvetlenmiş olur.

    İslâm Dini, toplumun dertlerini tedâvi eden, ihtiyaçlarını karşılayan birçok esaslar getirmiştir. Allah’ın emri olan zekât, bir sosyal yardımlaşma sistemidir. Zekât malın büyümesini ve bereketlenmesini sağlar. Zekâtı verilen serveti, yok olmaktan, kötü insanların zararından Allah korur. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyuruyor: “Mallarınızı zekât ile koruyunuz.”

    Zekâtı Kimler Verir

    Aşağıdaki şartları taşıyan kimseler zekât vermekle mükellef olur:

    1) Müslüman olmak,
    2) Akıllı olmak,
    3) Erginlik çağına gelmiş olmak,
    4) Hür olmak,
    5) Dinen zengin (yani aslî ihtiyaçlarından ve borçlarından başka “nisab” miktarı mala veya paraya sahip) olmak,
    6) Zekâtı, verilmesi gereken mal veya para:
    a) Nisab miktarına (yani 80.18 gr. Altın değerine) ulaşmış olmak,
    b) Sahibinin elinde tam bir kamerî yıl kalmış olmak,
    c) Hakikaten veya hükmen artıcı nitelikte olmak gerekir,

    Zekât verilecek kimseler şunlardır:

    1) Fakirler: Dini ölçülere göre zengin sayılmayan, nisab miktarı malı olmayan kimselerdir.
    2) Yoksullar: Hiçbir şeyi olmayanlar.
    3) Borçlular: Borcundan fazla nisab miktarı mala sahip olmayanlar.
    4) Yolcu: Memleketinde malı olduğu halde yolda parasız kalan, elinde bir şey bulunmayan kimselerdir. (Bunlara memleketlerine varacak kadar zekât verilebilir.)
    5) Allah Yolundakiler: Bunlar cihad veya hac için yola çıkıp parasız kalanlar ile işini gücünü bırakıp kendisini ilme vermiş olan kimselerdir.

    Zekât Verirken Şu Sırayı Gözetmeli:

    Önce kardeşler, kardeş çocukları, amca, hala, dayı ve teyze, sonra diğer akraba ve komşular, bunlardan sonra mahallesinde ve oturduğu memleketteki fakirler. Aldığı zekât parasını günah yolunda harcayacak veya israf edecek olan kimselere değil, gerçek ihtiyaçları için harcayan fakirlere vermek daha iyidir.

    Zekât Kimlere Verilmez
    1) Ana, baba, büyük ana ve büyük babalara,
    2) Oğluna, oğlunun çocuklarına,kızına, kızının çocuklarına ve bunlardan doğan çocuklara,
    3) Zenginlere,
    4) Müslüman olmayanlara,
    5) Karı-koca birbirlerine.

    .SLM VE DUA ILE KALIN DOSCA KALIN

Yorum Yapın